Bilirkişi raporunun bilimsel verilere dayalı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu değerlendirilmiş olup, bu durumda, kesin kanaat içeren rapor esas alınarak mahkemece imzaya itirazın reddine karar verilmesi yerindedir; ancak, takip geçici olarak durdurulduğundan ve imzaya itiraz da reddedildiğinden; mahkemece, borçlunun İİK.nun 170/3. maddesi uyarınca inkar tazminatına ve para cezasına mahkum edilmesi gerekirken, alacaklının tazminat ve para cezası isteminin inceleme dışı bırakılması isabetsiz olduğu gibi, HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak usulünce tahrifat iddiasına yönelik olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde, tahrifat iddiasına yönelik olarak yazılı kararın verilmesi isabetsizdir....
Davacı yasal 5 günlük süre içinde 17/02/2020 tarihinde imzaya ve borca itiraz davası açmış, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının imzaya itirazının reddine, borca itirazının kabulüne karar verilerek takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafda istinaf yasa yoluna başvurmuşlardır....
İcra Müdürlüğü' nün 2018/46811 esas sayılı dosyasında davacı tarafın imzaya itirazının kabulü ile takibin davacı yönünden DURDURULMASINA, 2- Davalının kötü niyeti veya ağır kusuru ispatlanamadığından davacının tazminat talebinin reddine" karar verilmiştir....
İİK'nın 168.maddesinin 3 ve 4.fıkralarına göre; kambiyo senedi vasfına ilişkin şikayetlerin ve imzaya itirazın ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının ödeme emrinden/takipten en geç 07.02.2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulü nedeniyle, davacının 04.03.2020 tarihi itibariyle ileri sürdüğü kambiyo vasfına yönelik şikayeti ve imzaya itirazı da süresinde değildir....
Dairemizin 30/12/2021 tarih, 2021/2781 esas ve 2021/3568 karar sayılı kararı ile; davacı/borçlu vekilinin dava dilekçesinde bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte imzaya, borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği, mahkemece öncelikle imzaya itiraz yönünden inceleme yapılıp bilirkişi raporlarına göre imzaya itirazın reddine, tazminata ve para cezasına karar verildiği, HMK'nun 297/2. maddesi uyarınca taleplerin her biri hakkında bir karar verilmesi, hükmün sonuç kısmında her bir talep için verdiği kararı açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, mahkemece öncelikle davacının imzaya itirazının incelenmesi yerinde ise de; imzaya itirazın reddine karar verilmesi durumunda davacının borca, faize, faiz oranına yönelik itirazları incelenerek ve takipte yabancı para alacağı talep edildiği de gözetilerek, takip dayanağı bononun vade tarihi olan 26/08/2019 ve takip tarihi olan 12/09/2019 tarihlerinde kamu bankaları olan...
ye verildiğini, bilerek imzanın Olcay Zeki Yılmaz tarafından adtıldığını, sözkonusu durum ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, haksız ve kötüniyetli olarak yapılmış olan imzaya itirazının reddine, davacının tedbir talebinin reddine, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; "...somut olayda, takibe konu bono üzerindeki imzaya itiraz eden borçlunun keşideci, alacaklının ise 2. ciranta olduğu görülmektedir. Bu durumda, keşideci ile hamil-ciranta arasında doğrudan ilişki bulunmadığından alacaklı takibe dayanak bonodaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda değildir. Diğer taraftan, borçlu tarafından, alacaklının senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu da kanıtlanamadığından davalı aleyhine para cezası ve tazminata hükmedilmemiştir..." şeklindeki gerekçe ile "davacı tarafın imzaya itirazlarının kabulü ile Ankara 15....
İcra Müdürlüğünün 2018/4698 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İspat külfeti kendisinde olan davalı alacaklının davacıların murisine atfedilen bonodaki keşideci imzasının davacıların murisine ait olduğunu ispat edemediğinden, mevcut raporun da davacılar lehine değerlendirilmesi gerektiğinden, davacıların imzaya itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına, davalı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından, ATK'dan rapor aldırtılması ve tanık dinletme taleplerinin reddedilmesinin yerinde olmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü takipte davacı borçlular aleyhine açılan imzaya ve borca itiraz davasına ilişkindir....
Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu elde edilen bilirkişi raporunda çekteki imzanın davacılar T1 ve T2 eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olmakla, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına uygundur. Dava İİK.' nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davası olup, anılan maddenin son fıkrası uyarınca icra mahkemesi itirazın kabulüne karar vermesi halinde senedi takibe koymakta kötü niyetli veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10'u oranında para cezasına mahkum eder....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, imzaya itirazın kabulü ile, Seferihisar İcra Dairesinin 2018/1083 Esas sayılı icra dosyasındaki takibin iptaline, davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Yüklenici 20.02.2015 tarihli ihtarla davacı malikleri imzaya davet etmiş, davacı arsa maliklerinin cevaben verdikleri 09.03.2015 tarihli ihtarlarıyla sözleşmeyi fesh etmek istediklerini, imzaya gelmeyeceklerine dair cevap verdikleri, dolayısıyla somut olayda yapılan işlerin içeriği ve zaman aralığı nazara alındığında sözleşme tarihinden itibaren makul süre geçmesine rağmen, arsa sahiplerinin ruhsat için imzaya gitmemeleri de gözetilerek, mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir. 4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....