Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf eden davacı vekili; müvekkilinin tüp dağıtımı yaparken, davalının kurallara uymaması ve alkollü olmasından dolayı trafik kazası geçirdiğini, meydana gelen kazada davalının asli ve tam kusurlu olduğunu ve alkollü olduğunu, müvekkilinin ise kaza bakımından kusurunun olmadığını, müvekkilinin kazadan kaynaklı yaralanmasından dolayı tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin haklarının güvence altında olmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, trafik kazası sebebiyle ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK'nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-)Bilindiği üzere, ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir....

    bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder." şeklinde düzenleme yapılmıştır....

    Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

      Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, davalıya ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların davanın konusunu oluşturmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Bu itibarla uygulamada bu türden açılan davalarda ihtiyati tedbir/ihtiyati tebir mahiyetinde ihtiyati haciz ve buna benzer taleplerin, hukuki nitelendirilmesinin mahkemece ihtiyati haciz olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

      Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekmektedir. (Aynı yönde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2021/30 esas 2021/17 karar sayılı ilamı) davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebine gelince; davacılar davalılar aleyhinde trafik kazasından kaynaklı olarak tazminat tahsili istemi ile iş bu davayı açtığı, iş bu davada şimdilik tazminat olarak talep ettiği toplam 1.000,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalılar tarafınca da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu değerlendirilmekle maddi tazminat talebi yönünden de talebin reddi gerekmektedir. (Aynı yönde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3....

      İlk derece mahkemesi, 15/09/2020 tarihli ara kararıyla davacıları vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermiştir....

      HÜKÜM/KARAR : Kabul Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kısmen kabul kararı üzerine davalıların murisi ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmuş, davalılardan ... mirasçısı ...’ in ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılmasını talep etmesi üzerine ara karar ile taşınmaza konulan ihtiyati tedbir şerhinin kaldırılmasına Ek Karar ile karar verilmiştir....

        Talep: Trafik kazası neticesinde ölüm nedeni ile ölenin yakınları tarafından açılan destekten yoksun kalmaya ilişkin tazminat davasında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin mahkemece reddedilmesine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacılar tarafından 17/05/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müşterek çocukları destekleri ......'ın vefat ettiği belirtilerek destekten yoksun kalma talepli dava açılmış, davalı sürücü ve işleten hakkında ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulmuş, mahkemece ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara karar tesis edilmiştir. Gerek ihtiyati tedbir gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. Ancak, bu iki hukuki koruma kurumu konuları, amaçları ve kapsamı bakımından birbirinden farklıdır....

          Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince, ihtiyati tedbir(haciz) kararı aşamasında dosyanın Yargıtay temyiz incelemesinden geçtiğinden bahisle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya Dairemize gönderilmiştir. Somut olayda; ilk derece mahkemesinin nihai kararı 03/05/2017 tarihli olup, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20/07/2016 tarihinden sonradır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/02/2014 tarihli ve 2013/20595 esas, 2014/2742 sayılı ilamına konu ilk derece mahkemesi kararı nihai karar niteliğinde değildir. Öte yandan bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden önce temyiz kanun yoluna başvurulmuş olmasa dahi mahkemenin işten el çekmesini gerektiren bir nihai karar verilmiş olması hali de söz konusu değildir....

            Şirketi yönünden de ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini, ancak davaya konu trafik kazasının gerçekleşmesinde davalıların kusurlu hareket ettiklerinin açık olduğunu, sonuç olarak 23.06.2022 tarihli ara kararın reddedilen talepleri yönünden davalı ... Şirketi ve davalı ... Şirketine ait taşınır, taşınmaz mal, üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini...." beyanla, mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, ölümlü trafik kazasından dolayı manevi tazminat talebine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle talebin reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati haciz talep eden/davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu