İİK'nun 169/a-6. maddesi uyarınca, itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için, icra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş olması gerekir. İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, imza itirazı reddedilen borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi ve aleyhine para cezasına hükmedilebilmesi için, icra mahkemesince yapılacak imza incelemesi sonucu imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması ve takibin ikinci fıkraya göre geçici olarak durdurulmuş olması gerekir. Somut olayda, davacının borca ve imzaya itirazı nedeniyle yargılama sırasında takip geçici olarak durdurulmadığından, davacının borca ve imzaya itirazının reddine karar verilmesi nedeniyle davacı borçlu aleyhine tazminata karar verilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresi içinde icra mahkemesine müracaat ederek imzaya itiraz ettiği, mahkemece, imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline ve alacaklı aleyhine asıl alacak miktarı olan yabancı para (USD) alacağı üzerinden kötü niyet tazminatı ile para cezasına hükmedildiği görülmektedir. İİK'nun 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresi içinde icra mahkemesine müracaat ederek imzaya itiraz ettiği, mahkemece imzaya itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur....
İİK'nun 170/3. maddesi gereğince imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, iptali doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatı nedeniyle belirtilen husus aleyhe bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak; İİK'nun 170/4. maddesinde; icra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10’u oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı bonoda, alacaklının lehtar, borçlunun ise düzenleyen olduğu görülmektedir. Bu durumda, alacaklı lehtar, imzaya itiraz eden düzenleyenin imzasının sıhhatini bilebilecek durumdadır....
Somut olayda, mahkemece, alacaklıya imza itirazına yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılması için takibe dayanak bono aslını ibraz etmesi aksi halde, davacının iddialarını kabul etmiş sayılacağı hususunun ihtaren bildirildiği ve anılan ihtaratın gereği yapılmadığı için imzaya itirazın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Bu halde, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı hakkında bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca, mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde, takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesi ve ayrıca, aynı maddenin aynı fıkrası gereğince icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın imzaya itirazın kabulüne karar verildiği halde, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile......
Borçlu vekilinin itiraz dilekçesinin incelenmesinde; borçlu../ .....A.Ş. yönünden, çekte şirket adına yapılan lehtara ilişkin cironun şirket temsilcisine ait olmadığı iddiasıyla imzaya itirazda bulunulduğu görülmektedir. O halde mahkemece borçlu.......A.Ş.'nin imzaya itirazı yönünden usulünce inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta hiç bir inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu ...'nin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği, mahkemece, ön inceleme tutanağı ile bildirilen inceleme gününde imza örneklerinin alınması için hazır bulunmasını, aksi halde davanın reddedileceğinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen, delillerini bildirmediği gerekçesiyle imzaya itirazın dosya üzerinden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 170. maddesinde imzaya itiraz düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince imzaya itirazın duruşma açılarak incelenmesi zorunludur....
İİK'nun 170/4. maddesine göre; imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, icra mahkemesi, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, alacaklının, takip dayanağı senette lehtar, borçluların ise keşideci ve avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlular ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçenlere ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlu keşideci ve avalistin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilenlere karşı başlattığı takipte ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece borçlular lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, bu yöndeki talebin reddi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Çeke dayalı kambiyo takibinde borçlu, diğer itirazlarının yanı sıra imzaya itiraz etmiş, mahkemece, imzaya itirazın kabulü ile alacaklının %20 oranında tazminata mahkumiyetine karar verilmiştir. İİK.nun 170/son maddesinde; borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde senedi takibe koymada kötüniyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." İİK.nun 170. maddesinde ise imzaya itiraz düzenlenmiş olup, anılan madde gereğince imzaya itirazın da duruşma açılarak incelenmesi zorunludur. Somut olayda başvuru, borca ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan maddeler gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....