Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nin 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan ... kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının ... kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır....

    O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin ve imar uygulamasını yapan Belediye Başkanlığının davada yer almaları gerektiği de açıktır....

      Öte yandan; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin ve imar uygulamasını yapan Belediye Başkanlığının davada yer almaları gerektiği de açıktır. Yukarıda açıklanan ilkeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu 437 parselin bulunduğu alanda Büyükçekmece Belediye Başkanlığının 26.10.1993 tarih 1035 sayılı kararı ile imar uygulaması yapıldığı anlaşılmaktadır. İmar uygulamasının İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 26.03.1997 tarih 1994/962 E.- 1997/ 360 K. sayılı ilamı ile iptal edildiği ileri sürülerek 437 kadastral parselin ihyası talep edilmiştir....

        O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır. Somut olaya gelince; bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....

          Kaldı ki mülkiyet hakkı yine Anayasanın 35. maddesiyle teminat altındadır. Mülkiyetin nasıl el değiştirebileceği ve nasıl tahsis edilebileceği yasalarda belirlenmiş olup, olayda böyle bir işlem ya da tahsis de yoktur. Fiili durumda ortaya çıkan güçlükler ve infaza ilişkin sıkıntılar, kesinleşen yargı kararları doğrultusunda ilgili idareci yeniden yapılacak imar düzenlemeleriyle çözümlenebilir ancak bu güçlük ve sıkıntılar gerekçe yapılmak suretiyle yolsuz tescilin korunamayacağı da kuşkusuzdur. Diğer taraftan; kadastral parselin ihyasının imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olunabileceği; bu durumda da ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır....

            İmar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin bu davalarda, taraflar arasında mülkiyet ihtilafının bulunmadığı; davacının talebinin kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gözetilerek, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olması ve ayrıca yargılama gideri ve bu giderlerden sayılan vekalet ücretinden iptal edilen idari işlemi yapan davalı ...'nin sorumlu tutulması gerekir. 4. 20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 7 nci maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir. 5....

              Şöyle ki; kadastral parselin ihyasının kadastral sınırları üzerinde imar uygulaması sonucu oluşturulan ve sicil kaydı açık olan imar parsellerinin anılan kadastral sınır kapsamında kalan sınırları açıkça belirlenmek suretiyle bu bölümler bakımından tapu iptali ile bu alanların yine kadastral sınırları içinde kalan ve yol ve yeşil alan gibi alanlarla birlikte tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetilmeksizin ihyasına karar verilen parselin sicil kaydının iptaline şeklinde infaza elverişsiz biçimde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava konusu 5675 ada 5 ve 8 sayılı imar parsellerinin ihyası istenilen kadastral parsel sınırları içinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken tamamının iptaline hükmedilmesi de isabetsizdir....

                O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanaksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastrol mülkiyet durumunun ihyası olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 gün ve 1 sayılı Kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkin olup, mahkemece, yapılan inceleme, araştırma ve özellikle uygulama neticesinde, çekişmeli taşınmazın ...Belediyesince yapılan 38 no'lu imar düzenleme bölgesinde kaldığı ve buna dair idari işlemin hukuki varlığını koruduğu saptandığına göre; davanın işin esası bakımından reddedilmiş olması doğru olup, davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir....

                      UYAP Entegrasyonu