Yargıtay Hukuk Genel kurulunun benzer konudaki ........2010 gün ve 2010/...-662/651 sayılı kararı uyarınca; imar planında park, yol ve okul alanı gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere, el atılmamış olsa dahi bedeline hükmedileceğine ilişkin kararı da gözetilerek, 3194 sayılı İmar Kanununun .... maddesinin amir hükmü uyarınca .../1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren ... yıl içerisinde ilgili idarece, ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedeli ödenmelidir. Açıklanan nedenlerle uygulama imar planının kesinleştiği tarih belirlenip sonucuna göre işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünün 22.08.2012 günlü 3891 sayılı yazısında dava konusu taşınmazlardan 646 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen TCK kamulaştırma sınırı içerisinde, kısmen de 1/1000 ölçekli uygulama imar planı sınırı dışında kaldığı, yine belediye'nin 31.01.2013 günlü 421 sayılı yazısında dava konusu taşınmazlardan 646 ada 20 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen TCK kamulaştırma sınırı içerisinde, kısmen de 1/1000 ölçekli uygulama imar planı sınırı dışında kaldığı, dava konusu taşınmazlardan 646 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı sınırı dışında kaldığı belirtilmiş olup, Dairenin geri çevirme kararı üzerine ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- ... Belediye Başkanlığının 06.08.2008 tarihli yazısında dava konusu 223 ada 25 parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planı ve mücevir alan sınırları içinde kaldığı; geri çevirme sonrası dosyaya gelen 02.04.2010 tarihli yazısında ise taşınmazın bir kısmının uygulama imar planı içinde yol ve yeşil alanda kaldığı, bir kısmının ise uygulama imar planı dışında kaldığı belirtilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 08/05/2012 NUMARASI : 2009/460-2012/192 Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması ve uygulama sonrası davacıya verilen paylardan yararlanma olanağı kalmadığından bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması ve uygulama sonrası davacıya verilen paylardan yararlanma olanağı kalmadığından bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Taraflar mevcut ipoteği iradeleriyle tapuda yapacakları işlem sonucu kaldırabilecekleri gibi, bir tarafın terkine rıza göstermemesi halinde ipotek bedelinin ödenmesi koşulu ile kaldırılmasını mahkemeden de isteyebilir. Somut olaya gelince; davalıların murisi Ahmet İzmir yararına 25.02.1987 tarihinde tesis edilen kanuni ipotek, 3.750.00 TL bedellidir. İpoteğin, imar uygulaması sebebiyle davalıların murisinin maliki olduğu taşınmazdan bir miktar yerin davacı taşınmazına ilavesi zaruretinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenle, imar uygulama cetvellerinden davalıların murisi Ahmet İzmir'in taşınmazından kaç m2 yer alındığı tespit edilerek, kanuni ipotek bedelinin alınan bu miktarın taşınmazın dava tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerekir. Zira, kanuni ipotekler tarafların serbest iradeleriyle değil, kanundan kaynaklanan bazı zorunlu durumlar sebebiyle tesis edilir....
Bölge Uygulama İmar Planında “çocuk bahçesi alanı” olarak ayrıldığı, yani ilk planlandığı 1982 tarihinden itibaren sürekli yeşil alan niteliğinde donatı alanında kaldığı, ancak fiilen el atılmadığı anlaşılmış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek, imar planında çocuk bahçesi alanı olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde ilgili idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması halinde bedele hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle red kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Dışında Kalan Kısmına ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı sınırları içinde ilköğretim tesis alanı ve kısmen yol alanında kaldığı ve bu haliyle 1995 yılından itibaren kısıtlama içerisinde bulunduğu 2004 yılından itibaren de ilköğretim tesis alanında kaldığı, ancak taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır. 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren 3 ay içerisinde planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar proğramının hazırlanması gerektiğinden, bu proğramın hazırlanıp hazırlanmadığı ve lehine tahsis yapılan idarenin görüşünün alınıp alınmadığı araştırılarak, alınmış ise ilgili ......
Dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen park alanı olarak ayrıldığı, Yargıtay .....Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek imar planında park, yol ve okul alanı vb. gibi kamu hizmetine ayrılmış bulunan yerlere el atılmamış olsa dahi 3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinin amir hükmü uyarınca 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde davalı idarece ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle davacıların, taşınmaz bedelinin tahsilini talep edebilecekleri gözetilerek, işin esasına girilip yapılacak inceleme sonucu imar planına göre taşınmazın ne kadarının park alanında kaldığı tespit edilerek buna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, yazılı gerekçelerle ret kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir....
Davacı, 5250 ada 39 sayılı parselin maliki olduğunu, taşınmazın imar uygulamasına tabi tutulduğunu, bu uygulama sırasında kanuni ipotek tesis edildiğini ileri sürerek; o tarihteki 755 TL ipotek bedelinin ödenmesi koşuluyla ipotek şerhinin terkinine karar verilmesini istemiştir. Birleştirilen davada, davalılar ipoteğin 1996 yılında tesis edildiğini, ipotek kurulurken saptanan bedelin dava tarihi itibariyle parasal bir önemi kalmadığını, ipotek bedelinin artırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, ipotek bedeli 4.693,10 TL olarak güncelleştirilmiş, bu bedel depo ettirilerek ipoteğin terkinine ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Ancak; Dava konusu taşınmazın 2001 yılından itibaren onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planları kapsamında kentsel rekreasyon alanında kaldığı, ancak fiilen el atılmadığı anlaşılmış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun benzer konudaki 15.12.2010 gün ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetilerek, imar planında kentsel rekreasyon alanı olarak ayrılan taşınmaza fiilen el atılmamış olsa dahi, 3194 sayılı İmar Kanununun 10.maddesinin amir hükmü uyarınca, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde davalı ... Belediyesince ayrılma amacına uygun olarak kamulaştırma görevinin yerine getirilmemesi ve malikin mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlanması nedeniyle taşınmaz bedelinin ödenmesine karar verilmesi doğrudur....