Öncelikle; davacının davaya konu ettiği imar uygulaması öncesi 1078 ada 11 parselde (2724 ada 13 parsel) bulanan taşınmaza ilişkin yapılan imar uygulaması nedeniyle konulan ipotekler dikkate alınarak ipoteğin kaldırılmasından önceki durumunu gösteren şuyulandırma dosyasının; ilaveten, 1992 yılında tesis edilen ipoteklerin tesis ve terkinine ilişkin belgelerin, özellikle terkin aşamasının neye istinaden yapıldığı, tahsilat makbuzu gönderilip gönderilmediği, hangi yazıya istinaden terkin edildiğinin ayrıntılı olarak ilgili belediye ve tapu müdürlüğünden sorulması gerekir. Ayrıca ipotek bedelinin hesaplanmasında esas alınan somut emsalin de taşınmazın özelliklerine uygun şekilde belirlenmesi gerekir. Davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu parsel, DOP kesintisi yapılmazdan evvelki hali ile bile 300 m² olduğu halde, 3324,78 m² yüzölçümündeki emsalin aynı özelliklerde olduğundan söz edilemeyecektir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.02.2010 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen pay sebebiyle 32046 ada 31 sayılı parselin tapu kaydı üzerindeki ipoteğin terkini istemine ilişkindir. Davalı, terkini istenen ipoteğin idari yargı yerinde kaldırılması ve ipotek bedelinin depo ettirilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin 13.12.1986 tarihinde tesis edildiğinden ve on yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden bahisle ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Görülüyor ki, son bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması yapının iskân (oturma) ruhsatı alınması koşuluna bağlıdır. Bu koşul yerine getirilmeden ipoteğin kaldırılması istenemez. Sözleşmenin anılan hükmü yüklenicinin halefi konumundaki davacıyı da bağlar. Diğer yandan; yine 21.12.1993 günlü sözleşmenin 6. sahifesinde "yapının plan, proje ve teknik şartlara uygun tamamlanacağı" hükmü bulunmaktadır. Gerçekten, istisna sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin öncelikli borcu yapıyı sözleşmeye, fenne ve amaca uygun meydana getirerek arsa sahibine teslim etmektir. Yapı söylenen koşullara uygun değilse orta yerde hukuken bir teslimden söz edilemeyeceği için arsa sahibi yararına konulan inşaat teminat ipoteği fonksiyonunu sürdürmeye devam eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sebebiyle oluşturulan ipoteğin bedeli ödenmek suretiyle fekki istemi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, imar uygulaması sebebiyle oluşturulan ipoteğin bedeli ödenmek suretiyle fekki istemine ilişkin olup; Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 07.06.2016 gün ve 2016/27329E.-24893K. sayılı kararı ile temyiz itirazlarının incelenmesi için Dairemiz görevlendirilmekle yapılan incelemede; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki ... İli, ... İlçesi, ......
Öncelikle ilgili belediye başkanlığından ve tapu müdürlüğünden davaya konu Mersin ili, Yenişehir ilçesi, Bahçe Mahallesi, 1785 ada 2 parsel sayılı taşınmazın oluşumuna ilişkin imar dağıtım (şuyulandırma) cetveli sureti getirtilmeli, fen bilirkişisi tarafından imar uygulaması sırasında davalıların murisinin taşınmazından ne miktar kısmın davacıların taşınmazına katıldığı, ne miktar kısma karşılık imar ipoteği düzenlendiği belirlenmeli, imar uygulaması ile taşınmazı iktisap eden İsa Yeşil'in veraset ilamı çıkarılmak için davacılara yetki verilerek veraset ilamı ibrasından sonra davalıların İsa Yeşil'in mirasçısı olup olmadığı değerlendirilerek, eğer mirasçısı iseler başkaca mirasçı olup olmadığı incelenerek varsa onlarında dava dahil edilmesi sağlanmalıdır....
İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, davacının taşınmazındaki ipotek bedelinin dava tarihindeki güncel değeri depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 08.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, davacının taşınmazındaki ipotek bedelinin dava tarihindeki güncel değeri depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.03.2009 günü oybirliği ile karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava imar uygulaması sırasında müvekkili idarenin taşınmazı üzerine davalı lehine konulan ipoteğin terkini talebine ilişkin olup bu ipotek kaynağını 2981 sayılı yasadan almakta olduğundan 2942 sayılı yasanın geçici 12. maddesindeki değerleme yöntemi ile kaldırılması gerektiğini, söz konusu düzenleme ile hiçbir ayrıma gidilmeksizin imar uygulamasından doğan her türlü alacağın bu maddede gösterilen yöntem ile belirleneceği hüküm altına alındığından dava tarihindeki rayice göre belirlenen değer üzerinden ipoteğin kaldırılmasına karar veren ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiğini, karara dayanak bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını, bedel oldukça yüksek olup bilirkişi raporunda hatalı kıyaslama yapılarak sonuca ulaşıldığını, itirazlarının kabul görmediğini, emsal kıyaslamasının ve yüksek belirlenen bedel üzerinden depo kararı verilerek ipoteğin kaldırılmasında hukuka uygun olmadığını...
Sayılı ilamı uyarınca; "Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı sebebiyle davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davalılar tarafından imar uygulamasının iptali için açılan davada verilen iptal kararının kesinleşmesi sonucu, Karşıyaka Belediye i Başkanlığı'nca davaya konu taşınmazda davacı lehine konulan ipoteğin terkin edilmesi sebebiyle konusu kalmayan davada, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiş.. " "...davaya konu imar ipoteği yasadan kaynaklanmakta olup, niteliği gereği yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken müvekkillere yükletilmesi de hukuka aykırılık arz etmektedir.(Yargıtay 14....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Davacı, maliki olduğu taşınmazlar üzerine dava dışı şirketin kullanacağı krediye teminat almak üzere konulan ipoteklerin eksik imza ve eksik belge ile tesis edildiğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılması istemiyle eldeki davayı açmıştır. Yargıtay 14. Hukuk Dairesince davanın, bankadan alınan tüketici kredisinin teminatı olarak konulan ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin olduğu belirtilerek dosya dairemize gönderilmiş ise de kullanılan kredi tüketici kredisi olmayıp ticari kredi olduğu gibi banka da davada taraf değildir. Davacı ile davalı arasında dasözleşme ilişkisi yoktur. Davanın niteliği itibariyle temyizen incelenmesi görevi 14. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ:Dairemizin görevsizliğine aynı konuda 14....