Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.06.2005 gününde verilen dilekçe ile inançlı işlemden kaynaklı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, davacı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayalı inançlı işlemden kaynaklı ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (1.) Hukuk dairesine ait bulunmaktadır. Davanın açıklanan bu niteliğine göre dosyanın maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği anlaşıldığından yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, mülkiyet hakkına elatmanın önlenmesi ve tazminat, birleştirilen dava mülkiyet hakkına dayalı inançlı işlemden kaynaklı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Dosyanın maddi hata sonucu Dairemize gönderildiği anlaşıldığından yeniden inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 03.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın inançlı işlemden kaynaklandığının iddia edildiği ancak, temlikin doğrudan satış biçiminde yapıldığı, ibraz edilen belgenin inançlı işlemin kanıtı sayılamayacağı, davanın reddi gerektiği belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle, yapılan yargılama sonrasında davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.5.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı....

          -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle taraflar arasındaki ilişkinin iddianın ileri sürülüş biçimine göre inançlı işlemden kaynaklandığı, dosyaya nübrez 15.06.2008 tarihli belgenin 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı öngördüğü inançlı işlemin belgesi niteliğini taşımadığı gözetilmek suretiyle davanın reddedilmiş olması doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3,15 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

            Gerçekten de, tarafların kabulünde olan 19.1.2006 tarihli protokol başlığını taşıyan belgeden taraflar arasındaki hukuki ilişkinin inançlı işlem olduğu sabittir. Hemen belirtilmelidir ki; inançlı işlemden kaynaklanan taraflar arasındaki çekişmenin çözüme kavuşturulması bakımından 5.2.1947 tarih, 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gözetilmesi gerekeceğinde kuşku yoktur. Buna göre, taraflar arasındaki ihtilafın yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği açıktır. Kaldı ki, taraflar arasında düzenlenen 19.1.2006 tarihli protokol başlığını taşıyan, keza 18.2.2000 tarihli sözleşme başlığını taşıyan belgelerin dosyaya sunulması suretiyle davacının iddiasını bu belgelere dayandırdığı tartışmasızdır....

              işlem çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini öğreti ve Yargıtay kararlarında inançlı işlemin, inananın bir malı veya alacak hakkını inanılana devretmeyi; inanılanın da malı ve alacak hakkını, sözleşmede belirtilen şekilde kullanmayı (idare etmeyi) ve sözleşmede öngörülen şartlar gerçekleştiğinde inanana veya sözleşmede belirtilen 3'üncü kişiye devretmeyi üstlendiği sözleşme olarak ifade edildiğini, ne var ki davacının inancı işlemin varlığına ilişkin hiçbir kesin delil sunmadığını, dava konusu araçların mülkiyetlerin kendisine devri yükümlülüğünü doğuracak herhangi bir inanç sözleşmesi veya başkaca bir sözleşmenin varlığını ortaya koymadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, inançlı işlemden kaynaklanan araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine...

              İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolayı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir....

              'a muvazaalı olarak satıldığı iddiası ile iptali ve adına tescili istekli olarak açılan davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın inançlı işlemden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 15.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                'a muvazaalı olarak satıldığı iddiası ile iptali ve adına tescili istekli olarak açılan davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın inançlı işlemden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 15.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu