Belirtilen kural karşısında; yargı yerlerince aynı tespitlere göre kesilen özel usulsüzlük cezasının tespitin yetersizliği nedeniyle kaldırılmış olması hali dışında, belge kullanmama veya bulundurmama eyleminin üç kez tespit edilmesinin işyeri kapatma cezası uygulanmasına yeterli olduğu, bu tutanaklara dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilip edilmemesinin, işyeri kapatma cezasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla aynı eylemler nedeniyle yükümlüler adına özel usulsüzlük cezaları kesilmiş olup da bu cezaların dava konusu edilmediği veya açılan davaların reddedildiği durumlarda, işyeri kapatma cezasına karşı açılan davaların, eylemlerin saptandığı tutanakların bu cezaya dayanak yapılabilecek nitelik taşıyıp taşımadıklarının incelenmesinden sonra sonuçlandırılması gerekmektedir....
Oysa dosyanın ilk kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği 20.9.2011 tarihi itibariyle 6100 sayılı HMK henüz yürürlüğe girmediğinden, 6100 sayılı HMK 448.maddesi gereğince dosyanın ikinci kez takipsiz bırakıldığı 31.1.2012 tarihi itibariyle uyuşmazlıkta 1086 sayılı HUMK 409.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu halde 31.1.2012 tarihinde ikinci kez takipsiz bırakılan davanın süresi içinde yenilenmesinin beklenilmesi, yenilenmesi halinde yargılamaya devam edilmesi, yenilenmemesi durumunda sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yeri olmayan 6100 sayılı HMK 320/4.maddesi hükümlerinin uygulanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 27.9.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı ödemiş olduğu kredi borçlarını akrabalarının yardımı ile ikinci kez ödemek zorunda kaldığını belirterek ticari itibarının zedelendiği gerekçesiylemanevi tazminat talebinde bulunmuş ise de; Davacıaynı kredi borcunu akrabaların yardımı ikinci kez ödediğini ve ticari itibarının zedelendiğini ispat edemediğinden, manevi tazminat talebinin reddine....." karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmaz imar parseli, emsal alınan taşınmaz ise kadastro parseli olduğundan, dava konusu taşınmazın emsal ile kıyaslaması sonucunda dava tarihindeki değeri bulunduktan sonra, dava konusu taşınmaz imar parseline dönüştürülürken hangi oranda DOP kesilmişse, bu oranın ilave edilmesi gerektiğinden bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın DOP oranının tam bir sayıdan (1) çıkartılmak suretiyle bulunan oranının dava konusu taşınmazın emsal kıyaslaması sonucu bulunan m² bedeline bölünerek eklenmesi suretiyle bedelinin belirlenmesi (örnek: dava konusu taşınmazdan kesilen DOP oranı %30 ise, dava konusu taşınmazın emsal uygulamasıyla bulunan m² bedelinin 0,70'e bölünmesi gerekir) doğru olduğu halde, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm :1002,62 TL maddi, 2000 TL manevi tazminatındavalıdan alınarak davacıya verilmesine. Davacının tazminat talebinin kısmen kabulune ilişkin hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak; Hükmolunan tazminat toplamı üzerinden tek avukatlık ücreti verilmesi yerine hükmün esasının oluşturan kısa kararda gerekçeli karar ile çelişki oluşturacak şekilde davacıya iki kez vekalet ücreti tayini....
Belirtilen kural karşısında; yargı yerlerince aynı tespitlere göre kesilen özel usulsüzlük cezasının tespitin yetersizliği nedeniyle kaldırılmış olması hali dışında, belge kullanmama veya bulundurmama eyleminin üç kez tespit edilmesinin işyeri kapatma cezası uygulanmasına yeterli olduğu, bu tutanaklara dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilip edilmemesinin, işyeri kapatma cezasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla aynı eylemler nedeniyle yükümlüler adına özel usulsüzlük cezaları kesilmiş olup da bu cezaların dava konusu edilmediği veya açılan davaların reddedildiği durumlarda, işyeri kapatma cezasına karşı açılan davaların, eylemlerin saptandığı tutanakların bu cezaya dayanak yapılabilecek nitelik taşıyıp taşımadıklarının incelenmesinden sonra sonuçlandırılması gerekmektedir....
Sayılı bozma kararı) gerektiğinden asıl davanın reddine birleştirilen davada, kardeşleri olan davalı şahıslar yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı ve dahili davalı belediyeler yönünden ise birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar ve birleştirilen dosyanın davacısı vekili temyiz etmiştir. Davacılar 682, 683 ve 1983 numaralı parsellerde 1988 yılında imar düzenlemesi sırasında kamu bağışları dikkate alınmadan % 35 düzenleme ortaklık payı (DOP) alınmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle tazminat isteminde bulunmuş ise de birleştirilen davada mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat istenmiştir....
Uyuşmazlıkta, işlem tarihindeki mevzuata göre KOP oranı belirlenerek hisselendirme yapılması mümkün olmakla birlikte %30 DOP oranından daha yüksek miktarda %44 oranında KOP belirlenerek kamu tesis alanında hisselendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelikte, KOP oranı açısından herhangi bir sınır öngörülmemiş olmakla birlikte dava konusu işlemde KOP oranının DOP oranını da aşacak şekilde %44 olarak belirlenmesi ve DOP kesintisi ile KOP hisselendirmesi nedeniyle kadastral taşınmazın toplamda %74'ünün mülkiyetinin davacının elinden alınması ve mülkiyetinin kısıtlanması durumunun oluştuğu açıktır....
-Diğer taraftan hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan imar uygulaması sonucunda düzenleme sonucu ayrılan DOP alanı %39,64 oranında DOP kesintisi yapıldığından bahisle, dava konusu taşınmazın m2 birim fiyatından bu oranda DOP kesintisi uygulanmak suretiyle sonuç birim m2 belirlenmiş ise de, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede DOP kesinti oranının tespit edilerek bu oranda taşınmazın m2 birim değerinden indirim yapılması gerekirken hatalı değerlendirmeyle emsal taşınmazdan kesilen DOP oranına göre kesinti yapılması doğru görülmemiştir. Bu itibarla ilgili belediye başkanlığından dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ilişkin DOP kesinti oranı araştırılarak bu doğrultuda bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/03/2020 NUMARASI : 2018/48 ESAS 2020/184 KARAR DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : İstinaf incelemesine konu dava kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Gaziantep ili, İslahiye İlçesi, Beyler Mah....