III.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile intifa hakkı tesisine ilişkin olarak tapu müdürlüğünde resmi işlemin usulüne uygun olarak yapıldığı ve resmi senette intifa hakkı bedelinin tamamen alındığının belirtildiği, davacı tarafça intifa hakkı bedelinin ödenmemesi nedeniyle terkin talep edilmişse de resmi senette bedelin alındığının belirtilmesi nedeniyle bedele ilişkin iddianın davalı tarafa karşı değil tapuda resmi işlemi gerçekleştiren vekile karşı ileri sürülebileceği bunun dışında da intifa hakkının terkinini gerektirir başkaca bir durum bulunmadığı, intifa hakkının tesis edildiği 2011 yılından davanın açıldığı 2017 yılına kadar da intifa hakkının nizasız olarak devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Esas............ sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile dava dışı............................... arasında mülkiyeti davalıya ait taşınmaz üzerinde bulunan akaryakıt istasyonu için 08/03/2007 tarihli imzalanan bayilik sözleşmesi kapsamında davalı tarafça müvekkil lehine taşınmaz üzerinde 20 yıl süreyle intifa hakkı verildiğini, intifa hakkına istinaden ....................ı tarafından hatalı olarak 2013-2014-2015-2016-2017 yıllarına ait emlak vergilerinin müvekkil şirkete yansıtıldığını, esasen davacı tarafça ödenmesi gereken toplam 265.705,76 TL emlak vergisinin mecburi olarak ihtirazi kayıtla müvekkil şirket tarafından ödendiğini, intifa hakkının hukuken 2012 yılında sona erdiğini ve intifa senedinde her türlü vergiden davalının sorumlu olduğuna ilişkin düzenleme yapıldığını, müvekkilinin ödediği bedeli davacıya rücu hakkı bulunduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar...
Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi taşınmazın 14.03.1960 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakatları aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir. Olayımızda; davaya konu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın ...’e ait 1680/7680 hissesinin intifa hakkının ...’a ait olduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Mahkemece intifa hakkı sahibinin sağ olup olmadığının araştırılması, sağ ise davaya katılarak yukarıda açıklandığı şekilde bir karar verilmek gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, tapu kaydının incelenmesinden, davacının taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğu, Kat Mülkiyeti Kanununun .... maddesi kapsamında kalan davaları açma yetkisinin bağımsız bölüm maliklerine tanındığı, intifa hakkı sahibinin ancak kullandığı bağımsız bölümünü etkileyen müdahaleler yönünden dava hakkının bulunduğu kabul edilmektedir....
Türk Medeni Kanununun 794. maddesi hükmüne göre intifa hakkı taşınır, taşımaz, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabilir ve aksine düzenleme olmadıkça bu hak sahibine konusu üzerinde tam bir yararlanma yetkisi sağlar. Yasanın 795. maddesi hükmünce kural olarak da taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Kuruluş şekillerine göre intifa hakkının, sözleşmeyle kurulan intifa hakkı, kanuni (yasal) intifa hakkı hükmen kurulan intifa hakkı olmak üzere üç türü vardır. Somut olaydaki istemin dayanağı; 09.03.1998 günlü görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesinin 21/a maddesidir. Gerçekten; bu hüküm «.. taşınmazların mülkiyeti hazineye, kullanım hakkı sözleşme süresinin sonuna kadar şirkete ait olacaktır….» şeklindedir. Davada, 09.03.1998 günlü sözleşmeye dayanılarak hükmen intifa hakkı tesisi istendiğinden, bu sözleşmenin hüküm ve sonuç meydana getirmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.10.2004 gününde verilen dilekçe ile irtifak, intifa ve istimlak şerhlerinin kaldırılması ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 09.03.1998 tarihli görev verilmesine ilişkin imtiyaz sözleşmesine dayalı çekişmeli taşınmazlar tapu kaydında davalı şirket lehine mevcut irtifak hakkı ve istimlak şerhlerinin terkini ile Hazine adına yazılmasına, intifa hakkı şerhlerinin de kaldırılması istemiyle açılmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili temyiz etmiştir....
S... 3-../3 pafta, 16886 nolu parselde intifa hakkının şerh düşüldüğünü, bu nedenle yapılan binada davalının payına düşen taşınmazın kiraya verildiğini intifa hakkı nedeniyle, kira bedelinin kendi payına düşen kısmın ödenmesi için yapılan icra takibine itirazın kaldırılmasını istemiştir. Dosyada mevcut tapu kaydının tetkikinde davalı Drita'nın 1/7 payı üzerinde davacı C.. M..'ın 1/2 intifa hakkının halen mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Eski MK.'nın 444/1 sağ kalan eş birinci derece mirasçılarla(füru) bir arada olursa seçimlik hak sahibi idi. Davacı 1/4 mülkiyet ile 1/2 intifa hakkını tercih ederek, tapu kaydına işletmiştir. İntifa hakkı, bir başkasına ait ekonomik değeri olan eşya, hak ve mal üzerinde kurulan ve sahibine en geniş kullanma ve yararlanma imkanı sağlayan, kişiye bağlı bir sınırlı ayni haktır. Bu hak, aksi kararlaştırılmadıkça konusu olan şeyden tam bir yararlanma ve kullanma hakkı verir. Yine eski MK.'...
Ancak, intifa hakkı sahibi, pay sahibinin menfaatlerini hakkaniyete uygun bir şekilde göz önünde tutarak hareket etmemiş olması dolayısıyla pay sahibine karşı sorumludur." şeklinde olup intifa hakkı sahibinin genel kurula katılma ve oy hakkına sahip olduğu anlaşıldığını, bu nedenle öncelikle davacı şirketin toplantıya kabul edilmeyerek oy hakkının sınırlandırılmasının başlıca hukuka aykırılık nedeni olduğunu, tüm bu hususlara ek olarak aynı zamanda ..., ... ve ...’ın hisseleri üzerinde ... lehine tesis edildiği iddia edilen intifa hakkının geçersiz olduğunu da ortaya koyduğunu, TMK m. 795/1 uyarınca, intifa hakkının taşınırlarda zilyetliğin, alacaklarda ise alacağın devri ile kurulmakta olup buna göre, nama yazılı pay üzerinde intifa hakkı, pay senedi basılmış olması halinde, intifa amaçlı ciro ve teslimle kurulacağının açık olduğunu, 06.03.2012 tarihli Hisse Rehin ve İntifa Hakkı Sözleşmesi uyarınca rehin ve intifa hakkı tesis edilen hisselere ilişkin nama yazılı ilmühaberlerin ilgili...
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve muvazaa hukuki nedenlerine dayalı intifa hakkının terkini istemlerine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Türk Medeni Kanunu'nun 794 üncü maddesi: ‘İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar.’, 795 inci maddesi: ‘İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir.’, 796 ncı maddesi: ‘İntifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer....
Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK.m.796). Ayrıca, intifa hakkının danışıklı kurulduğu iddiası veya iradeyi sakatlayan nedenlerin varlığı da ileri sürülerek terkin isteğinde bulunulabilir....