Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasındaki ticari ilişkinin Temmuz 2017 tarihinde başladığını, müvekkili şirketin davacı borçluya mal sattığını, faturalara karşılık olarak müvekkili şirkete ortalama 220 gün vadeli sıralı senetler verildiğini, dava dışı Turgay Uçal'ın söz konusu senetlere aval olarak imza attığını, Turgay Uçal'ın T1 abisi olduğunu, ödenmeyen senetlere ilişkin takip başlattıklarını, borçlunun senetteki imzaya ve borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyanla borçlu tarafından yapılan borca ve imzaya itirazın reddini istemiştir....

Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir. İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine 30/06/2019 keşide tarihli 1 adet çekten dolayı 16/07/2019 tarihli kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacının 17/07/2019 tarihinde çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığı iddiasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği görülmüştür. İmzaya itiraz ile ilgili alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde mukayese belgeler içinde davacının mahkemece alınan imza örnekleri aslı ve 29/06/2017 tarihli araç satış sözleşmesi aslı bulunduğu, diğer mukayese belgelerin vekaletname fotokopisi olduğu görülmüştür....

Yine TTK.nun 690.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 613 ve 614/l.maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir. Somut olayda, takip dayanağı bonoda yer alan keşideci imzalarının şirket kaşesi üzerine atıldığı görülmektedir. İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığına göre; kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmelidir. O halde, mahkemece muteriz borçlunun takip dayanağı senetten dolayı şahsen sorumlu olmadığı sonucuna varılarak borca itirazlarının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenler ve gerekçe ile; 1- Davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2- Alınması gereken istinaf karar harcından (maktu) peşin olarak alınan harcın mahsubu ile 99,20 TL bakiye istinaf karar harcının istinaf yasa yoluna başvurana tamamlatılarak hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafından istinaf yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, 4- Taraflarca yatırılan istinaf gider avansının sarf edilmeyen kısmının yatıranlara iadesine, 6763 sayılı Kanunun 4. Maddesi ile değişik İcra ve İflas Kanununun 364/1 maddesi uyarınca 15/02/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin karar verildi. Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Fatih KÖSEKAYA Üye 105281 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...

CEVAP : Davalı alacaklı T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun imzaya itirazının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerle senetteki imzanın karşılaştırılmasında imzanın borçluya ait olduğunu kanaatine varılacağını belirterek, imzaya ve borca itirazın reddine, itiraz eden borçlunun, tüm alacak miktarı üzerinden %20 'den az olmamak üzere İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Mahkemece, davacının uygulamaya elverişli resmi kurum ve kuruluşlarda bulunan imza asılları celp edilmiş, imza istikdabı yaptırılmış, dosya kül halinde Ankara Jandarma Genel Komutanlığı Merkez Jandarma Kriminal Labaratuarına gönderilmiş, verilen heyet raporunda, çekteki imzaların davacı T1 eli ürünü olduğu anlaşıldığı, davacı tarafça borca itiraz için İİK 68....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın beyan etmiş olduğu hususların müvekkil şirketçe bilinmesi mümkün olmadığını ileri sürülen iddiaları kesinlikle kabul etmediklerini, Müvekkil söz konusu çekin lehdarı da olmayıp ciro yoluyla temlik aldığını, dolayısıyla keşideci ve lehdar ile doğrudan bir ticari ilişkisi bulunmamakta olup davacı tarafın bildirdiği hususlardan haberdar olması mümkün olmadığını, bununla beraber adi ortaklıklarda ortaklardan biri adına atılan imza ve yapılan borçlandırıcı tasarruf işlemleri diğer ortakları da bağlayacağını, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazlarının reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Davacı tarafından adi ortaklığın müşterek imza ile temsil edildiği, takibe dayanak senet üzerinde tek imzanın bulunduğu ve davacı şirketin yetkilisinin imzası bulunmadığı iddiası ile borca itiraz edilmiştir. Bakırköy 19....

e-imza Üye ..... e-imza Üye ..... e-imza Katip ..... e-imza...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından senede dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların, İİK.nun 62. maddesinde öngörülen yasal sürede icra dairesine yaptıkları itiraz ile imzaya, borca ve zamanaşımına itiraz ettikleri, alacaklının, itirazın geçici kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takip dayanağı belge üzerinde yaptırılan imza incelemesinde, her ne kadar imza, borçluların murisi olan senet keşidecisi ...'...

      O halde mahkemece, davacının imzaya ve borca itirazları yönünden işin esasına girilerek inceleme yapılması, bu kapsamda imza itirazı yönünden bilirkişi raporu alınarak oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadığı ve değerlendirilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve 6100 sayılı HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

      Maddesi ile değişik İcra ve İflas Kanununun 364/1 maddesi uyarınca 12/04/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin karar verildi. Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Selvinaz BULUT Üye 37474 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...

      UYAP Entegrasyonu