Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre borçlunun imzaya ve borca itirazını da yedi gün içinde icra dairesine yapması gerekir. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye yaptığı imzaya ve borca itirazı sonuç doğurmayacağından mahkemece itirazın reddine karar vermek gerekirken işin esasının incelenip takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Borçlunun, imzaya itirazı ve bunun kabulü halinde sadece takip durmuş ancak mevcudiyeti devam etmektedir.Kaldı ki imzaya itirazın kabul kararı temyiz incelemesi sonucu bozulmuş ve bilahare borçlu tarafından davadan feragat edilmiştir. Bu durumda, mahkemece taraf delilleri toplanarak, oluşacak sonuca göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle kesinleşmemiş mahkeme kararı esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı 3.kişi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 2.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK'nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10 oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar olup, borçlunun ise avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen avalist doğrudan ilişki içinde olduğundan, lehtar, avalist imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın, borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, borçluya karşı başlattığı takipte, en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekir....

        Mahkemece toplanan delillere göre; davanın borca ve imzaya itiraz davası olduğu, İİK'nun 168,169 ve 170.maddeleri hükümlerinde açıkça yazılı olduğu üzere kambiyo senetlerine özgü takipte borca ve imzaya itirazı incelemeye görevli mahkemenin senedin miktarına bağlı olmaksızın İcra Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine,dosyanın görevli ve yetkili Manyas İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davası olup, genel mahkemenin görevine girdiği gözetilmeden nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Mahkemece yapılacak iş, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermekten ibaret olmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, imzaya itiraz ile birlikte asıl borca ve takipte yer alan işlemiş ve işleyecek faizin türü ve oranına da itiraz edilmiştir. Mahkemece yalnızca imzaya itiraz ile ilgili inceleme yapıldıktan sonra imzanın borçluya ait olduğunun tespiti ile, borçlunun diğer itirazları konusunda mahkemenin dar yetkili olduğundan bahisle davanın reddine karar verildiği görülmektedir....

            İİK'nun 170/3. maddesine göre, imzaya itirazın kabulü kararı ile takip durur. Somut olayda, imza itirazı kabul edildiğine göre, mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" hükmedilmesi isabetsiz olup kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 03/12/2009 tarih ve 2007/733 E.-2009/761 K. sayılı kararının hüküm bölümünün (1) no'lu bendinde yer alan "iptaline" sözcüğünün karar metninden çıkarılmasına, yerine "durdurulmasına" sözcüğünün yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnız lehtarın ciro imzası yönünden imza incelemesi yapılmış, icra mahkemesine imzaya itiraz ile başvuran keşideci ... San. Ve Tic. A.Ş. yönünden bir inceleme yapılmamıştır. O halde mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre keşideci ... San. Ve Tic. A.Ş.'nin imzaya itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm tesisi isabetsiz olduğu gibi, hüküm kısmında hangi borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği belirtilmeden davacı hakkında açılan davanın kabulü yönünde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kambiyo şikayeti ile birlikte imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına da itiraz ettiği halde mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına itirazları da incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacı dava dilekçesinde; imzaya itirazının yanısıra icra dairesinin yetkisine, borca, senedin sonradan doldurulduğu iddiasına, kambiyo vasfının bulunmadığına yönelik itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş olup, Mahkemece davacının yalnızca imzaya itirazı incelenmek suretiyle diğer itiraz ve şikayetleri incelenmeksizin, karar verildiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, davacının imzaya itirazı ile birlikte dava dilekçesinde bildirdiği sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Açıklanan nedenlerle, esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a-6. bendi uyarınca kaldırılmasına, davacının imzaya itirazı ile birlikte sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelenerek oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

                  Davalı vekili cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte davacı tarafından sadece bir adet senetteki imzaya itiraz edildiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; dava dilekçesi incelendiğinde davacı tarafından 07431 numaralı senetteki imzaya itiraz edildiği, sair senetler yönünden borca ve ferilerine itiraz edildiği halde, mahkemece 07431 numaralı senet üzerinde imza incelemesi yapılmasına rağmen takibin tümü yönünden imzaya itirazın kabulü ile İİK 170/3 maddesi gereğince takibin durdurulmasına yönelik verilen karar isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu