Tasarrufun iptali davalarında, davacı dilerse TBK. 19. maddesine, dilerse İİK. 277 ve devamı maddelerine göre muvazaa sebebiyle tasarrufun iptali davası açabilir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamasında da belirtildiği gibi; iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
in davacının yetkili temsilcisi olup olmadığı, davalıların iddia ettiği üzere davacı ile dava dışı ... arasında TTK m, 102 vd. Hükümlerince acentelik ilişkisinin bulunup bulunmadığı değerlendirilemediğini, bununla birlikte davalının savunmasında belirttiği üzere davacı ile dava dışı ... arasında TBK m.40 vd. hükümlerince “yetkili temsil" ilişkisinin bulunup bulunmadığı bakımından değerlendirme yapılacak olursa davalının delilleri arasınd“Çerçeve Sözleşme” başlıklı adi yazılı sözleşmenin davacı ile dava dışı ... arasında kurulduğu eğer Sayın Mahkemece kabul edilirse bu halde sözleşmenin 2.maddesinde düzenlenen “sözleşmenin konusu” hükmü gereğince dava dışı ...'in, uyuşmazlık konusu kapsamında TBK m. 40 hükmünce davacının yetkili temsilcisi olduğu kanaatine varılabileceği, ancak yapılan mali inceleme neticesinde geçerli olarak borcun ödenmediğinin ve davacının, davalılardan alacaklı olduğunun tespit edildiği, Davadışı ...'...
Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. ... muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar....
Mahkemece, icra dosyasındaki haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi hükmünde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK. m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, davacı tarafça İİK.’nun 143.maddesi gereğince kesin aciz belgesi dosyaya sunulmuş değildir....
a satışı ile aynı taşınmazın birleşen dosya davalıları arasında yapılan diğer tasarrufların iptalini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyanın davalıları ..., ..., ... ve ..., davanın reddini istemişlerdir. Diğer davalılar savunma yapmamışlardır. Mahkemece, davalı olan son malikin kötü niyeti kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. ../... - 2 - 2012/7687 2012/11610 Dava İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yalnızca, davalı olan son malikin kötü niyeti kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve toplanan deliller varılan sonuç için yeterli değildir. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları üç grup altında ve İİK.'nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış değildir....
Fıkrada aranan "Pek Aşağı Bedel ile devir" hususu (misli farkı sağlar şekilde) ispat edilmiş olmasına rağmen, mahkemece kanunun amir hükmü uygulanmamış ve yok sayılmıştır. her iki taşınmaz yönünden de devralan davalılar, dava konusu tasarruflara ilişkin yazılı hiçbir ödeme belgesi sunamamışlardır, tasarrufların bedelsiz olarak devredildiğinin kabulü gerekmektedir. Bedelsiz gerçekleştirilen dava konusu tasarrufların İİK m. 277 vd. hükümleri uyarınca iptale tabi olduğunu, davaya konu tasarruf işlemi İİK madde 280 uyarınca iptale tabi olduğun, davalı borçlu ile diğer davalılar arasındaki tasarruflar İİK m. 278/3- 2....
Davalı alacaklı vekili, mahkeme ilamına dayalı olduğunu, davacı şirketin bu dava derdest iken kurulduğunu alacaklıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı işler yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu vekili, mahcuzların davacıya ait olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece dava konusu mahcuzların 11.1.2011 tarihinde haczedildiği, bir yıl içinde satış istenilmediğinden haczin düştüğü, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava 3.kişinin İİK'nin 96 vd maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak istemine ilişkindir. Kural olarak, alacaklı haczedilen taşınır malın satışını hacizden itibaren bir yıl içinde istemek zorundadır (İİM m.106). Aksi halde mal üzerindeki haciz kendiliğinden kalkar (İİK m.110)....
Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. İstem, haksız fiilden kaynaklanan tazminata (para alacağı) yöneliktir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda, iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından TBK.'nun 117/2 maddesi gereğince tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Olay 09/09/2023 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 15/11/2023 tarihinde açılmıştır. Bu aşamada haksız fiilin davalılar tarafından gerçekleştirildiğini kesin hüküm ile ispatlamak ve zarar miktarının tam olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyete uygun değildir....
Dava, İİK 156/1 maddesi uyarınca açılmış kesinleşmiş takiplere dayalı iflas istemine ilişkindir. İflas yolu ile adi takip İİK'nun 155. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesince , iflas takipleri kesinleştiğinden iflas talebine ilişkin iş bu davanın açıldığı hususu İİK 158 maddesi uyarınca İİK 166 maddesinde yer alan usul ile ilân edilmiş, İİK 160 maddesi gereğince davacı tarafça iflas avansı mahkeme veznesine yatırılmış, İİK 158/2 maddesi uyarınca depo emirleri çıkartılmış, davalı şirket vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/300 KARAR NO : 2024/520 DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) DAVA TARİHİ : 13/05/2024 KARAR TARİHİ : 05/07/2024 Mahkememizde görülmekte olan iflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette uzun yıllardır çalıştığını, iş akdinin müvekkili tarafından haklı sebeple feshedildiğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibine istinaden herhangi bir sonuç alamadığını, İİK m.177/4 hükmü gereğince davalı şirket yetkilileri ..., ...'ün duruşmaya davet edilmesine, İİK m.177.hükmü gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK m.154 vd. hükümlerine dayalı iflas davasıdır. Davacı vekili ... 25/06/2024 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiğini, vekilin feragat yetkisi mevcuttur....