Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, şikayetçi 3. kişi Fatma Boyraz’a 06.02.2017 tarihinde 103 davet kağıdı tebliğ edilmiş ve buna yönelik olarak usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir. Şikayetçi vekili her ne kadar takipten 13.06.2017 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 14.06.2017 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, şikayetçi taraf 06.02.2017 tarihinde tebliğ edilen 103 davet kağıdı üzerine takipten haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 14.06.2017 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen İİK. 16/1. Maddesi gereğince 7 günlük süre içinde davanın açılmadığı anlaşılmakla davacının şikayetinin reddine dair kararın doğru olduğu anlaşılmıştır....

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kişi, Salihli 2.İcra Müdürlüğü’nün 2006/2852 Takip sayılı dosyasından 20.9.2010 tarihinde haczedilen ürünlerin kendisine ait olduğunu belirterek İİK 96. maddeye göre yapılan haciz işlemine ilişkin müdürlük kararının iptaline mahkemenin şikayeti kabul etmemesi halinde istihkak iddiasının kabulü ile %15 tazminatın tahsilini dava ve talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davacı ile borçlunun kardeş olup birlikte çalıştıklarını belirterek davanın reddini %40 tazminatın tahsilini savunmuştur. Borçlu davayı kabul etmediğini belirtmiştir....

      Ayrıca 134/4 madde gereğince de ihalenin feshine ilişkin açılan dava üzerine mahkeme tarafından verilen görevsizlik ve yetkisizlik kararları, İİK 97/5 madde gereğince icra mahkemesince istihkak iddiası üzerine takibin devamına dair verilen kararlar ile İİK 36/5 madde gereğince yatırılan teminatın geri verilip verilmeyeceğine ilişkin mahkemece verilen kararlar kesin olup, istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir....

      İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirine konu taşınmazın değerinin tespiti için esas icra dairesi olan İstanbul Gayrimenkul Satış İcra Dairesi tarafından, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü 2021/523 Talimat sayılı dosyasına talimat yazılmış olup, taşınmazın kıymet takdirinin Ankara Gayrimenkul Satış İcra müdürlüğüne ait talimat sayılı dosyası tarafından yapıldığından, İİK m.128a/1-4 gereğince iş bu kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme ve karar verme yetkisi Ankara İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesine aittir....

        ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; icra dosyası borçlusu olmadığını, kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti üzerine Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi 2021/144 Esas sayılı dava dosyasından verilen kararın Yargıtay incelemesinde olduğunu, kesinleşmeyen 89 haciz ihbarnameleri dayanak yapılarak, taşınmazı üzerine haciz işlemi uygulandığını, haczin kaldırılması talebinin İcra Müdürlüğünce usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini ileri sürerek 15.02.2022 tarihli İcra Müdürlüğü kararının iptali ile adına kayıtlı taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

          Şahıs Mustafa Şahin'in şirket lehine istihkak iddiasında bulunduğunu, işbu istihkak iddialarını kabul etmediklerini,, şirketler arasında organik bağ olduğunu, senet üzerindeki adresin aynı olduğu, tebligat adresinin aynı olduğuna dair yeterli delil olmasına rağmen İİK madde 96- 97'ye göre haciz yapılmasına karar verilmesi gerekirken İİK madde 99'a göre haciz yapılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek söz konusu memur muamelesinin iptali ile haczin İİK madde 96- 97'ye göre yapılmış sayılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı 3. kişi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın mahiyetinin açık ve anlaşılır olmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, haczin talimat icra dairesi aracılığıyla yapılmış olduğunu, ayrıca açılan bu davanın Bursa 10....

          Erdemli İcra Hukuk Mahkemesince ise, davanın İİK 128/a. maddesi uyarınca kıymet takdir işlemine şikayet olup, kıymet takdirine itiraz davasına konu taşınmaza haczi koyan icra iüdürlüğünün İstanbul 10. İcra Müdürlüğü olduğu, İstanbul 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/6270 Esas sayılı dosyasından Erdemli İcra Müdürlüğü’ne talimat yazılarak taşınmazın kıymet takdirinin yaptırıldığı, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin esas icra müdürlüğüne ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra İflas Kanunu’nun 128/a. maddesi gereğince kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Somut olayda; kıymet takdirinin, Erdemli İcra Müdürlüğünce yapıldığı anlaşılmakla şikayeti inceleme yetkisi Erdemli İcra Hukuk Mahkemesi’ne aittir....

            İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.09. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin açıkça bir şikayeti olmayan borçlu; İİK.nun 168. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra 27.03.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiğini bildirmiştir. İİK'nun 168/ 4-5. maddesi gereğince borçlunun itirazlarını beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, açıkça usulsüz tebliğ şikayeti olmayan borçlunun borca itirazının yasal beş günlük süreden sonra yapıldığı nazara alınarak süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek reddedilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

                UYAP Entegrasyonu