Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle belirtmek gerekir ki, HMK'nin 389'uncu maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bu nedenle uyuşmazlık konusunun "para" olduğu gözetildiğinde, dava dilekçesinde, öncelikle minibüsün trafik kaydına ihtiyati tedbir konulması, bu talebin kabul edilmemesi durumunda ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunan davacı vekilinin kastının "ihtiyati haciz" olduğu anlaşılmaktadır....

    Somut olayda, davacının amacının trafik kazasından kaynaklı manevi tazminat alacağını güvence altına almak olduğu, ancak dava dilekçesinde açıkça 2918 Sayılı Yasanın 85/2 maddesi uyarınca araç kaydı üzerine şerh konulmasının talep edildiği, mahkemece davacı tarafın talebi, ihtiyati haciz mahiyetinde değerlendirilerek ihtiyati haciz kararı verildiği, her nekadar hukuki nitelendirme hakime ait olsada davanın niteliği gereği mahkemece taleple bağlılık ilkesi nazara alındığında ihtiyati tedbir şartları bakımından değerlendirme yapılması ve araç mülkiyetinin uyuşmazlık konusu olmaması nedeni ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, 6100 sayılı HMK'nın 26 maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak talebin ihtiyati haciz olarak değerlendirilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi ve davalı araç işleteni tarafından süresi içerisinde ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi yerinde görülmeyerek söz konusu yanılığının giderilmesi...

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/188 Esas ve 2022/343 Kararı sayılı kararı ile dava konusu uyuşmazlığın 6502 sayılı TKHK 73/A maddesi gereğince arabuluculuk kapsamında kalan davalardan olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk şartı gerçekleştirildikten sonra işbu davanın açıldığını, ilk dava açıldığında ertesi gün ihtiyati haciz kararı verildiğini, çünkü ihtiyati haciz kararı verilmemesi durumunda davacının alacağını elde etmesine artık imkan kalmayacağını, davalı tarafın uğramış olduğu trafik kazasından kaynaklanan tazminatı sigorta şirketinini ödeyeceğini, bu tazminata ihtiyati haciz konulmaması durumunda başkaca malvarlığı bulunmayan davalıdan tahsilat yapmanın imkansız hale geleceğini, aynı mahkemede açılan, tarafları ve konusu aynı olan davada ihtiyati haciz talebiyle ilgili olarak farklı kararların verilmesinin sürpriz karar verme yasağı dahil olmak üzere adil yargılanma hakkına...

    Haksız eylemden kaynaklı manevi tazminat istemiyle açılan davalarda ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyen yasal bir hüküm mevcut olmadığı gibi, İİK’nın 257 vd. maddelerinde de bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür. (Yargıtay 4. H.D. Nin 2022/8964 E. 2022/15530 K.) Somut olayda; ihtiyati haciz istemi haksız eylem niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi haksız eylemlerde zarar olay tarihinde meydana gelmiş sayılacağından davaya konu tazminatın vadesi gelmiş bir alacak olarak nitelendirilmesi gerekir....

    Sayılı dosyasında verilen 28/03/2022 Tarihli İhtiyati haciz talebinin reddi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak, davalı T4'a ait 34 XX 912 araç kaydı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini saygılarımızla talep etmiştir....

    Davalı Akpa Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki itirazları değerlendirilmeden ve deliler toplanmadan ihtiyati haciz kararı verilmesinin mümkün olmadığını, vadesi gelmiş bir alacak bulunmadığını, davacının müvekkil şirketin işçisi olmadığını bu konuda husumet itirazlarının olduğunu, müvekkili şirketin sektöründe öncü ve köklü firmalardan olduğunu, mal kaçırma riskinin bulunmadığını, ihtiyati haciz kararının müvekkilinin saygınlığını zedelediğini ,yakın ispat koşulunun oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; iş kazasından kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir. İİK 'nun 257. maddesinde " Rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını, alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir....

    Mahkemece, 18.07.2012 tarihli ön inceleme celsesinde “… dava konusunun para ile ölçülebilen bir değer olması ve bu durumda uygulanacak tedbirin ihtiyati tedbir değil ancak ihtiyati haciz olabileceği kabul edilmekle…” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacılar vekili tarafından ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiştir. Mahkemece, davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebi, % 5 teminat verilmesi karşılığında kabul edilmiş ve davalı şirketin banka hesabındaki alacaklarına, araçlarının ve taşınmazlarının kayıtları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/390 ESAS - (DERDEST) DAVA KONUSU : Maddi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan, araç hasar, kazanç kaybı ve değer kaybı tazminatı istemlerine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kazaya karışan 34 XX 719 plakalı karşı aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 12/10/2021 tarihli ara kararı ile; "Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi yönünden yapılan inceleme sonucunda; Dava konusu uyuşmazlığın tazminat davası olduğu, para alacağı davalarında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği anlaşılmakla davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, " karar verilmiştir....

      İlk derece mahkemesinin 14/06/2021 tarihli ara kararıyla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili 25/06/2021 ve 16/08/2021 tarihli dilekçeleri ile ... plakalı aracın üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi adına araç üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiş, İlk derece mahkemesinin 20/09/2021 tarihli ara kararıyla, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

        Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada kusur ve zarar tespiti yapılmadığı, böylece likit ve muaccel bir alacak bulunmadığından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davadada, manevi tazminat davası yönünden verilen ihtiyati haciz ara kararının kaldırılması talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu