HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1497 KARAR NO : 2021/24 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKŞEHİR İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/11/2020 NUMARASI : 2018/79 ESAS 2020/87 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Akşehir İcra Müdürlüğü'nün 2018/1675 Esas sayılı dosyada müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 02.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, imzaya ve borca itiraz ettiklerini, takibe konu bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmişitr....
İncelenen dosya kapsamına göre; davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine kambiyo takibi yapıldığı, davacı borçlu vekili tarafından imzaya ve borca itiraz edildiği, İlk Derece Mahkemesince davacı asilin imza örneklerinin alınması için duruşmada hazır olmadığı gerekçesi ile davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ise de, İmzaya itirazda davanın usulden reddine karar verilebilmesi için -vekile çıkarılan tebligat sonuç doğurmayacağından- davacı asile İİK.nun 68/a maddesinde yazılı ihtaratları içerir davetiyenin tebliğ edilmesi zorunludur. Tefrik edilen dosyada davacı asile yasal ihtaratları içerir davetiye tebliğ edilmediğinden davanın usul yönünden reddine dair karar verilmesine olanak bulunmamaktadır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/04/2022 NUMARASI : 2020/581 ESAS- 2022/633 KARAR DAVA KONUSU : İMZAYA İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 29. İcra Müdürlüğünün 2020/8450 E. sayılı dosyasında davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında iki adet çeke dayalı olarak takip başlatıldığını, çekteki birinci ciranta olarak adı ve soyadı yazılı yazılar ile altında bulunan imzaların müvekkile ait olmadığını, müvekkilin alacaklıya ya da başka bir şahsa böyle bir borcu da bulunmadığını beyanla, imzaya itirazlarının kabulü ile takibin iptaline, davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar v erilmesini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1632 KARAR NO : 2022/1628 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ŞEFAATLİ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/9 ESAS 2022/3 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 19/09/2019 tarihinde tebellüğ edilen Şefaatli İcra Müdürlüğü'nün 2019/131 Esas icra takibi ödeme emrine dayanak bonodaki imzaya ve borca yasal süresi içinde itirazlarını sunduklarını, açılan takibin durdurulmasını, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu bonodaki imzaya itirazının ve borca itirazının kabulünü, bono üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığını bilerek iş bu takibi başlatan kötü niyetli...
Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde bildirdiği takibe konu bonoda şirkete atfen atılı bulunan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığına dair itirazı, imzaya itiraz niteliğinde olmayıp İİK'nın 169. maddesinde düzenlenen borca itiraz niteliğindedir. Dairemizin bozma ilamında borçlunun ''imzaya itirazının kabulüne'' şeklinde ki ifadenin maddi hata sonucu yazıldığından belirlenen hukuki tavsife göre olaya uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 6. fıkrasında ise; borçlunun itirazının icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, borçlunun isteği üzerine kötü niyeti veya ağır kusurunun bulunması koşuluyla alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan takibe dayanak çekteki imzanın şirket yetkilisi ...'...
Açılan davanın kambiyo senetlerine özgü takipte öncelikle borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte dayanak senetteki imzaya itiraz olduğu, yapılan yargılama sonucunda davacı borçlunun sürekli oturmadığı ve çalışmadığı ancak hissedarı olduğu hastaneye çıkarılan tebligatın birlikte çalışan sıfatıyla yargılama sırasında tanık olarak dinlenen kişiye yapıldığı tanık beyanı ve yapılan araştırmalardan davacının tebligatın yapıldığı adreste daimi oturmadığı ve çalışmadığı nedenle adres ola7rak ve hissedarı olduğu tüzel kişinin çalışanının da kendi çalışanı kabul edilmeyeceği nedenle tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin kararın doğru olduğu, süresinde takip konu senet altındaki imzaya itiraz edildiği nedenle usulüne uygun olarak toplanan verilerle labaratuar ortamında optik cihazlarla yapılan inceleme ve düzenlenen rapor ile senet altındaki imzanın davacıya ait olmadığı kesin kanaat raporu ile belirlendiğinden imzaya itirazın kabulüne dair kararın da doğru olduğu, davalının usulsüz...
İlk derece mahkemesi kararında; çekin keşide yeri mersin olduğu için icra dairesinin yetkili olduğu, aldırılan raporda imzanın davacı eli ürünü olduğuna dair kesin kanaat belirtildiği gerekçeleriyle yetki itirazının ve imzaya itirazın reddine, şartları oluşmadığı için tazminat talebinin reddine, asıl alacağın yüzde onu oranında para cezasının davacıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetkili icra dairesinin davacının ikametgahı olan Erdemli İcra Daireleri olduğunu, çekteki imzanın davacı borçluya ait olmadığını, imzanın taklit edilerek atıldığını beyan etmiş, kararın kaldırılmasına, yetki itirazı ile imzaya itirazın kabulüne ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya ve İİK'nın 169. maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir....
Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacıların imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmadığından; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK.'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, davacıların imzaya itirazlarının kabulü ile; takibin davacılar yönünden durdurulmasına, sair itirazlar konusuz kaldığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, yasal şartları oluşmadığından davalı alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına oy birliği ile karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1- Davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK.'...
O halde, Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin reddine ilişkin karar isabetli olduğu gibi İİK'nın 168 ve devamı maddeleri uyarınca kambiyo takibinde imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabi olduğu, davacının usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmediğinden imzaya ve borca yönelik itirazlarının süre yönünden reddi kararı da isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusu yerinde olmadığından esastan reddine karar vermek gerekmiştir....