-KARAR- Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 16.5.2006 tarihli bayilik akdi imzalandığını, sözleşme uyarınca üzerinde benzin istasyonu bulunan taşınmazın intifa hakkını davalıya devir edip ayrıca teminat ipoteği verdiklerini, ancak davalının edimlerini yerine getirmemesi üzerine akdin fesih edildiğini, davalının fesih ihtarına rağmen teminat ipoteğini ve intifa hakkını tapudan terkin etmediğini iddia ederek ipotek ve intifa hakkının tapudan terkini ile 7.000.00.-TL. maddi zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının aldığı akaryakıt bedeli nedeniyle borçlu olup, teminat ipoteğinin terkin edilemeyeceğini ve intifa hakkının kaldırılması için ise TMK.nun 796.maddesi koşulları oluşmadığı ayrıca davacının akdi tek yanlı fesih hakkı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....
İntifa hakkı bir süre ile sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü ya da tüzel kişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünü ile harap olması sebebiyle artık ondan yararlanmanın mümkün bulunmaması durumlarında sona erer. Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse veya yarar ortadan kalkmış ise malik bu hususları ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir....
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin ve intifanın sona ermesinde davalının kusurunun olmadığını, sözleşmenin 15. maddesi gereği davalı ve davacı şirketin iradeleri dışında sözleşmenin uygulanmasının imkansız hale gelmesi halinde birbirlerinden hiçbir şey talep etmeyeceklerini peşinen kabul ettiklerini, davacının muaccel olmayan ve intifa bedelinin üzerinde bir bedeli talep ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam etmesi halinde bakiye intifa hakkı bedeli talep edilemeyeceği, davacı tarafça davalı şirket yetkililerine intifa hakkının terkini hususunda vekaletname verilmiş ise de davacının basiretli bir tacir gibi davranarak intifa hakkını terkin ettirdikten sonra dava açması gerektiği, dava tarihi itibariyle intifa hakkının devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinafa başvurulmuştur....
DELİLLER: Tapu kaydı ve intifa hakkının kurulmasına ilişkin resmi akit tablosu, Bakırköy 17.İcra Müdürlüğü 2014/2058 sayılı icra dosyası ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, intifa hakkının yeniden tesisi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesinin 2. fıkrasında intifa hakkı “aksine düzenleme olmadıkça bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar” şeklinde ifade edilmiştir. Kuşkusuz intifa hakkı ayakta bulunduğu sürece üzerine yüklendiği mülkiyet hakkını içi boşalmış bir duruma sokar. Bu hak kurulurken hakka konu mal üzerindeki hak sahibinin yetkisi tamdır. İntifaya konu mal üzerinde intifa hakkı sahibinin kullanma ve faydalanma yetkileri de daraltılamaz. İntifa hakkı herkese karşı ileri sürülebilir. İntifa hakkı kurulurken mülkiyet hakkı sahibinin kullanma ve yararlanma bakımından var olan yetkileri ne ise intifa hakkı sahibi de o yetkileri kazanır....
olduğu; davacının gönderdiği diğer paraların yatırım bedeli olup olmadığı hususunda toplandığı; araştırmaların ve alınan bilirkişi raporlarının da bu çerçevede incelemelerden oluştuğu görülmüş,Ancak, intifa hakkının süreden önce sona ermesi sebebiyle kullanılmayan döneme ilişkin bedelin talep edilebilmesi için, intifa hakkının TERKİN ETTİRİLMESİ ön koşul olduğu,--------- sayılı ilamında “dava tarihi itibarıyla intifa hakkının terkin edilmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Lehine intifa hakkı tesis edilen davacı şirketinde intifa hakkını terkin ettirme hakkı bulunmaktadır. Her ne kadar, davacı tarafca bu konuda davalı şirket yetkililerine vekaletname verilmiş ise de, intifa hakkının terkin edilmemesi durumunda, davacının basiretli davranıp intifa hakkını terkin ettirdikten sonra dava açması gerekirdi....
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden 101 ada 28, 42, 52 parsel sayılı taşınmazlarda davacı yararına 29.04.2005 tarihinden geçerli olmak üzere 15 yıl süre ile intifa hakkı tesis edildiği, intifa hakkının davacı şirketin talebi ile 21.10.2010 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmıştır. İntifa hakkına elatmanın önlenmesi istemiyle açılan eldeki davada intifa hakkı kaldırıldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi halinde de HMK’nın 331/1 maddesi hükmü uyarınca işin esası hakkında da inceleme yapılarak haksız çıkan taraftan yargılama giderleri ile bu giderler kapsamında olan vekalet ücretinin tahsiline de karar verilmelidir. Rekabet Kurulunun 2003/3 sayılı ......
Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir(TMK.m.795). İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer(TMK.m.796-797). Ancak, terkini istenen intifa hakkında olduğu gibi uygulamada genellikle intifa hakkı akaryakıt bayilik sözleşmesi nedeniyle tesis edilmektedir....
İntifa hakkı bir süre ile sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü yada tüzel kişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünü ile harap olması sebebiyle artık ondan yararlanmanın mümkün bulunmaması durumlarında sona erer. Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik, hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırılabilir. Şayet, intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse veya yarar ortadan kalkmış ise malik bu hususları ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının süresinden önce sona erdirilmesini isteyebilir....
intifa hakkının terkinini talep etmiştir....
Mahkeme gerekçesinde bayilik sözleşmesinin sona ermemesi nedeniyle intifa hakkı bedelinin istenemeyeceği belirtilmiş ise de dosya kapsamından taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin sona erdiği anlaşılmakta olup, mahkemece intifa hakkının terkinine ilişkin tapu sicil müdürlüğünden verilen talep formu ve terkin belge örneği de getirilerek kalan süreye ilişkin intifa hakkı bedelinin tahsil edilip edilmediği, tahsil edilmemiş ise kalan süreye ilişkin intifa bedelinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....