Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte borçlunun icra mahkemesine başvurusunda işlemiş faiz oranı ve miktarlarının fahiş olduğunu, takip sonrası ise %18 oranında işleyecek faiz talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek itirazlarının kabulü ile icra emrinin fazla talep edilen faiz ve oranları yönünden düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece icra dosyasının ödeme nedeniyle infaz edildiği, itirazın konusu kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, hükmün borçlu tarafından temyiz edildiği, icra dosyasına eldeki bu şikayetten sonra ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır....
İlamlı icrada borçlu ilam aleyhine olan yani ilama göre borçlu olan kişidir. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Borçlu yalnızca, İİK'nun 33. maddesi hükmü gereğince, borcu ... olması, alacaklıdan mehil almış olması veya ilamın zamanaşımına uğramış olması halinde İcra Mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir. Somut olayda, şikayetçi takibe dayanak ilamda davalı olarak yer almadığını, ihbar olunan konumunda olduğunu ve aleyhine hüküm kurulmadığını iddia ederek, takibin iptalini talep etmektedir. Şikayetçinin talebi görüldüğü gibi İİK'nun 33. maddesi hükmü kapsamında bir itiraz değildir. Talep İİK'nun 41. maddesi yollamasıyla İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olarak değerlendirilebilir....
Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK'nun 124/3.maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebilir. Somut olayda, ipotek veren şikayetçi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, ancak İİK'nun 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçluya takibin yöneltilmediği görülmektedir....
Diğer taraftan; borçluya gönderilen icra emri, ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK'nın 41, 16. maddeleri). Yine ilama uygun olmayan talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikâyet konusu yapılabilir (HGK 21.6.2000 tarih, 2000/12-1002 E)....
Şirketleri Birliği Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabının aşağıda belirtilen adresine yazılı olarak başvurmalarının" gerektiği belirtilmiş, müflis şirketler aleyhine verilen kararlara istinaden doğrudan ilamlı icra takibi yapılabileceğinden bahsedilmemiştir. ... 17.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 18.11.2011 tarih ... Esas-Karar sayılı tarafları SSK Genel Müdürlüğü ve Türkiye Sigorta ve ... Birliği olan, aynı ilama dayalı olarak ... 36.İcra Müdürlüğü'nün 2011/12783 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinin Türkiye Sigorta ve ...Şirketleri Birliği'nin ayrı bir Tüzel Kişiliğinin olmadığı, takipte husumetin Güvence Hesabına yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle iptal edildiği, kararın kesin nitelikte verilen bir karar olması nedeniyle Yargıtay denetiminden geçmediği anlaşılmıştır. Kural olarak; icra emrinin ilama uygun düzenlenmesi gerekir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu ve ihbar olunan tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İlamlı icra takibinde, borçlu ...'ın ilama aykırılık şikayeti ve şikayetin TMSF 'ye ihbarı istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece TMSF’nin fer’i müdahil olarak duruşmaya kabulüne karar verilip bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğu, karara karşı borçlu ... Bank A.Ş. ile TMSF'nin istinaf talebinde bulunması üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, verilen karara karşı borçlu ......
Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; mahkemece incelenip karar verilen diğer şikayetlerinin yanı sıra, takipte talep edilen işlemiş ve işleyecek faiz taleplerinin ilama aykırı olduğu şikayeti de bulunmaktadır. O halde, mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun işlemiş ve işleyecek faize yönelik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/08/2020 NUMARASI : 2019/758 ESAS - 2020/521 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı/borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında başlatılan ilamlı takipte faiz hesaplamasının ilama ve 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesine aykırı olarak yapıldığını belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde; faiz hesaplamasının ilama göre yapıldığını, ilama aykırılık bulunmadığını belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Buna göre elinde ilam olan bir alacaklının ilamlı icra takibi yapmak yerine ilamsız icra takibi yapmasının anılan maddede düzenlenen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı muhakkaktır.Kaldı ki mahkemeye başvurup alacağını ilama bağlayan bir kişinin ilamlı takip yapmak yerine ilamsız takibi tercih etmek suretiyle borçlunun yapabileceği itiraz üzerine yeniden itirazın kaldırılması ya da iptali amacıyla mahkemeye başvurması, Devletin yargı organlarının gereksiz şekilde meşgul edilmesi anlamına da geleceğinden kabulü mümkün değildir.Şu hale göre alacaklının para borcuna veya teminat verilmesine dair ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapması en başta İİK.nun 32.maddesi amir hükmüne aykırılık teşkil edeceği gibi, dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağından hukuk düzeni tarafından korunamaz. Bu doğrultuda, Dairemizin yeni oluşan içtihatları ile ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı sonucuna varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İcra Mahkemesince bozma ilamına uyularak karar verildiğinden;sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatılmış olup, İİK'nun 150/ı maddesine göre yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte inkar tazminatı verileceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı halde, mahkemece istemi kabul edilen borçlu lehine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden...