Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasının reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak dava dilekçesinde gösterilen ve itiraza uğramayan dava değeri üzerinden davalı yararına avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken keşfen belirlenen ancak yargılama aşamasında harcı tamamlanmayan değer dikkate alınarak fazla vekalet ücreti tayin ve takdirinin doğru olmadığı '' gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak, kesinleşen konularda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, vekille temsil edilen davalılar yararına 1000,00 er TL. Vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'...

    Uyuşmazlığın bu niteliği ve davanın inançlı işlemden kaynaklanması itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 14.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 14.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 04.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre asıl dava elatmanın önlenmesi, birleşen dava ise mülkiyet hakkına dayanmaksızın inançlı işlemden kaynaklı kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, öncelikle asıl uyuşmazlık tapu iptal tescil bakımından davanın değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan, Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23 .10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, mülkiyet hakkına dayalı inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. veya 2. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. veya 2. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 07/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14/05/2015 gününde verilen dilekçe ile inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, inançlı işlem nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı 4564 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 111 m2'sinin kendisinin olduğunu, taşınmaz üzerinde kendisinin de davalının da 4 katlı evi bulunduğunu, taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek taşınmazın 111 m2'sinin tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davayı kabul etmiştir....

          Davacı ve davalı arasında inançlı işlem söz konusu olduğundan inanan davacı için ifanın imkansız hale geldiği tarih taşınmazların 3. Kişilere satış tarihi (913 ada 2 parsel yönünden 02/02/2018, 982 ada 2 parsel yönünden 25/12/2017) olduğundan dava tarihinde TBK 125. Maddesine göre 10 yıllık zamanaşımın geçmediği anlaşıldığından işin esasına girilmiştir. Davacı inançlı işlemden kaynaklanan alacak talebinde bulunduğundan taraflar arasında bulunan ve inkar edilmeyen sözleşmenin yazılı delil başlangıcı olduğu kanaatine varılmış ve kardeş olan tarafların arasındaki inançlı işlemin ispatı için tanık dinlenmiştir....

          Yukarıda değinilen iddianın ileri sürülüş biçimini ve içeriğine göre taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işlemden kaynaklandığı tartışmasızdır. İnanç sözleşmesi, inanç gösterilene bir hakkın kullanılmasında davranışlarını, inanç gösterenin tespit ettiği amaca uydurmak borcunu yükler. Diğer bir anlatımla, inanç gösterilen kişi, inanç gösteren namına yapılacak bir işlemden sonra, taşınmazın mülkiyetini ona, yani inanç gösterene geçirme yükümlülüğü altına girmiştir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir ancak böylesine bir iddianın ise 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan ve inanç gösterilen kişi adına taşınmazın tapuda tescil edildiği tarihten önce düzenlenmiş bir belge olmalıdır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, davacı yönünden İnançlı İşleme Dayalı Tapu İptali ve Tescil, Olmazsa Ödenen Bedelin Tahsili, asli müdahil yönünden İnançlı İşleme Dayalı Tapu İptali, olmazsa Tasarrufun İptali istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.nın 150. maddesinde; "(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır....

            İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir....

              "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2015/39 E., 2023/45 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 ... maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, şahsi hakka dayalı inançlı işlemden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (7). Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (7). HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu