Emsalin 15 ve 16. madde gereğince oluşan imar parseli olmasına göre dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması halinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranının ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin temini ile o oranda DOP kesintisi yapılmak suretiyle m² birim fiyatına ulaşılması gerekirken DOP kesintisi yapılmamış olması" doğru bulunmamış olmasına rağmen kaldırma kararı sonrasında alınan ve hükme dayanak yapılan raporda, somut emsalin 15 ve 16....
Kaldı ki taşınmazın imar planında yolda bırakılması nedeniyle bedeli tespit edilmekte olup, niteliğinin yol olması bedelinin tespitinde etkili olmayacaktır. Ayrıca raporda, diğer emsallerden üst emsal ve alt emsal şeklinde bahsedilmiş ve bu emsallerle dava konusu taşınmazın karşılaştırması yapılmadan bedel belirlendiği görülmüştür. Öte yandan, dava konusu taşınmazın dava tarihinde İmar uygulaması görmediği anlaşılmış olup, emsal taşınmazın satış tarihinde imar uygulaması görmüş imar parseli olması halinde, dava konusu taşınmazın bedelinden düşülecek olan Düzenleme Ortak Payı (DOP), dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanmış ya da ileride uygulanacak DOP oranı, taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanmış ya da ileri de uygulanacak olan DOP oranı yoksa dava konusu taşınmaza en yakın bölgede uygulanan DOP oranı olup, bu oranların ne olduğu belirlenmede dava konusu taşınmazın bedelinden %35 oranında DOP düşülmesi de doğru olmamıştır....
Ancak, bölgede 21.05.1991 tarihinde yapılan ikinci imar uygulaması ile, 14840 ada 5, 14841 ada 9, 10 nolu parsellerde, daha önce 20.10.1987 tarihli imar uygulamasında kesilen DOP miktarlarının haksız olduğu ve yapılan bu kesintilerin eski malik ... adına tescil edilmesi gerektiğinden bahisle, bu parsellere kesilen DOP miktarları ilave edilerek, yeni miktarlarına göre tahsis cetvelleri, parselasyon planı ve özet cetvelleri tanzimi ile yeni bir uygulama yapıldığı, sonuç olarak 1129 m² büyüklüğündeki 14840 ada 5 nolu parselin 786/1129 hissesinin yüklenici kooperatif, 343/1129 hissesinin ..., 866 m² büyüklüğündeki 14841 ada 9 nolu parselin (yeni parsel numarası 15) 786/866 hissesinin yüklenici kooperatif, 80/866 hissesinin ..., 976 m² büyüklüğündeki 14841 ada 10 nolu parselin (yeni parsel numarası 16) 786/866 hissesinin yüklenici kooperatif, 190/866 hissesinin ise ... adına tescil edildiği, yapılan bu işlemin, sözleşme uyarınca, devir ile yükümlü oldukları arsa paylarını yükleniciye devretmiş...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : 466 sayılı kanun gereğince tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 13,43 TL maddi, 100,00 TL manevi tazminatın haksız ikinci kez ödeme tarihi olan 10/01/2009 tarihinden işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 2.598,00 TL olduğu ve davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının 113,43 TL olması nedeniyle hükmün davalı açısından kesin olduğu görülmekle; Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi...
konusu taşınmazın DOP kesintisi yapılmış imar parseli olduğu kabul edilmek suretiyle değer tespitinde dava konusu taşınmaza DOP ilavesi yapılmasının hatalı olduğu, yine dairemizden geçen Alanya 3....
Mahkemece; dava dosyasının ilk kez 25.02.2014 tarihinde, ikinci kez ise 08.07.2014 tarihinde işlemden kaldırıldığı, eldeki davanın 27.05.2008 tarihinde davacılar tarafından sulh hukuk mahkemesine açılan maddi ve manevi tazminat istemli olup, mülga 1086 sayılı HUMK zamanında açıldığı, ancak dosyanın işlemsiz bırakılmasının 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK zamanında olduğu, 6100 sayılı HMK usül kanunu olup "derhal uygulanma ilkesinin" geçerli olduğu, davacılar tarafından 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra dava dosyasının iki kez takipsiz bırakıldığı, gerek mülga 1086 sayılı HUMK, gerekse yürürlükteki 6100 sayılı HMK hükümlerine göre eldeki davada basit yargılama usulünün uygulandığı gerekçesiyle; 6100 sayılı HMK'nın 150. ve 320/4 maddeleri uyarınca; davanın açılmamış sayılmasına; davalılardan ... kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT'nin 10. maddesinin 3 ve 4. fıkralarına göre maddi tazminat için 750,00 TL, manevi tazminat için 750,00 TL'nin davacılardan...
Uyuşmazlıkta, işlem tarihindeki mevzuata göre KOP oranı belirlenerek hisselendirme yapılması mümkün olmakla birlikte %30 DOP oranından daha yüksek miktarda %44 oranında KOP belirlenerek kamu tesis alanında hisselendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelikte, KOP oranı açısından herhangi bir sınır öngörülmemiş olmakla birlikte dava konusu işlemde KOP oranının DOP oranını da aşacak şekilde %44 olarak belirlenmesi ve DOP kesintisi ile KOP hisselendirmesi nedeniyle kadastral taşınmazın toplamda %74'ünün mülkiyetinin davacının elinden alınması ve mülkiyetinin kısıtlanması durumunun oluştuğu açıktır....
Belirtilen kural karşısında; yargı yerlerince aynı tespitlere göre kesilen özel usulsüzlük cezasının tespitin yetersizliği nedeniyle kaldırılmış olması hali dışında, belge kullanmama veya bulundurmama eyleminin üç kez tespit edilmesinin işyeri kapatma cezası uygulanmasına yeterli olduğu, bu tutanaklara dayanılarak kesilen özel usulsüzlük cezalarının dava konusu edilip edilmemesinin, işyeri kapatma cezasına herhangi bir etkisinin bulunmadığı sonucuna varılmaktadır. Dolayısıyla aynı eylemler nedeniyle yükümlüler adına özel usulsüzlük cezaları kesilmiş olup da bu cezaların dava konusu edilmediği veya açılan davaların reddedildiği durumlarda, işyeri kapatma cezasına karşı açılan davaların, eylemlerin saptandığı tutanakların bu cezaya dayanak yapılabilecek nitelik taşıyıp taşımadıklarının incelenmesinden sonra sonuçlandırılması gerekmektedir....
Dava konusu taşınmaz, 1986 yılında parselasyona tabi tutulmuş ve DOP oranı sıfır olarak gösterilmiştir. Bu nedenle ikinci kez imar uygulamasına tabi tutularak 34 m2'lik kısmın Düzenleme Ortaklık Payı olarak kesilmesi yasaya aykırı olduğundan, bu kısma kamulaştırmasız el atıldığının kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2014 yılına ilişkin defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi gerektiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2014/Ocak-Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının ve 213 sayılı Kanun'un 355/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin......