Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İntifa haklarının (tevliyet, sükna ve galle) tespit ve tahsili için açılacak davalarda; mülhak vakıflar için vakfın yerleşim yeri (kurulduğu yer), mazbut vakıflarda ise bunlar ... tarafından yönetilmekte olup yerleşim yeri ile bir ilgileri kalmadığından ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün yerleşim yeri de ... bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6/1. (1086 sayılı HUMK 9.madde) maddesi de dikkate alınarak ... Mahkemeleri yetkilidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 14/2 maddesi “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmünü içermektedir....

    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı aynî hakka, (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. O halde bir kimsenin komşu sıfatıyla bir dava açabilmesi için, ayni veya şahsi bir hakka dayanması, başka bir anlatımla komşuluk sıfatıyla zarar görmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davanın yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bireysel olarak zarar görüldüğü iddiası yerine, iş merkezi yöneticisi tarafından iş merkezi yöneticiliğini temsilen açıldığı anlaşılmış olmakla iş merkezinde bulunan ve sağlığının etkilendiğini, zarar gördüğünü ileri süren kişiler adına yöneticinin dava açma yetkisi ve görevi bulunmadığı gözetilerek davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, çekişmenin esasının incelenerek yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ......

        Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı aynî hakka, (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. O halde bir kimsenin komşu sıfatıyla bir dava açabilmesi için, ayni veya şahsi bir hakka dayanması, başka bir anlatımla komşuluk sıfatıyla zarar görmesi gerekmektedir. Öte yandan, apartman ve site yönetimlerinin görev ve yetkileri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde açıklanmıştır.Yönetici, ana gayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda onlar adına gerekli tedbirlerin alınması hususunda yetki sahibidir. Ancak, apartman yöneticisi, kat maliklerinin sağlıklarının zarar göreceğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve baz istasyonun kaldırılması davasında onların temsilcisi ve yetkilisi değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ÜST HAKKI KURULMASI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; intifa hakkı tesisinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.4.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            İncelenen tapu kayıtlarına göre anılan sükna hakkının 04/03/2011 tarih ve 1153 yevmiye numarası ile tesis edildiği, 07.06.2012 tarihinde ise terkin edildiği görülmekle feshi istenen ihale tarihi 09.12.2010 olup ihale tarihinde şikayetçi lehine sükna hakkı bulunmadığı açıktır. O halde mahkemece; şikayet edenin İİK'nun 134/2 md. kapsamında ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olmadığı gözetilerek şikayetin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Davalının/alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Aynı Yasanın 795'nci maddesi gereğince de, intifa hakkı taşınırlarda zilyetleğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda ise tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine bir düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Kanuni intifa hakları hariç, intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Başka bir ifade ile, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında (TMK. m. 705) olduğu gibi, intifa hakkının kazanılması için tapuya tescil zorunludur. Tescil, bunu amaçlayan resmi şekilde düzenlenmiş bir sözleşmenin varlığını gerektirir. Resmi şekil, intifa sözleşmesinin geçerlililik (sıhhat) koşuludur. Taraflar bu sözleşmeyle, hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini de kararlaştırabilirler. Olayda, taraflar arasında, intifa hakkı tesisine ilişkin tapu memurunca resmi şekilde yapılmış bir sözleşme bulunmamaktadır....

                Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden önce kurulmuş bir intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi taşınmazın 14.3.1960 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse, diğer paydaşların muvafakatları aranmaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir. İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 700. maddesi uyarınca bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder....

                Bu durumda, karar ve ilam harcı alınması gerektiği halde kanunun yanlış yorumlanarak harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi, 2-Kabule göre de, sükna hakkının tespitine karar verilen taşınmaz 52 ada 15 parselde kayıtlı olduğu halde, kararda 52 pafta 15 parsel olarak yazılması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin tüm mirasçılarının vasiyetnamenin gereğini yerine getirdiklerinin ve uyduklarının açık olduğunu, açılan dava ile vasiyetname içeriğinin tapuya işlenerek zaten intifa hakkı kısmı tescil edilmiş bulunan isteğin çıplak mülkiyet tesisi ile tamamlanmasına yönelik olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇESİ Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dosya istinaf aşamasında iken, davacı asil 04/07/2023 havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Hükmün kesinleşmesinden önce davacının davadan feragat etmesi nedeniyle bu konuda hüküm kurulması görevi ilk derece mahkemesine ait bulunduğundan, davacının vaki feragati nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu