Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalının maliki olduğu taşınmazdan bir miktarın davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. O yüzden, imar uygulama cetvellerinden davalı taşınmazından kaç m² yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir. Mahkemece öncelikle, HMK’nın 266. maddesi hükmü gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve imar uygulama cetvelleri incelenerek, davalı ... taşınmazından imar uygulaması sebebiyle ne miktar yer alındığı tespit edilmeli, gerekirse keşif de yapılarak bu miktarın dava tarihindeki değeri bilirkişilere hesaplattırmalıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2015 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.03.2022 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 24.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir. Davacı maliki olduğu 1022 ada 4 parsel sayılı taşınmazda imar uygulaması sonucunda; davalı lehine imar düzenlemesiyle kanuni ipotek tesis edildiği ipotek bedelinin ödenmesi suretiyle; ipoteğin fekkini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

        Davalı vekili, 2981 sayılı kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından kaynaklanan ipotek bedelinin arttırılmasına ilişkin davalarda ipotek veya uygulama tarihi itibariyle taşınmazın belirlenen nitelikleri esas alınarak, mahkemece belirlenecek bedele kanuni faiz uygulanarak dava tarihi itibariyle güncelleme yapılması gerektiğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur. . Mahkemece, davanın kabulü ile depo edilen 8,00 TL bedelin davalıya ödenerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık konusu ipoteğin davacıların murisinin taşınmazında imar uygulaması sonucu oluşan 57,23 m2 artışa karşılık konulduğu ve ipotek bedelinin 7,05 TL olduğu, mahkemece bu bedelin depo ettirilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür....

          Tahsise konu taşınmazlardan bir kısmının ise, imara kapalı olması nedeniyle, bu parseller hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası, bedele dönüştüğünü, davanın kabulü ile , kooperatif üyesi sıfatı ile davacı adına devir ve tescili yapılan, ..., ... Mahallesi, ... ada, 104 parsel nolu taşınmaz üzerine, İmar Uygulaması işlemi ile konulan ipoteğin karşılıksız olduğunun tespiti ile, hukuki dayanaktan yoksun ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin, davalılardan, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; İşbölümü (görev) ve yetki itirazımız mevcuttur. Davacı taraflar ile davalı müvekkil Belediye tacir olmadığı gibi 3194 sayılı İmar Yasasının 18. Maddesine göre belediye encümen kararı ile yapılan imar uygulaması işlemi ile konulan ipotek bedellerinin kaldırılması talebiyle açılan dava ticari iş niteliğinde değildir. Bu sebeple görevli ve yetkili mahkeme davalı ......

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2019 NUMARASI : 2017/15 2019/47 DAVA KONUSU : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) KARAR : Mersin 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/15 Esas 2019/47 Karar sayılı dosyasında verilen 19/02/2019 tarihli karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmalarının özeti; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili Yenişehir İlçesi Bahçe Mahallesi, 1561 ada 18 parselde imar uygulaması sonucunda davalıların murisi T3 lehine kayıtlı 08/01/1991 tarih ve 64 yevmiye numaralı 2.800.000,00 ETL tutarında imar ipoteği bulunduğunu, davalıların muris T3 mirasçısı olduklarını, davalıların ipotek kaldırmaya yanaşmadıklarını, mahkemece belirlenecek ipotek bedelini depo edeceklerini belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava...

            Taşınmazı ipotekle yükümlü olarak bilerek satın alan kişinin kendi tesis ettiği ipotek ile bu ipotek arasında da sebep sonuç ilişkisi arasında fark olmayacağı tabii ise de dosyada bulunan belgeler incelendiğinde taşınmaz üzerindeki ipoteğin imar uygulaması sonucu tesisi edildiği ve ipoteğin serbest irade ile kurulmamış olduğu ve zorunlu ipotek olduğu gözetilerek borçlunun meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/707 esas sayılı davası ile ipotek bedelinin arttırılaması istemi ile dava açtığını davalının (T1'in) sorumluluğunun tapudaki ipotek miktarı ile sınırlı olduğu gerekçesi ile ret olduğunu, müvekkilinin taşınmazına konulan imar ipoteğini kaldırmak için davalı nezdinde yaptığı girişimlerden sonuç alamadıklarını, müvekkilinin bu bedeli mahkeme veznesine yatırmak sureti ile taşınmaz üzerine davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Maddesi gereği uygulama yapılmış, İmar uygulaması sonucu Mersin ili Silifke İlçesi Gazi Mahallesi 215 Ada 36 nolu parsel numarasını almış olduğunu, işbu uygulama sonucunda 05.01.1993 tarih 6 nolu yevmiye ile davalı T3 lehine ipotek tesis edildiğini, Mersin ili Silifke İlçesi Gazi Mahallesi 215 Ada 17 nolu parsel ile ilgili Silifke Belediye Encümenin 31.12.1991 tarih 2058 sayılı kararı Adana 1. İdare Mahkemesinin 1993/404 Esas 1994/31 Karar sayılı ilamı ile iptal edilmiştir. İş bu karar Danıştay 6. İdare Mahkemesinin 1994/35677 Esas 1995/2256 Karar sayılı ilamı ile danıştay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, ipoteğin kaldırılması için Silifke Belediye Başkanlığına yapılan başvuru akabinde dava açılması gerektiği yönünde cevap verildiğini beyanla Mersin ili Silifke İlçesi Gazi Mahallesi 215 Ada 36 nolu parseldeki 05.01.1993 tarih 6 yevmiye nolu T3 lehine olan ipoteğin kaldırılması ile eski kadostral mülkiyet durumunun ihdasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Dosya kapsamından, davacıya ait 1086 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 04.03.2004 tarihli, 6.924,75 TL bedelli, faizsiz, kanuni ipotek (imar ipoteği) şerhi mevcuttur. İpoteğin imar uygulaması sırasında mülkiyeti davalı şirkete ait taşınmazdan zorunlu olarak davacı parseline katıldığı anlaşılan 276,99 m2’lik taşınmazın bedelini karşılamak amacıyla konulduğu anlaşılmaktadır. İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre 276,99 m2’lik kısmın dava tarihindeki rayiç bedelinin ipotek bedeli olarak belirlenmesi gerekir. Hal böyle olunca; taşınmazın niteliği nazara alındığında taşınmazın 276,99 m2’lik kısmının değerinin dava tarihi itibariyle HUMK'nın 8/1 maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev sınırı içerisinde kaldığının kabulü, halin icabı ve hayatın olağan akışına aykırıdır....

                UYAP Entegrasyonu