Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, duruşmalı inceleme yapılarak, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; İİK'nın 179/a maddesi uyarınca, iflas erteleme davası açıldığında ve başvuru usulüne uygun ise, davacı şirketin malvarlığının korunması için gerekli tedbirlerin alınması yasal bir zorunluluk olduğu, alınan bilirkişi raporlarına göre şirketlerin borca batık oldukları ve erteleme talebi ile ilgili tahkikat işlemlerinin devam ettiği, davacı şirketlerin malvarlığının korunması tüm şirket alacaklılarının menfaatine olduğu, ihtiyati tedbire vaki itirazın yerinde görülmediği gerekçesiyle müdahil ... A.Ş vekilinin ihtiyati tedbire vaki itirazının reddine karar verilmiştir. Kararı, tedbir kararına itiraz eden müdahil ... A.Ş vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tedbir kararına itiraz eden müdahil ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

    Şubesinden verilen 07/01/2022 tarihli ... nolu 50.000 TL bedelli kesin ve süresiz banka dekontunu sunmuş ve 11/01/2022 tarihli dilekçe ile işbu teminat mektubunun kabul edilmesini ve dava konusu yere verilen 11/01/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının uygulanmasını talep etmiş ve mahkemece bu talep yerinde görülerek ihtiyati tedbir kararı uygulanmış, ilgili tapu sicil müdürlüğüne de bu yönden 12/01/2022 tarihli müzekkere gönderilmiştir.Davalı vekili sunduğu dilekçe ile işbu ihtiyati tedbir ara kararına ve sunulan teminat mektubuna itiraz ederek, sözkonusu ihtiyati tedbir kararı için verilmediğinden ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayıldığını, bu nedenle sunulan banka teminat mektubunun reddine ve buna istinaden tapuya yazılan ihtiyati tedbir yazısının da iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan bu itirazı duruşmalı olarak incelenmiş; 02/03/2022 tarihli duruşmada taraf vekilleri hazır olmuş, mahkemece beyanları alınmış, yani dinlenmişler...

      Tüketici Mahkemesi'nin 2021/2 D.İş dosyasına yatırıldığının anlaşıldığını, oysa ihtiyati tedbir kararının Ankara 14. Tüketici Mahkemesi'nin 2021/1 D.İş dosyasından verildiğini, HMK'nın 393/1. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararının verildiği 19.01.2021 tarihinden itibaren 1 haftalık sürede uygulanmasının istenmeyip teminatın 28.01.2022 tarihinde yatırıldığını ve davanın da 18.02.2021 tarihinde açılarak ihtiyati tedbirin uygulanmasını talep ettiğini, HMK'nın 390/3. Maddesi uyarınca davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğini, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını ileri sürerek açıklanan bu ve re'sen gözetilecek nedenlerle isteminde mahkemece ihtiyati tedbir için aranan koşulların yerine getirilmediğini ileri sürerek ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne, Ankara 14. Tüketici Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      İlk derece mahkemesince davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazın 1/2 hissesi üzerine devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş, tensibin 10 nolu ara kararı ile dava değerinin %15'i oranında teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalının itirazı üzerine itiraz duruşmalı olarak incelenmiş ve itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilebilecek hükmün icrası, mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir....

      Bu bakımdan ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararına yapılan kanun yolu incelemesinde istinaf mahkemesi, başvuruyu yerinde görürse, sadece kanun yolu başvurusunun kabulüne karar vermeyecek, işin esası olan ihtiyati tedbir kararının kabulüne de karar verecektir. Oysa temyiz yolunda, başvuru yerinde ise yalnızca kararın bozulmasına karar verilebilecektir. Nitekim yukarıda belirtilen HMK'nin 341. maddesinin gerekçesinde de istinaf kanun yolu ile ihtiyati tedbir kararına yönelik yerindelik ve hukukilik denetiminin yapılmasını gerektiren nedenler belirtilmektedir. Diğer yandan, HUMK'nın temyize ilişkin hükümleri, HMK'deki ihtiyati tedbire dair öngörülen kanun yolunda istinaf mahkemelerine getirilen göreve uymadığı gibi, HMK'ye de aykırılık taşımaktadır....

        Yukarıda açıklanan tüm yasal düzenlemeler gözetildiğinde; ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, amacı, şartları ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı geçici hukuku korumalar olup, somut olayda üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen taşınmazın mülkiyeti hususunda ihtilaf bulunmayıp, alacak para alacağına ilişkin olduğuna, bundan ayrı mevzuatımızda, ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir veya ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz şeklinde bir düzenleme bulunmadığına ve HMK'nun 26.maddesi hükmü uyarınca hakim, tarafların, talep sonuçları ile bağlı olup, başka bir şeye karar veremeyeceğine göre, davanın konusunu oluşturmayan mal varlıklarının ihtiyati tedbir kararına konu olması mümkün değildir....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın üst komisyona itirazda bulunmadığını ve dürüstlük kuralına aykırı olarak dava açtığını ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, müvekkili kurumun işlemlerinin gerek emsal yargıtay kararlarına gerekse de SUT hükümlerine uygun nitelikte olduğunu, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir kararı ve itirazlarının reddine dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için sadece ileride telafisi güç zarara uğrama ihtimalinin varlığının yeterli olmadığını, hakkın yaklaşık ispatınında aranması gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkemenin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararının ve ihtiyati tedbir kararına yaptıkları itirazın reddine dair kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355. maddesi çerçevesinde incelenmiştir....

          HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.02.2023 tarih 2022/1111 E. sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Kaldırılan kararın yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile; İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair karara karşı yaptığı itirazın kabulü ile Manisa Asliye Ticaret Mahkemesinin 19.12.2022 tarih 2022/1111 E.sayılı sayılı ihtiyati tedbir konulmasına dair ara kararının kaldırılmasına, İhtiyati tedbir talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin TEMİNAT KARŞILIĞI KABULÜ İLE ... .../... şubesine ait ... seri nolu 22.12.2022 keşide tarihli, 240.000,00-TL bedelli çekle ilgili davalı ... tarafından herhangi bir yasal yola başvurulmaması ve bankaya ibrazı halinde ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, Çekin bedeli olan 240.000,00-TL 'nin, takdiren % 20'si oranında hesaplanan 48.000,00-TL teminatın mahkeme veznesine yatırılması...

            Davalı vekili ihtiyati tedbir kararına itirazla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiş, itirazın duruşmalı yapılan incelemesi sonucu 16/02/2023 tarihli celse ara kararı ile tedbire yönelik itirazın dava konusu uyuşmazlığın taşınmazın aynına yönelik olması ve teminatın her zaman artırılıp eksiltilebileceği nazara alınarak reddine, karar verilmiş ve 27/03/2023 tarihli gerekçeli ara kararı yazılmıştır....

            Davacının yinelediği talebi üzerine ikinci kez verilen ihtiyati tedbirin kabulüne dair kararın (davalı Kurumun istinaf dilekçesinden sonra) 08/05/2023 tarihli oluşu da davalı Kurumun istinaf kanun yoluna başvurduğu kararın, daha önce Dairemizce incelenen 21/02/2023 tarihli celsenin 3 nolu ara kararına istinaden oluşturulan 05/04/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine dair karara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın istinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlığını düzenleyen 341.maddesinde düzenlenen şekilde istinafı kabil nitelikte bir karar bulunmadığından davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 352/1- ç maddesi gereğince usulden reddine, kesin olmak üzere karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu