WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/4. maddesine dayalı imzaya itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 3. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......

    Mahkemece, bozmaya uyularak, yapılan yargılama sonucunda....Karar sayılı imzaya itiraz davasında alınan 29/12/2010 tarihli bilirkişi raporuna göre bonolardaki imzanın davacıya ait olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. İcra Hukuk mahkemesince verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu mahkemede yapılan bilirkişi incelemesi genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemeyeceğinden, bu bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez. Bu durum karşısında mahkemece davacı tarafın bonolar üzerindeki imzaya itirazı üzerinde durulup bonolardaki imzasıyla ilgili olarak imza incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir....

      nun 168/4. maddesine dayalı imzaya itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK.'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 3. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK.'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Şanlıurfa 1....

        Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/4. maddesine dayalı imzaya itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 170. maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 3. fıkrasında “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece, borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İzmir 8....

          Somut olayda, takip dayanağı bonoda lehtar sıfatını taşıyan takip alacaklısı tarafından keşideci borçlu hakkında icra takibi yapıldığı, mahkemece, borçlunun imzaya itirazının kabul edildiği görülmektedir. Bu durumda lehtar, takibe konu bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilen keşideci borçluya karşı başlattığı takipte, en azından ağır kusurlu kabul edilmelidir. O halde, mahkemece, İİK.’nun 170/son maddesi uyarınca; alacaklının, takip konusu asıl alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10'u oranında para cezası ile sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Davacı, davalı ile yapılan profesyonel futbolcu sözleşmesinden doğan hizmet ücreti alacağı karşılığı verilen senet bedelinin tahsili isteminde bulunmuş, davalı ise senetteki imzanın kulübü temsile yetkili kişi tarafından atılmadığını savunarak imzaya itiraz etmiştir.Dava konusu 15.05.2013 düzenleme tarihli 142.625 TL bedelli bono üzerindeki borçluya atfen atılan imzaya ilişkin davalının itirazı bulunduğu gözetilerek mahkemece davaya konusu senet üzerinde imza incelemesine esas olmak üzere, davalı ... temsile yetkili kişilerin mukayeseye esas imza örneklerinin ilgili yerlerden temin edilerek, temin edilecek imza örnekleri esas alınmak suretiyle mahkeme ve taraflar ile Yargıtay’ın denetimine elverişli bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

              Somut olayda, Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği’nin 08.3.2019 tarihli raporunda; imzanın, borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde menfi yada müspet kanaat bildirilemediği, alacaklının bu rapora itirazı üzerine alınan Adli Tıp Kurumu’nun 13.9.2019 tarihli raporunda da imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği görülmektedir. Bu durumda bilirkişi raporlarında yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması zorunludur. Zira takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfeti de alacaklıya aittir (HGK’nun 26.04.2006 tarih ve 12-259/231 sayılı kararı). O halde, mahkemece alınan raporların içeriğine göre, borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                A.Ş. olan 110.000 TL'lik senetteki imzanın tarafına ait olmadığını, imzaya ve yetkiye itiraz ettiğini, ikametgahının İstanbul olduğunu, yetkili mahkemenin ve icra müdürlüğü'nün İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Müdürlüğü olduğunu, haksız ihtiyati haciz dolayısıyla alacaklı tarafından alınan teminatın iade edilmemesini ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekili; İtiraz eden vekilinin beyanlarını kabul etmediklerini, İİK'nın 265. maddesinde itiraz sebeplerinin tek tek sayıldığını, borçlunun imzaya itirazı hususunun bu maddede sayılmadığını savunarak itirazın reddini istemiştir....

                  Somut olayda, takibin borçlu .... hakkında başlatıldığı, borçlunun açtığı imzaya itiraz davasında takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verildiğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı ve takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun 12.9.2013 tarihinde ölümü üzerine, mirasçısı ...'nün icra mahkemesine başvurarak zamanaşımı şikayetinde bulunduğu anlaşılmakla, İİK'nun 170/1. maddesinin ikinci cümlesi gereğince, tedbir kararı verilmeyen imza itirazı zamanaşımını kesmez. Bununla birlikte, her ne kadar ihtiyati tedbir kararı verilmeyen imzaya itiraz talebi ve alacaklının icra müdürlüğünden yetki alarak açtığı ortaklığın giderilmesi davası zamanşımını kesmez ise de, İİK'nun 121. maddesine göre yapılan talep ile ortaklığın giderilmesi ilamına dayalı olarak yapılan satış talebi ve yenileme istemi zamanaşmını keseceğinden, işlemler arasında T.T.K.'nun 749. maddesinde öngörülen 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır....

                    İcra Müdürlüğünün 2019/25675 esas sayılı takip dosyasında takibin davacı borçlu yönünden durdurulmasına, çekte ciranta hamil olan alacaklı, davacı borçlu ciranta hakkında yaptığı takip de imzanın adı geçene ait olup olmadığım bilebilecek durumda olduğundan ve dolayısıyla çeki takibe koymada ağır kusurlu kabul edilmesi gerektiği kanaatine vanlarak asıl alacak miktan olan 50.000.00- TL'nin % 20'si oranında hesaplanacak tazminatın davalı alacaklıdan alınarak davacıya verilmesine, yine asıl alacak miktarı olan 50.000.00- TL'nin % 10'u oranında hesaplanacak para cezasının davalı alacaklıdan alınarak hazineye irad kaydına,mahkememizce davacı borçlunun imzaya itirazı kabul edildiğinden borçlunun çek tazminatına yönelik itirazı değerlendirilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; 1- Davacı borçlunun imzaya itirazının kabulü ile İstanbul 22....

                    UYAP Entegrasyonu