Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a borç para verdiğini, karşılığında senet aldığını, borç ödenmeyince icra takibi yaptığını, davalının imzaya itirazı üzerinde İcra Hukuk Mahkemesi'nce takibin iptaline karar verildiğini, ancak davalının parkinson hastası olduğundan imzasının tesbit edilmediğini ileri sürerek, senet bedeli 20.000 TL.nin ödetilmesini ve aleyhine % 40 tazminatın tahsili için yapılan takibin de iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının iddialarının İcra Hukuk Mahkemesindeki davada değerlendirilerek takibin iptaline karar verildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, davalı aleyhine bono bedeli 20.000 TL.nin ödetilmesi için kambiyo yolu ile takip yaptığı, davalının İcra Hukuk Mahkemesi'nde imzaya itirazı üzerine, alınan Adli Tıp raporuna göre , imzanın borçluya ait olduğu saptanamadığı gerekçesi ile takibin iptali ile % 40 tazminata karar verildiği ve Yargıtay 12....

    ın icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetki itirazı ile birlikte imzaya ve borca itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu mahkeme kararının temyizi üzerine Dairemiz 2016/21370 E. - 2017/12892 K. sayılı ilamıyla hükmün yetki itirazı hakkında karar verilmesi gerekirken, verilmediği gerekçesiyle bozularak ilk derece mahkemesine gönderildiği görülmüştür. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda ilk önce yetki itirazı incelenerek sonra esas hakkında hüküm kurulmuş, yetki itirazının reddi ile imzaya itirazın kabulüne, takibin durdurulmasına ve kötü niyet tazminatına hükmedilmiş, verilen bu kararın da temyiz edildiği anlaşılmıştır. İİK’nin 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir....

      Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlu şirketin borca ve imzaya itirazı üzerine, mahkemece imzaya itirazın reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunu esastan reddine karar verildiği görülmektedir....

        İmzaya itiraz dışında kalan diğer bütün itirazlar borca itiraz olarak değerlendirilir. Bu bağlamda, borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanan itirazlar borca itiraz niteliğindedir.” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004-İstanbul)Borçlu tarafından imzaya itiraz edilmiş ise de, adı geçenin vekilinin 22/04/2015 tarihli duruşmada ayrıca senedin miktar kısmında tahrifat yapıldığı itirazında da bulunduğu görülmektedir....

          Mahkemece istemin incelenmesi sırasında takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş, inceleme sonunda usulsüz tebligat şikayeti kabul edilip, imzaya itirazın reddine hükmedilmiştir. İmzaya itirazın reddi kararı borçlular tarafından temyiz edilmiş, istemin reddine karar verilmesi sebebiyle alacaklı tarafından haciz talebinde bulunulmuş ve icra müdürlüğünce talep kabul edilmiştir. Borçlular tarafından, imzaya itiraz incelemesi sırasında icra mahkemesince verilen takibin geçici olarak durdurulmasına ilişkin tedbir kararının HMK'nun 397/2. maddesi uyarınca aksi karar verilmediğinden karar kesinleşinceye kadar devam edeceği belirtilerek hacizlerin kaldırılması talebiyle icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmuş, mahkemece istemin reddine karar verilmiştir....

            Yardımcı isimli kişi olduğunu, bu kişinin şirket yetkilisinin eski eşi olduğunu, bu kişinin şirket adına senedin tanzim tarihinde imzaya yetkili olup olmadığının araştırılmasını istemiş ise de ticaret sicil kayıtlarında böyle bir bilgiye rastlanmadığından rapora itirazı yerinde görülmemiş, borca (imzaya) itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Borca (imzaya) itirazın kabulüne, İİK 169/a maddesi uyarınca takibin durmasına, davalı itiraza konu senette lehtar olduğundan bu nedenle en azından ağır kusuru bulunduğundan asıl alacağın % 20 si oranında icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verildiği görülmüştür....

            Şikâyetçi vekili şikâyet olunan tarafından girişilen takibin, borçlunun imzaya yönelik itirazı üzerine tedbiren durdurulduğunu, bedeli paylaşıma konu aracın teminat olarak haczedildiğini; hem durdurulmuş takipte haciz konulamayacağını ve hem de teminat maksatlı konulan tedbirin müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasındaki haczin önüne geçemeyeceğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikâyet olunan vekili aracın haczi suretiyle vücut bulan teminatın sıra cetveline dâhil edilmeksizin ödenmesi gerektiğini bildirerek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur....

              Mahkemece;" Davacının imzaya itirazının kabulü ile, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/121343 Esas sayılı takip dosyasındaki davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasına, davacının imzaya itirazı kabul edilmiş olduğundan borca itirazına yönelik karar verilmesine yer olmadığına, davalı aleyhine asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına ve asıl alacağın %10'u oranında para cezasına hükmedilmesine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

              Somut olayda, imzaya itiraz edenin lehtar-1. ciranta konumunda olduğu, takip alacaklısının ise 2. ciranta olup lehtarın cirosu ile senetleri iktisap ettiği, borçlunun imzaya itirazı üzerine yapılan incelemede imzanın adı geçene ait olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Alacaklı, lehtar-1. ciranta ile doğrudan ilişki içerisinde olduğundan borçlu adına atılan imzanın borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır....

                İcra Müdürlüğü'nün 2014/8581 ve 2014/8582 Esas sayılı icra takip dosyalarından ödeme emirlerinin borçluya 07.04.2014 tarihinde, 2014/2175 Esas ayılı dosyasından 31.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK'nun 168. maddeinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 23.05.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurup ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu ileri sürüp imzaya itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, öncelikle, borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp tebligatların usulsüzlüğü hakkında HMK'nun 297. maddesine göre bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK'nun 168. maddesi uyarınca imzaya itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi isabetsizdir. Diğer taraftan, borçlunun İstanbul 2....

                  UYAP Entegrasyonu