Her ne kadar takip, alacaklı tarafından bu tedbir kararından sonra 29.12.2011 tarihinde başlatılmış ise de, mahkemece açılmış takiplerin durdurulmasına karar verildiğinden ve icra hâkimi de mahkemenin vermiş olduğu bu kararı yorumlayamayacağından, tedbirden sonra açılan bu takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir kararında belirtilmediği halde, takibin iptali isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... 13....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 30.12.2015 tarih ve 2015/1088 E. sayılı ara kararı ile takip borçlusu şikayetçi şirketler hakkında; "... 6183 sayılı yasaya ilişkin icra takipleri de dahil olmak üzere tüm icra ve iflas yoluyla yapılan takiplerin HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince bulunduğu hal ile durdurulmasına, davacı şirketlerin yeni bir takip başlatılmaması ..." şeklinde ihtiyati tedbir kararı verildiği, şikayete konu takibin ise, tedbirden sonra harcı yatırılmak suretiyle 31.12.2015 tarihinde açıldığı görülmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, iflasın ertelenmesine ilişkin davaya bakan mahkemece, takip tarihinden önce tesis edilen ihtiyati tedbir kararı ile; tedbir karar tarihi olan 30.12.2015 tarihinden itibaren borçlu şirketler hakkında yeni bir takip başlatılmaması şeklinde karar verilmiş olup, alacaklı tarafından, borçlu şirketler hakkında, tedbir devam ettiği sürece takip yapılamayacağı açıktır....
Mahkemece, ''Mahkememizin 2020/40 esas, 2021/475 karar sayılı dosyasında, Davacı Celal Çek tarafından, davalı Mine Temiz aleyhine Merzifon İlçesi Bahçekent Köyü 144 ada, 11 parsel sayılı taşınmaza yönelik Tapu İptali ve Tescil davası açıldığı, 10/02/2020 tarihli ara karar ile taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir kararı verildiği, yapılan açık yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği ve kararın 28/12/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK 399.maddesinde"(1)Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.(3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına...
Talebin niteliği itibarıyla haksız ihtiyati tedbirden kaynaklandığından değerlendirmenin de bu kapsamda yapılması gerekirken, davacı zararının ne surette doğduğunu açıklamamış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da zararın nasıl hesaplandığı gerekçeleri ile denetime açık olarak açıklanmamıştır. Mahkemece, tedbirden kaynaklanan zarar talebini davacıya açıklattırarak bundan doğan zararın nasıl hesaplandığı konusunda ve fazla iş olduğu anlaşılan elektrik sayacı, 28 nolu daire için merdiven imalatı, PVC doğrama, parke, 26 nolu daire için özel imalât kalemlerinin yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre bedellerinin ne kadar olduğu konusunda bilirkişilerden denetime açık ek rapor alarak sonuca varılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca geçici hukuki korumalardan ihtiyati tedbirden kaynaklanmaktadır. Tüm dosya kapsamına ve davalı adına 34 XX 824 plakalı araç bulunmadığı, edinilmiş mallara katılma alacağı yönünden gösterilen dava değerine göre tedbir konulan taşınmaz ve araçların değerinin orantılı olduğunun anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesince 146 ada 4, 1744 ada 4, 34 XX 202 ve 34 XX 824 plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir kararı konulması talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmekle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
İİK.nın 281/2 maddesine göre hakim, davada alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verebilir. Bu maddede sözü edilen ihtiyati haciz, aynı yasanın 257 vd. Maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden ve HMK.nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirden farklı ve özel nitelikli bir haciz türüdür. Bu ihtiyati haciz türünde, alacağın tahsilinin temini için borçlunun diğer mallarına değil, doğrudan doğruya iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar üzerine haciz konulması söz konusudur. Bu nedenle İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz niteliğinde olan ihtiyati tedbir kararı verilmesi halinde HMK.nın 394. maddesindeki sürelerin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece ihtiyati hacze yapılan itirazın esastan incelenmesi, talepte bulunan ...'...
İİK.nın 281/2 maddesine göre hakim, davada alacaklının talebi üzerine iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verebilir. Bu maddede sözü edilen ihtiyati haciz, aynı yasanın 257 vd. Maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacizden ve HMK.nın 389. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbirden farklı ve özel nitelikli bir haciz türüdür. Bu ihtiyati haciz türünde, alacağın tahsilinin temini için borçlunun diğer mallarına değil, doğrudan doğruya iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar üzerine haciz konulması söz konusudur. Bu nedenle İİK.nın 281/2 maddesi uyarınca ihtiyati haciz niteliğinde olan ihtiyati tedbir kararı verilmesi halinde HMK.nın 394. maddesindeki sürelerin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece ihtiyati hacze yapılan itirazın esastan incelenmesi, talepte bulunan ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı banka tarafından açılan tasarrufun iptali davasında davacı şirkete ait araçların trafik kaydına ihtiyati haciz şerhi konulduğu ve 5 yıl sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek neticelendiği ve tedbirin kalktığı, konulan tedbirin trafik kaydına işlenen ihtiyati haciz olup davacının araçlarını kullanmasına engel olmadığı, davacının araçlarını fiilen kullandığı, iddia ettiği gibi kullanmamadan kaynaklanan bir zararı, otopark ücreti bulunmadığı, malik olarak kullandığı araçların MTV, muayene ve vergilerini ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bunun tedbirden kaynaklanmadığı ve davalıdan talep etme hakkının bulunmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ihtiyati haciz nedeniyle 5 adet aracın zamanında satılmaması nedeniyle uğradığı zararı talep etme hakkının bulunduğu, bu miktarın da 2.394TL olduğunun anlaşıldığı, ihtiyati haciz kararından dolayı davacı şirketin gerek kişiliğine gerekse ticari faaliyetlerine...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, Harçlar Kanunu'nun 27. maddesi, harçların ilgili bulunduğu işlemin yapılmasından önce peşin olarak ödeneceği, harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise müteakip muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunabileceği, aynı yasanın 32. maddesi de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı hükmünü içermektedir. Bu itibarla, mahkemece dava konusunun para ile belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle nispi harca tabi olduğu nazara alınarak, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27 ve 32 maddeleri gereğince harç tamamlattırılarak, işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir. 2- Bozma neden ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmesine dayalı teslim ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilli İDM'nin 12/07/2023 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararını istinaf etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyadi tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....