WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur (TMK.m.795). İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796) Somut olayda; dava konusu 16 parsel sayılı taşınmaz 27.12.1931 tarihli 80 ada 28 parsel sayılı taşınmazdan gelmektedir....

Hemen belirtilmelidir ki; Türk Medeni Kanununda intifa hakkının sona erme sebepleri 796. maddesinde "intifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer. Sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir" şeklinde düzenlenmiş; 797. maddesinde de süresi "intifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer. Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir" biçiminde hükme bağlanmıştır....

    Dereceden 6.000,000-Tl (altımilyontürklirası) değerinde ipotek hakkı tesis edilmesi kararlaştırıldığını, ancak davacı ... işbu sözleşmelere ve protokole aykırı şekilde, 2007 yılında tesis edilen 20 yıllık intifa hakkı süresi dolmadan, 2018 yılının ekim ayında başka bir dağıtıcı ile çalışmaya başlamış, 2027 yılından çok önce 2018 yılı ekim ayında bayilik ilişkisini bitirdiğini, bu sebeple davalı şirket ticari ilişkinin 2007 yılından itibaren 20 yıl daha süreceği saikiyle hareket etmiş olduğu, ilişkinin sürdürülmemesi nedeniyle büyük ticari kayba uğradığı ve sözleşmeye ve protokollere uyulamaması nedeniyle 6.000,00-TL (altımilyontürklirası) ve sair tüm zararlarını talep hakkı olduğunu,bu duruma rağmen davalı şirketin tüm dava ve icra takibi haklarını saklı tutarak, noter kanalıyla davacı ... intifa hakkını terkin edebilmesi talebine karşılık; terkine konu vekaletnameyi davacı ... göndererek intifa hakkının terkin edildiğini, davalı şirketin 2007 yılında lehine 20 yıllık intifa hakkı tesis...

      Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir" hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK'nın "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Mülkiyet hakkının aşırı, taşkın, sorumsuz kullanılmasından zarar gören her taşınmaz maliki veya o taşınmaz üzerinde ayni yahut şahsi hakkı nedeniyle fiili hakimiyeti bulunan şahıslar komşu sayıldığından, elatmanın önlenmesi davası açabilirler....

        İntifa senetleri sahibine sadece malvarlıksal haklar sağlayan, pay senetlerinin aksine şirkette herhangi bir payı temsil etmeyen, pay sahipliği hakkı sağlamayan senetlerdir. Bu bakımdan senet sahibine malvarlığı, yönetim, denetleme ve bilgi hakları vermez. Fakat, kara veya tasfiye bakiyesine katılma hakkı sağlar. Kurucu intifa senedi sahipleri ile anonim ortaklık arasındaki ilişki ortaksal değil, sözleşmesel nitelikte bir ilişkidir. Diğer bir deyişle, anonim ortaklıkta kurucu intifa senedi sahipliği ile pay sahipliği sıfatları tamamen farklı iki kurumdur. Dolayısıyla sözleşmesel bir ilişkinin, kural olarak taraflardan birinin, tek yanlı beyanı ile ortadan kaldırılması mümkün olmadığı için, kurucu intifa senedi sahiplerinin onayı olmaksızın anonim ortaklığın ortaksal bir işlemi ile kurucu intifa senetlerini ortadan kaldırması, itfa etmesi veya sınırlaması mümkün değildir....

          ın payı üzerinde ... lehine 01.11.2011 tarihinde intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700. maddesi “bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” hükmünü taşımaktadır. Davaya konu taşınmazda intifa hakkı kurulduğu hususunda diğer paydaşlara Türk Medeni Kanunu'nun 700. maddesinde öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulmamıştır. Taşınmazdaki pay üzerinde intifa hakkı kurulduğu tebliğ edilmediğine göre 03.11.2011 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir....

            Ayrıca, tapu kayıtlarındaki şerhler hanesindeki beyana göre, davacı ... ... in payında, ... lehine 07.02.2011 tarihinde intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” hükmünü taşımaktadır. Bu durumda dava intifa hakkı sahibinin haklarını yakından ilgilendirdiğinden satış yoluyla paydaşlığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunludur. Davaya konu taşınmazda intifa hakkı kurulduğu hususunda diğer davacı paydaşa Türk Medeni Kanunu'nun 700.maddesinde öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulmamıştır....

              Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; tapu kayıtlarında, davacı lehine tesis edilmiş bulunan intifa haklarının terkininin, hak sahibi davacının vekaletname ile yetkili kıldığı temsilcisi tarafından 11.07.2012 tarihinde yapıldığı, resmi akit tablosunda "Yukarıda özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğum intifa hakkının tamamından bedelini aldığımdan/bedelsiz olarak, çıplak mülkiyet malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklinde beyanda bulunulduğu ve bu beyan sonunda intifa hakkının tapu kaydından terkin edildiği anlaşıldığı, bu durumda intifa hakkı sahibi davacının bakiye intifa bedeli isteyemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

                e ait taşınmaz üzerine 03.07.2006 tarihinden başlamak üzere davacı lehine 12 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa hakkı tesis edilen taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak kullanılması ve işletilmesi için davalı ... ile 22.06.2006 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı ...'...

                  Bu durumda, davanın açıldığı tarihte, davacının intifa hakkı devam etmekte olduğundan, bayilik sözleşmesinin feshinin bu hakkın kullanımı yönünden bir etkisi bulunmamaktadır. O halde dava tarihi olan 15/09/2014 tarihi itibariyle intifa hakkının terkin edilmediği ve sebepsiz zenginleşme olgusu gerçekleşmediğinden, davacının intifa bedeli ve semereleri yönünden talep edilebilir bir hakkı bulunmamaktadır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08/04/2021 Tarih, 2020/5020Esas, 2021/3459 Karar sayılı ilamı). Taşınmaz üzerindeki intifa hakkı davacı tarafından davanın açıldığı tarih itibariyle terkin edilmemiştir. Bu durumda intifa hakkı terkin edilmeden sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak, davanın açılmayacağı zira her davanın açıldığı tarihteki koşullar gözetilerek erken açılan davanın reddine karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu