WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer yandan, yine 6183 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin ise, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir....

    İcra Mahkemesi'nin 2018/473 esas 2019/271 karar sayılı kararı ile kıymet takdirine itirazın reddine karar verildiği, İcra Müdürlüğünce alınan rapor ve kıymet takdirine itiraz dosyasından alınan rapor birlikte değerlendirilmekle ihalenin feshi dosyası kapsamında yeniden kıymet takdiri için bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek olmadığı, iş bu nedenle davacı vekilinin bilirkişi incelemesi talebinin reddedildiği, ihalenin feshi davası bakımından da iş bu raporlar ve kıymet takdirine ilişkin verilen karar birlikte değerlendirildiğinde kıymet takdirine itirazın da yerinde olmadığı, satış ilanının davacı vekiline bizzat tebliğ edildiği, bunun satış ilanının tebliği bakımından yeterli olduğu, bu nedenle asile de tebliğ yapılmış olması ve o tebligatın usulüne uygun olup olmamasının ihalenin feshi davası kapsamında ihalenin reddine sebep teşkil edemeyeceği, UYAP üzerinden mükellefiyet listesi alınmasının yeterli olduğu, ihale tutanağının usulüne uygun tutulduğu gerekçesiyle ihalenin feshi talebinin...

    Davaya konu ihalenin kamu düzeni yönünden yapılan incelemede; ihalenin feshi davasının yasal sürede açıldığı, dava konusu ihalenin satış ilanının elektronik ortamda da yapıldığı, kıymet taktiri ile ihale arasında iki yıldan az bir süre bulunduğu, satış ilanının adliye ve belediye ilan panosunda asılmak suretiyle ve yerel gazete de ilan edildiği, ihale bedelinin mahcuzun muhammen bedelinin yarısı ile satış masraflarından fazla olduğu, satış talebinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmış olup, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede ihalenin feshini gerektirir bir yön olmadığı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    İhalenin feshi istemi bir çeşit şikâyet olduğu hâlde İİK'nın 134. maddesi ihalenin sonucunu, kimlerin ihalenin feshini isteyebileceğini, ihalenin feshi sebeplerini ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasına göre cebri icra yolu ile yapılan satışların feshi şikâyet yolu ile icra mahkemelerinden istenebilir. Anılan fıkra hükmüne göre ihalenin feshinin istenebilmesi için ilgili olması ve bu ilgilinin yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin ihlal edildiğini ispat etmesi gerekir. Ancak her hukuki yararı olan değil, hukuki yararı olanlar içerisinde "ilgili" konumda bulunan kişilerin şikâyet yolu ile ihalenin feshi hakkı olduğunu düzenlemiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan İİK'nın 134. maddesinin 2. fıkrası hükmünde ihalenin feshini isteyebilecek olanlar sınırlı (tahdidî) olarak sayılmıştır....

    Ancak yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini isteyemezler (12. HD, 18/01/2021, E. 2020/8322, K. 2021/478). Yine ihalenin feshi davalarında kamu düzeninden olup re'sen incelenecek hususlar; ihalenin feshi davasının süresinde açılıp açılmadığı, ihalenin satış ilanının elektronik ortamda yapılıp yapılmadığı, ihaleye konu satışı yapılan mallarının kıymet takdirlerinin üzerinden iki yılı aşkın süre geçip geçmediği, satışı yapılan malların ihale bedelinin, söz konusu malların muhammen bedelinin yarısı ile satış masraflarını karşılayıp karşılamadığı hususlarıdır. Bu anlamda şikayet yolu ile ihalenin feshini isteyen T1 "borçlu" sıfatıyla İİK'nın 134. Maddesinde belirtilen ihalenin feshi isteminde bulunmaya yetkili kişilerden olduğu anlaşılmaktadır. Yine ihalenin "08/12/2020" tarihinde yapılmış olduğu, şikayet yolu ile ihalenin feshi isteminin "10/12/2020" tarihinde yapıldığı ve bu anlamda İİK'nun 134/2....

    Diğer yandan, yine 6183 sayılı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin ise, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir....

      Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.12.2022 tarih ve 2021/345 E. - 2022/1820 K. sayılı kararında da işaret edildiği gibi; ihalenin feshi istemleri, şikayet niteliğinde olup şikâyet hakkının kullanılabilmesi için şikâyet ehliyetinin yanında diğer bir koşul şikâyeti ileri sürmek isteyen kişinin şikâyette hukuki yararının bulunmasıdır. İİK’nın 134. maddesinin 11. fıkrasında ihalenin feshi isteminde bulunanın fesihte hukuki yararı bulunması gerektiği açıkça hükme bağlanmıştır. Bu madde uyarınca ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin, somut bir olayda ihalenin feshini isteyebilmesi için ihalenin feshedilmesinde hukuki yararının (menfaatinin) bulunması şarttır. Bir başka ifadeyle ihalenin feshini isteyen kişinin, somut bir ihalenin feshi sebebine dayanması ve bu yolsuzluk nedeniyle menfaatinin ihlâl edilmiş olması gerekir....

        İcra Müdürlüğünün 2019/916 Esas sayılı takip dosyasından yapılan 24.08.2022 tarihli ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; ihalenin feshi talebinden ibarettir. İİK.'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. İhalenin feshi isteminde bulunan davacı, İİK. 'nun 134/8. Maddesi uyarınca, menfaatlerinin zarara uğramış olduğunu ispatlamak zorundadır....

        e 7.1.2013 ve 28.2.2014 tarihlerinde tebliğ edilerek amme alacaklarının asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun kesinleştirildiği görüldüğünden bu alacakların ilgili bulunduğu dönemlerde kanuni temsilci olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ... sayılı ödeme emrinde anılan alacaklar yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu ... sayılı ödeme emri yönünden yapılan değerlendirmede; dava konusu ... sayılı ödeme emri içeriğinde yer alan ... takip numaralı amme alacağına ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emri tebliğ alındısının dosyaya sunulamadığı ve amme alacağının asıl borçlu şirket nezdinde usulüne uygun kesinleştiği hususunun ortaya konulamadığı görüldüğünden ... sayılı ödeme emrinde anılan alacak yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ... sayılı ödeme emri içeriğinde yer alan diğer amme alacaklarına ait asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin İflas Müdürlüğü'nde Katip ...'...

          UYAP Entegrasyonu