Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 07.03.2007 tarihinde onbeş yıl süreli olarak davacıya ait taşınmaz üzerinde tesis olunan intifa hakkının ... kararları uyarınca beşinci yılın sonunda,07.03.2012 tarihinde sona ermesi gerektiği, dava tarihi itibarıyla intifa hakkının geçersiz hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne, intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, intifa hakkının kaldırılması istemine ilişkin olup, dava değeri 10.000,00 TL gösterilerek bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Oysa intifa tesisine konu resmi senetten 400.000,00 TL tutar üzerinden davacıya ait taşınmaz üzerinde intifa hakkı tesis edildiği anlaşılmaktadır. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32. maddesine göre eksik peşin harç tamamlanmadıkça müteakip işlemlere, somut olayda yargılamaya devam edilemez. Mahkemece, bu durum karşısında harç ikmalinin sağlanması gerekirken, belirtilen eksiklik giderilmeden yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesinde isabet görülmemiştir....

    Somut olayda; uyuşmazlık, 11.07.2011 tarihli raporla intifa hakkı 29.700,79 TL olarak belirlenen, intifa hakkının kaldırılması istemine ilişkindir. Bu durumda,intifa hakkı davaları niteliği gereği ve HUMK.’nun 1 ve 8/1. maddelerince dava değerine göre, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nun 21. ve 22.( 1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26. ) maddeleri gereğince Büyükçekmece 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ayrıca, intifa hakkının danışıklı kurulduğu iddiası veya iradeyi sakatlayan nedenlerin varlığı da ileri sürülerek terkin isteğinde bulunulabilir. Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının ve İntifa Şerhinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından intifa hakkının kaldırılması isteminin reddi ile nafakanın kaldırılması talebinin reddedilen bölümü yönünden, davalı tarafından ise, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kısmen kabul edilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, d avacının intifa hakkınnı kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların yoksulluk nafakasının kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, Davacı, boşanma hükmü ile davalı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve intifa şerhinin kaldırılmasını talep etmiştir...

          Davacıların talebinden daha çoğu olan intifa hakkının kaldırılması istemli dava açmaya zorlamak doğru değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin karar düzeltme taleplerinin reddi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun kabul-bozma görüşüne katılmıyorum....

            Davalı vekili, işleticilik sözleşmesinin feshinin intifa sözleşmesinin ve dolayısıyla tesis edilen intifa hakkının da ortadan kaldırılması sonucunu doğurmayacağını, işleticilik sözleşmesinin feshi ile intifa hakkının ortadan kaldırılmasının tamamen farklı hukuki nedenlere ve sonuçlara bağlı olduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              ün de taşınmazı terkettiğinden intifa hakkının konusu kalmadığı ve kira ilişkisinin sona ermesi nedenleriyle intifa hakkının terkini gerektiğini ayrıca, kefalet ve ipotek sözleşmesinde kefalet sorumluluğu gösterilmediğinden ve anılan sözleşmeyi okumadan imzaladığından geçersiz olduğunu ileri sürerek, intifa hakkının terkinini, ipoteğin fekkini ve kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitini istemiştir. Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava dışı ... ile bayilik sözleşmesi düzenlediklerini, davacının da taşınmazda intifa ve ipotek tesis ettirdiğini, bayinin borçlarını ödememesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe itirazın iptali için açılan davasının derdest olduğunu, intifa, ipotek ve kefalet sözleşmesinin iptalini gerektirecek husus bulunmadığını, davacının tazminat ödemesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydındaki intifa hakkı kaydının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.10.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 3 parsel sayılı taşınmazın paydaşlığın giderilmesi davası sonucu Nigar Gülay lehine konulan intifa hakkıyla yükümlü olarak satışına karar verildiğini, intifa hakkı sahibinin 17.02.2006’da ölümü üzerine İzmir 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/2 satış dosyasında intifa hakkının kaldırılması için kendilerine yetki verildiğini ileri sürerek intifa hakkının kayıttan terkini isteğinde bulunmuştur....

                  Yasanın 795. maddesine göre intifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda ise tescil ile kurulur. Somut olayda, dava konusu taşınmazda davalıların bayii olan ... ... ve ... Türk Medeni Kanununun 795. maddesi hükmü uyarınca ancak malik oldukları pay üzerinde intifa hakkı tesis ettirebilirler. Taşınmazın tamamını kapsayacak şekilde ve malik olmadıkları davalıların murislerine ait payı kapsayacak şekilde intifa hakkı tesis ettirme olanakları yoktur. Mahkemece, davalılara ait paylar üzerindeki intifa hakkının bırakılarak davacılara ait pay üzerinden intifa hakkının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, intifa hakkının kaldırılması isteminin tümü ile reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

                    konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağı, 795. maddesinde, intifa hakkının, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı, taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı, 796. maddesinde, intifa hakkının, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini, yasal intifa hakkının, sebebinin ortadan kalkması ile sona ereceği, sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebeplerinin, taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi vereceği, 797. maddesinde ise, intifa hakkının, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü, tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona ereceğinin hüme bağlandığı, davacının maliki olduğu taşınmaz üzerinde ......

                      UYAP Entegrasyonu