Bu fiili hakimiyetin, mülkiyet hakkına, sınırlı ayni hakka (intifa, sükna, irtifak gibi) veya kişisel bir hakka (kiracılık, ortaklık gibi) dayanması gerekmektedir. Davacı siteye ait 286 parselin tapu kaydının incelenmesinde, 7400 metrekare miktarlı 7 adet konut ve arsası niteliği ile 7 adet dubleks meskenin bulunduğu, site yöneticileri olarak davayı açan ... ve ...'ın bu taşınmazda malik olmadıkları anlaşılmıştır. Öte yandan, apartman ve site yönetimlerinin görev ve yetkileri 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 35. maddesinde açıklanmıştır. Yönetici, ana gayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda onlar adına gerekli tedbirlerin alınması hususunda yetki sahibidir. Ancak, site yöneticisi bağımsız bölüm maliklerinin zarar gördüğünü ileri sürerek yola elatmanın önlenmesi ve yolun açılması davasında onların temsilcisi ve yetkilisi değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Oturma (Sükna) Hakkı Tesisi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.05.2015(Çarş.)...
Paşa Vakfı'nın sükna hakkına müstehak vakıf evladı olduğu ileri sürülerek vakfiyedeki sükna hakkına konu taşınmazın otel yapılması sebebi ile iş bu otelin sükna hakkına dayalı olarak davacıya tahsisi, olmadığı takdirde otelin kiraya verildiği tarihten itibaren kira bedeli olarak şimdilik kaydı ile 20.000 TL istenmiş; , Mahkemece, sükna hakkına konu taşınmazın yok olması ile hakkın sonra ereceği gerekçesi ile dava reddedilmiş, temyiz sonucu (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince, Vakfedenin, vakfa tahsis ettiği bazı taşınmazlarda öncelikle azatlı kölelerinin, onlardan sonra bu kölelerin erkek çocuklarının kuşaktan kuşağa oturmalarını istediği, davacının da kesinleşen mahkeme kararı ile bu sükna hakkına sahip olduğunu tespit ettirdiğinden; davacının dava konusu ......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/591 Esas, 2002/682 Karar sayılı davalı Habibe ile dava dışı Osman Yüksel arasındaki boşanma dava dosyası incelendiğinde; anılan tarafların boşanma protokolü uyarınca boşanmalarına karar verildiği, kararda davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan bir katlı evde bulunan tüm eşyaları Habibe'ye verilmesine ve Habibe ve müşterek çocuklar Yasemin, Tuğçe ve Tuğba yararına bu evde sükna hakkı tesisine karar verildiği görülmektedir. Yargılama sırasında davalı tarafın anılan mahkeme ilamı doğrultusunda sükna hakkı tesisi için tapu müdürlüğüne başvurduğu ancak talebin tapu müdürlüğü tarafından reddedildiği görülmektedir....
Bu kapsamda davacının dayandığı intifa hakkına ilişkin düzenlemeler değerlendirilecek olursa: Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795). İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796)....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İntifa (Oturma) Hakkına Dayalı Elatmanın Önlenmesi, Kişisel Hakka Dayalı tazminat(Ecrimisil) ve Manevi Tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça İntifa (Oturma) Hakkına Dayalı Elatmanın Önlenmesi, Kişisel Hakka Dayalı tazminat (Ecrimisil) ve Manevi Tazminat istemlerine yönelik olarak dava açılmıştır. Dairemiz taşınmaz mallara ilişkin, tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar yönünden görevlidir. Davacı taraf dava konusu taşınmazın maliki olmadığı gibi mülkiyet hakkına dayalı olarak ta bu davayı açmamış, kişisel hakka dayalı olarak bu davayı açmıştır. İntifa hakkı TMK.nın 794. ve devamı maddelerinde, oturma hakkı ise 823 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 4....
HMK 305. maddesi gözetildiğinde; infazda tereddüt olduğu anlaşıldığından mahkemenin tavzih isteminin reddine ilişkin 27/02/2013 tarihli kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; Dava konusu yerin davalı adına olan tapusunun iptali ile intifa hakkı Ulaştırma Bakanlığına ait olmak üzere hazine adına tescili yerine, irtifak hakkının Hazine adına tesciline karar verilmesi, Doğru değilse de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 16/12/2008 tarihli gerekçeli kararın 1 numaralı bendinden (kısmı üzerine) kelimelerinin çıkarılmasına, yerine (kısmının) kelimesinin yazılmasına, yine aynı bentten (İRTİFAK HAKKI) ibaresinin çıkartılmasına, Hükmün bu şekilde TAVZİHİNE, 02.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanununun 794.maddesi hükmüne göre intifa ..., sahibine konusu üzerinde tam bir yararlanma yetkisi sağlar. 795.maddeye göre de taşınmaz üzerindeki intifa ... tapu siciline tescil ile kazanılır. Yasal intifa hakları hariç intifa ... kurulmasında sözleşme hukukunun irade serbestisi kuralları geçerlidir. Diğer taraftan tapunun oluşumuna esas resmi senette bağışlamanın intifa ... tesisi koşuluna bağlı yapıldığı yazılı olmadığından resmi senede karşı ileri sürülen iddianın aynı biçimde yazılı olarak kanıtlanması HUMK.nun 290.madde hükmü gereğidir. Bütün bu nedenlerle, davanın reddi yerine taraf iradeleri varmış gibi davacı yararına intifa ... tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 4.10.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Olaya uygulanması gereken 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 700 maddesi “ “ bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı buna düşecek bedel üzerinde devam eder” ” hükmünü taşımaktadır. Yürürlükten kaldırılan Türk Kanunu Medenisi’nde bulunmayan bu yeni düzenleme ile bir pay üzerinde intifa hakkı kurulması halinde diğer paydaşlardan biri üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa , satış yoluyla yapılacak paylaşmada pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satışın yapılması ve intifa hakkının söz konusu paya düşen bedel üzerinden devam etmesi esası getirilmiştir....