WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan gerekçelerle borçlu malik adına kayıtlı olması haczi için gerekli ve yeterli olan (HGK 07.04.2004 gün, 2004/12-210 E, 2004/208 K.) taşınmazın haczedilip satılması durumunda, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunması hali de dahil, malik olmayan eşin ilgili sıfatı bulunmadığından ihalenin feshi davası açmakta İİK'nın 138/2 maddesine göre aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Dairemizin malik borçlunun, eşi durumunda olan kişilerin meskeniyet şikayetine (haczedilemezlik) gelebilmekte aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı yönündeki kabulü de dayanağını bu gerekçelerden almaktadır. Bu nedenledir ki ihalenin feshi davasında da eşin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü içtihatlar arasındaki uyumsuzluğu giderip paralellik sağlayacaktır. Somut olayda ihalenin feshini isteyen eşin dava açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. İcra mahkemesince davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değildir....

    Açıklanan gerekçelerle borçlu malik adına kayıtlı olması haczi için gerekli ve yeterli olan (HGK 07.04.2004 gün, 2004/12-210 E, 2004/208 K.) taşınmazın haczedilip satılması durumunda, tapu kaydında aile konutu şerhi bulunması hali de dahil, malik olmayan eşin ilgili sıfatı bulunmadığından ihalenin feshi davası açmakta İİK 138/2 maddesine göre aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Dairemizin malik borçlunun, eşi durumunda olan kişilerin meskeniyet şikayetine (haczedilemezlik) gelebilmekte aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı yönündeki kabulü de dayanağını bu gerekçelerden almaktadır. Bu nedenledir ki ihalenin feshi davasında da eşin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü içtihatlar arasındaki uyumsuzluğu giderip paralellik sağlayacaktır. Somut olayda ihalenin feshini isteyen eşin dava açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. İcra mahkemesince Davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru değildir....

      İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/238 Esas sayılı dosyasıyla itirazda bulunduğu, davacının ihalenin feshi isteminde de kıymet takdir raporunda belirlenen değere ve tebliğin usulsüzlüğüne yönelik itiraz ve şikayetlerini ileri sürmüş olmasına göre bu şikayetin sonucunun beklenilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi yahut davacının ihalenin feshi isteminde de öne sürdüğü bu hususların incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Zira davacının kıymet takdirine ilişkin usulsüz tebliğ ve taşınmaz değerine yönelik şikayetinin sonucu davacının davada hukuki yararının bulunup bulunmadığını ortaya koyacaktır. O halde davacının kıymet takdiri ve usulsüz tebliğ şikayetinin gerek açılan davada gerekse ihalenin feshi davasında incelenmeksizin ve davacının davada hukuki yararının bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin sonuca gidilmesi doğru değildir....

      Dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin usulüne uygun süresinde yaptığı kıymet takdirine itiraz da bulunmadığından, İİK' nun 134/8. maddesi kapsamında ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır.Bu durumda, mahkemece, ihalenin feshi isteminin, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle esasa girilmeden reddine karar verilmesi ve para cezasına hükmedilmemesi gerekirken, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: İhale alıcısı ve alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        konulmasını talep ettiğini, bu sırada taşınmaz üzerine haciz konulduğunun müvekkiline bildirildiğini, başvuru üzerine tapu müdürlüğünce satışa konu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi işlendiğini, müvekkili T2 ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olmasına rağmen kendisi adına gönderilmiş bir satış ilanı tebligatının bulunmadığını, bu nedenlerle ihalenin feshine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        GEREKÇE:Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi ilamına dayalı olarak Sulh Hukuk Hakimliği Satış Memurluğu tarafından yapılan 645 parsel, 227 parsel ve 378 parsel 2 BB sayılı taşınmazlara ilişkin ihalelerin feshi paydaş-şikayetçiler T3 ve T1 vekili tarafından istenmiş olup şikayetçi T1 28.11.2016 tarihinde 645 parsel ve 227 parsel bakımından ihalenin feshi şikayetinden feragat ettiği, yerel mahkemece verilen ilk hükmün HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince Dairemizce kaldırıldığı, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ ile; 1- Davacılardan T1'nun dava konusu Hatay ili, İskenderun ilçesi, 3. Mıntıka Mahallesi 645 parsel ve 227 parsel sayılı taşınmazlar yönünden feragati nedeniyle İhalenin Feshi Talebinin REDDİNE, 2- Davacılardan T3'in ihale konusu 227 ve 645 nolu parseller yönünden İhalenin Feshi Talebinin REDDİNE, 3- İhale konusu 378 parsel yönünden 19/04/2016 tarihli İHALENİN FESHİNE, karar verilmiştir....

        129/1 maddesi kapsamında şikayete konu taşınmazın ihale bedelinin (399.500 TL), muhammen bedelin (500.000 TL) yarısını (250.000 TL) ve paraya çevirme ve paylaştırma giderleri toplamı olan miktarı karşıladığı, ihalenin satış ilanında belirtilen saat ve yerde yapıldığı, açık arttırma tutanağının yasanın aradığı tüm şartları içerdiği, neticeten şikayete konu ihalenin usul ve yasalara uygun olduğu belirtilerek, ihalenin feshi şikayetinin reddine Şikayetin işin esasına girildikten sonra reddedilmesi sebebiyle davacının İİK 134/5 maddesi gereği şikayetçinin ihale bedeli olan 399.500 TL'nin takdiren % 8'i oranında 31.960 TL para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir....

        Maddesi uyarınca; hukuki nitelendirme hakime ait olup, davacılar davalarını ihalenin feshi davası olarak açmışlarsa da, dava dilekçesinin içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurunun meskeniyet şikayeti ve satış ilanına iptali talebi olarak nitelendirilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2022 NUMARASI : 2019/363 ESAS, 2022/7 KARAR DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Silivri İcra Mdnün 2017/1289 talimat sayılı dosyasında 27/02/2019 tarihinde yapılan ihalenin feshi gerektiğini, ihaleye fesat karıştırıldığını, tarafından 50.000,00 TL haraç istendiğini, haraç isteyen ve ilk satışa teminat yatıran kişinin T3 olduğunu öğrendiğini, cebir ve tehdit ile ihaleye katılımcıların sokulmadığını, ihaleye fesat karıştırıldığını, ihalenin hile ile alındığını söyleyerek ihalenin feshini istemiştir....

        nın ihalenin feshi isteminin reddine dair esas dosya olan 2014/171 Esas sayılı dava dosyasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 2- İİK.nun 134/2.maddesi uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece işin esası incelenerek, istemi esastan reddedilen şikayetçi hissedar ...'...

          UYAP Entegrasyonu