Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylece HMK'nın 125. maddesi 1086 sayılı yasanın 186. maddesinden farklı olarak dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirmiştir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır. Bu durumda, dava açan paydaşın taşınmazı devrettiği kişiye tebligat yapılmadan ve davadan haberdar edilmeden sonuca gidilmesi isabetli olmayacaktır. Sonuç olarak HMK'nın 125/2. maddesi düzenlemesi açık olup, gerek doktrinde gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edildiği üzere dava konusunun devri ile devredilen şey üzerindeki tasarruf hakkı devreden yönünden sona erdiğinden dava hakkı da kalmayacak, tüm tasarruf yetkisi ve doğal olarak dava hakkı da yeni malike geçecektir....

Kısaca burada satış bedelinin toplamı değil temerrüde rağmen bir kısım ödeme yapılmıştır. Ne alacaklıya hapis hakkı kullanma yetkisini sağlayan 10.7.1940 tarih 1939/2 E. 1940/77 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve ne de genel hapis hakkını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 950.maddesi geçersiz satış sebebi ile kısmi ödeme yapan alacaklıya hapis hakkı kullanma yetkisi tanımamıştır. Kısaca söylemek gerekirse hapis hakkı geçersiz sözleşmeyle kararlaştırılan satış bedelinin tamamı ödenmişse kullanılabilir. Aksi halde alacaklının iyiniyetinden bahsedilemez. Dosyada bulunan ve tarafların emsal olarak sundukları kararlarda da hapis hakkının ancak satış bedelinin tamamı ödenmişse kullanılabileceği ilke olarak kabul edilmektedir....

    Bu durumda, borçlunun aciz hali ispatlanmamış olduğundan davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır. 2-Kabule göre ise, tasarrufun iptal davasında, davacının amacı alacağın tahsiline yönelik bulunduğundan davanın kabulü halinde, İİK 283/1 maddesi gereğince iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi gerekirken borçluya ait olduğunun tesbitine karar verilmesi de isabetsiz olmuştur.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu tarafından satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş; mahkeme istemin reddine karar verilmiştir. İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece, satış ilanının usulsüz tebliğ edilip edilmediğinin yöntemince incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'nın alacaklısından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 25.2.2008 tarihinde davalı ...'ya sattığını belirterek tasarrufun iptalini, dava ve talep etmiştir. Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı üzerindeki ipotek ve hacizlerle birlikte 90.000 TL'ye aldılarını, ipotek ve hacizleri ödediklerini iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... savunma yapmamıştır. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, taşınmazın tapudaki satış bedeliyle gerçek değeri arasında fahiş fark olmadığı, davalı ...'...

          Satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş olup; İİK.nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Yargıtay’ın süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir. Ancak, aynı satış kararında, çıkarılan tebligatın sonuca etki etmemesine karar verilmesi halinde ise tebligatın çıkartılması zorunlu ise de tebliğ edilip edilmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. 16/01/2021 tarihli satış kararında satış ilanının tebliğine karar verilmemiştir. Dolayısıyla, borçluya satış ilanı tebligatı gönderilmesi ve tebligatın usulsüz tebliğ edilmesinin herhangi bir hükmü yoktur. Satış kararında tebliğ şartı aranmadığından ilanlar tebliğ yerine geçeceğinden borçlunun menkul malın satışından haber olduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin bu sebeple ihaleyi feshetmesi isabetsizdir. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 24/03/2015 tarih 2015/4701 esas 2015/7068 karar)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali, evi terk eden çocuğu ailesine ve yetkili makamlara haber vermeden yanında tutma, rızaen cinsel ilişki HÜKÜM : Evi terk eden çocuğu ailesine ve yetkili makamlara haber vermeden yanında tutma suçundan beraat, diğer suçlardan mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I- Katılan ... müdafii ile Katılan ... vekilinin hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlerin temyizine yönelik yapılan incelemede; Hırsızlık ve konut dokunulmazılğını ihlal suçlarından doğrudan doğruya zarar görmeyen Katılan ... müdafii ile Katılan ... vekilinin anılan suçlar yönünden hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, temyiz inceleme isteğinin bu yönüyle, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE, 2- Sanık ...'...

            SAVUNMA: Davalı Denizbank A.Ş. vekili ve davalı ihale alıcısı vekili ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde özetle; Borçluya ve eşine gönderilen tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığını, davacının eşine yapılan tebligat yönünden şikayet hakkı bulunmadığını, satış ilanının gerektiği gibi yapılmadığına dair iddiaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. DELİLLER: Konya 10. İcra Müdürlüğü'nün 2019/11594 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacı borçluya yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu, satış ilanının usulsüz tebliğinin başlı başına ihalenin feshini gerektirdiği anlaşıldığından, şikayetin kabulü ile şikayete konu ihalenin feshine karar verilmiştir....

            İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Somut olayda, müflis borçlunun alacağa mahsuben ipotek alacaklısına ihale edilen taşınmazının tapu kaydında ipotek dışında 4562 sayılı Organize Sanayi Bölge Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 97.maddesi gereği Organize Sanayi Bölge müdürlüğü lehine konulmuş şerh ile ayrıca hacizler ve taşınmaza ait başkaca borçlar da bulunduğuna göre,şikayetçi iflas idaresinin iddialarının yapılacak sıra cetvelinde tartışılması mümkün olacaktır....

              Somut olayda hukuki ihtilaf, 6361 sayılı yasanın 31. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır. Davacı vekili 16/06/2022 tarihli dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından 24/03/2021 tarihli ve ... sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesine konu makinelerin, dava açıldıktan sonra davalı taraf tarafından, rızaen teslim ettiklerini içeren rızaen teslim belgesini imzalayarak müvekkili şirkete verdiğini, bu nedenle huzurdaki davanın konusuz kaldığını, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, davalı tarafın, davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle AAÜT'nin 6. maddesi uyarınca dava, ön inceleme safhasından önce sonuçlandığından 1/2 oranında lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu