Mahkemece davacı tarafın ihtiyacı iddiasının samimi olduğu gerekçesiyle kiraya verilen yer yargılaması sırasında tahliye edildiğinden konusuz kalan tahliye davası karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; Dava davacılardan ...'nun işyeri ihtiyacı nedeniyle açılmıştır. Davacı vekili ...'...
Sanığın, kendisine ait olup müdahilin kahvehane olarak işlettiği işyeri için, kendisinin seyyar olarak konfeksiyon işi yapıp hazır giyim satış mağazası açacağından bahisle ihtiyaç nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açtığı ve verilen tahliye kararı Malkara İcra Müdürlüğünün 2000/1471 Esas sayılı dosyası üzerinden 15.03.2001 tarihinde icra marifetiyle yerine getirildiği, 30.03.2001 tarihinde noterde düzenlenen taahhütname ile müdahilin sanığa "Kahvehaneyi mal sahibi Niyazi'nin talebi üzerine tahliye ettim. Bu tahliye neticesinde kahvehaneyi bir başka şahsa devir ettim....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2019/562 ESAS - 2020/112 KARAR DAVA KONUSU : Kiralananın Tahliyesi KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin tahliyesi talep edilen dükkan vasıflı taşınmazı 26/10/2018 tarihinde satın aldığını ve malik değişikliği hakkında davalı kiracıyı yasal süresinde ihtarname çekmek suretiyle bilgilendirdiğini, aynı ihtarname ile kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin ve ihtiyaç nedeniyle dükkanı kendisinin kullanacağı, bu nedenle dükkanı tahliye etmesi hususunun da yazılı olarak bildirildiğini, ancak kiracının bugüne kadar dükkanı tahliye etmediğini belirterek, davalının dava konusu taşınmazdan ihtiyaç nedeniyle tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; Taraflar arasında 01/10/2007 başlangıç tarihli dört yıl süreli kira sözleşmesi ile kiralanan işyeri tekel bayi ve market olarak kullanılmak üzere kiralanmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ihtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olup olmadığı noktasındadır....
Bu açıklamaya göre, somut olayda davacı iki haklı ihtar ve ihtiyaç nedeniyle tahliye hukuksal sebeplerine dayanarak fesih ve tahliye istemiş ve mahkemece ihtiyaç nedeniyle tahliye koşullarının oluştuğu belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece davanın kabulüne ilişkin tek bir hüküm kurulması gerekir iken, iki haklı ihtar hukuksal sebebi ayrı bir dava gibi nitelendirilerek iki haklı ihtar nedeniyle tahliye davasının reddine hüküm kurulması ve bu sebep ayrı bir dava gibi değerlendirilip harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Davalının istinaf sebeplerine gelince; Türk Borçlar Kanununun 350/1 ve 351. maddesine göre işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/03/2015 NUMARASI : 2014/1642-2015/388 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı iktisap ve konut ihtiyacı nedeniyle tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, iktisap ve konut ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir.Mahkemece istemin süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir....
GEREKÇE: Dava, davacının oğlunun ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kiralanan taşınmazın tahliye edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 350. maddesi gereğince, kiraya veren kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. TBK'nın 350/1. maddesi uyarınca ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir....
Davacı, dava dilekçesinde Türk Borçlar Kanunu'nun 351. maddesine dayanarak ihtiyaç sebebi ile tahliye isteminde bulunmuş olup 01.08.2011 tarihinde keşide ettiği, 09.08.2011 tarihinde muhatabınca tebliğ alınan ihtarname ile ihtiyaç iddiası ve tahliye istemini bildirmiş ve 20.01.2015 tarihinde de iş bu davayı açmıştır. Davaya dayanak teşkil eden ihtarnameye göre, bildirimi takip eden 01.01.2012- 01.01.2013 tarihleri arasındaki dönem için tahliye davası açma süresi korunmuş olacağından, davacı bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonu olan 01/01/2013 tarihine kadar dava açabilir. Aksi halde, kiracının sürekli tahliye tehdidi altında bulunacağının kabulü gerekir. Açıklanan bu olgu karşısında, sözü geçen ihtara dayanılarak 20.01.2015 tarihinde süresinden sonra açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kiralananın tahliyesine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Davacı 11.08.2014 keşide, 13.08.2014 tebliğ tarihli ihtarnamesi ile davalının taşınmazı tahliye etmesini istemiş, 18.12.2014 tarihinde de davasını yasal süresinde açmıştır. Bu nedenle davacının süresinde tahliye davasını açmadığı gerekçesi doğru değil ise de; davacı tarafından gönderilen ihtarlarda dava konusu taşınmazı satmak istediğini bildirdiği ve davanın açıldığı 18.12.2014 tarihinden sonra 27.12.2014 tarihli ve 09.01.2015 tarihli internet ilanları ile dava konusu taşınmazın satışa çıkarıldığı tespit edilmiştir. İhtiyaç nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyaç iddiasının hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi gerektiğinden kiralananın satışa çıkarılmış olması nedeniyle davacının ihtiyaç iddiasının samimi olmadığından yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalı lehine ve nispi olarak takdiri gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir....
İhtiyaç nedeniyle tahliye davasında öncelikle davacı tarafça kira sözleşmesinin başlangıç ve süresinin kanıtlanması ve bu sürelere göre de davanın süresinde açılıp açılmadığı hususu tespit edilmelidir....