Bir kısım davacılar vekili Av.Hakan Sönmez katılma yolu ile İstinaf Dilekçesinde Özetle; davalı idarenin tüm istinaf itirazlarının reddinin gerektiğini, yerel mahkeme kararının yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar süresi içerisinde kanun yoluna başvurmamış iseler de, katılma yolu ile istinaf talebinde bulunduklarını, dava konusu taşınmaz gibi somut emsalin de imar parseli olup dava konusu taşınmazdan kesilen DOP miktarı % 34 olup, somut emsalden ise kesilen DOP miktarının %24,39 olduğunu, Yargıtay Genel Kurulunun yerleşik içtihatlarında da anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazda kesilen DOP miktarı oranında belirlenen kamulaştırma bedelinin arttırılması gerektiğini belirtmekle, davalı yanın istinaf istemlerinin reddi ile istinaf talepleri doğrultusunda yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep etmiştir....
sorulup buna göre DOP kesintisi uygulanması gerekirken, emsal taşınmazdan kesilen DOP oranına göre dava konusu taşınmazdan DOP kesintisi yapılmasının hatalı olduğu gibi, ünsal mahallesinden dairemize intikal eden dosyalardaki taşınmazların m2 birim fiyatına göre somut davada tespit edilen m2 birim fiyatının düşük belirlendiği, enerji nakil hattının dava konusu taşınmazda kapladığı alan ve güzergahı dikkate alındığında %50 değer azalış oranı uygulanmak suretiyle tespit edilecek değer düşüklüğü oranına göre kamulaştırma irtifak bedelinin tespiti gerekirken %35 değer azalış oranı uygulanmak suretiyle kamulaştırma irtifak bedelinin tespitinin hatalı olduğu, bu haliyle bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı anlaşılmıştır....
-Diğer taraftan hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan imar uygulaması sonucunda düzenleme sonucu ayrılan DOP alanı %39,64 oranında DOP kesintisi yapıldığından bahisle, dava konusu taşınmazın m2 birim fiyatından bu oranda DOP kesintisi uygulanmak suretiyle sonuç birim m2 belirlenmiş ise de, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede DOP kesinti oranının tespit edilerek bu oranda taşınmazın m2 birim değerinden indirim yapılması gerekirken hatalı değerlendirmeyle emsal taşınmazdan kesilen DOP oranına göre kesinti yapılması doğru görülmemiştir. Bu itibarla ilgili belediye başkanlığından dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ilişkin DOP kesinti oranı araştırılarak bu doğrultuda bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekmektedir....
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınacak taşınmazın kadastro parseli olduğunun anlaşılması halinde DOP düşülmemesi; dava konusu taşınmazın kadastro, emsalin imar parseli olduğu durumda dava konusu taşınmazın bölgesinde veya yakın bölgede uygulanan DOP oranı kadar indirim yapılması; dava konusunun imar, emsalin kadastro parseli olması halinde dava konusu taşınmazdan kesilen DOP kadar ilave yapılmasından sonra taşınmazların ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu el atılan kısmın değerinin belirlenmesi için KK.nın 15.maddesine uygun (2 inşaat, 1 gdu ) oluşturulacak bilirkişi heyeti ile yeniden keşif yapılması, alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir....
kamulaştırmasız el atma nedeniyle 2.000,00 TL tazminat hükmedilmesini, alacağı yasal faiz uygulanmasına talep ve dava etmiş, 07.03.2022 tarihli dilekçesiyle talebini 775.238,63 TL'ye arttırmıştır....
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ve alınan bilirkişi raporu hükme yeterli değildir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E., 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E., 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E., 2010/668 K. sayılı kararı)....
Davalı vekili, İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin 2005/502 Esas sayılı dosyası müvekkiline ihbar edilmediği için müvekkilinin delillerini ibraz edemediğini, davacının gemi üzerinde inceleme yapılmadan geminin limandan ayrılmasına izin vermesi nedeniyle hasarın gemiden kaynaklandığı iddiasının ispatına engel olunduğunu, dava konusu emtiayı taşıyan geminin DOP emtiası dışında kostik soda taşıdığını, kostik sodanın İzmit’te boşaltılmasından sonra DOP emtiasının müvekkiline ait tanklara boşaltıldığını, DOP emtiasını kirleten kostik sodanın boşaltım esnasında karıştığını, geminin boşaltım sistemlerinde inceleme yapılmadığını, müvekkilin tesislerinde geriye dönük son 3 yıl içerisinde kostik soda depolanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Esas sayılı dosyasıyla örnek 7 ilamsız icra takibi başlatılmıştır.İlgili icra dosyasına yasal süresi içerisinde tarafımızca itiraz edilip takibin durduğunu, arabuluculuk süreci olumsuz sonuçlandığını müvekkil aleyhine huzurdaki dava açıldığını müvekkil aleyhine davayı kabul etmediğini, davacı şirket müvekkile çeşitli dönemlerde cam satmıştır.Davaya konu camlar müvekkil tarafından Carrefour Üst Geçidine takılmıştır.İlk etapta herhangi bir sorun olmadığından davacı tarafından kesilen fatura müvekkil tarafından ticari kayıtlarına işlendiğini, ancak bir süre sonra havaların bozulmasıyla camlar içten aşırı derecede buğulanmaya başlamıştır.Ayrıca davacı Şişecam Bölge Bayisi olduğunu müvekkil Yalova’ya istediği siparişlerde de sorun çıktığını müvekkil 2.kez davacıdan sipariş istediğinde ilk parti ile ikinci parti malın farklı olduğunu tespit ettiğini ilk camlar şişecam olmayıp başka bir ithal ürün olduğunu ancak bu farklılık ikinci parti malın gelmesiyle mukayese etmek suretiyle anlaşılmıştır.Davacı...
dayanılarak kesilen cezaların aynen tasdiki gerektiği, davacı tarafından ise, faturaların kaçıncı örnek olduğunun yazılmamasının matbaanın hatasından kaynaklandığı, bu eksiklikten kendilerinin sorumlu tutulamayacağı, şekil eksikliği kabul edilse dahi bir tespit için ancak bir kez usulsüzlük cezası kesilebileceği ileri sürülerek bozulması istemleridir....
dayanılarak kesilen cezaların aynen tasdiki gerektiği, davacı tarafından ise, faturaların kaçıncı örnek olduğunun yazılmamasının matbaanın hatasından kaynaklandığı, bu eksiklikten kendilerinin sorumlu tutulamayacağı, şekil eksikliği kabul edilse dahi bir tespit için ancak bir kez usulsüzlük cezası kesilebileceği ileri sürülerek bozulması istemleridir....