Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; şikayetçi vekilinin dava dilekçesinde ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürdüğü, satış ilanında taşınmazın brüt alanının 188 m², net alanının 85 m² olduğu belirtildiği halde bunun nedeninin açıklanmadığı, bundan dolayı katılım az olduğundan ihalenin feshi gerektiği iddiası incelendiğinde; şikayetçi tarafından kıymet takdirine itiraz davasında bu husus dile getirilmediği gibi, ihalenin feshi davasında da taşınmazın net alanının 85 m² olmadığının iddia edilmemiş olması karşısında, iddia edilen husus ihalenin feshi nedeni olarak görülmemiştir. Şikayetçinin ileri sürdüğü sair nedenlerin de mahkemece tartışıldığı ve mahkemece bu sebeplere göre ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....

Davacı satıştaki diğer alıcılar ile ihale alıcısı arasında organik bağ bulunduğunu iddia etmiş ise de ihalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulduğu ve ihaleye katılıma engel olunduğu iddia ve ispat edilmediğinden ihaleye fesat karıştırıldığından da söz edilemeyecektir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın ihalenin feshi istemine ilişkin olduğu, ihalede herhangi bir usule aykırılık saptanmadığı görülmekle işin esasına girildiği, İİK'nın 134/2.maddesi gereğince ihalenin feshi talebinin esasa ilişkin nedenlerle reddine karar verilmesi halinde davacının feshi istenen ihale bedelinin yüzde beşi oranında para cezasına mahkum edilmesi gerektiği, bu hükmün emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğu anlaşılmakla davacının davasının reddine" karar verilmiştir....

tarafından rapora itiraz edilmemiştir ve rapor kesinleşmiş olduğunu, bu nedenle davacının artık taşınmazın vasfına ve niteliğine ilişkin itirazları ihalenin feshi davasında dinlenemez....

İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/115 Esas sayılı dosyasındaki şikayetin ihale tarihinden önce yapılmış olduğu hususu gözetilerek teknik anlamda ihalenin feshi davası olduğundan bahsetmek mümkün değildir. İhalenin feshi davasında süre hususu kamu düzeni ile ilgili olup davada öncelikle dikkate alınması gerektiği..." gerekçesiyle, Davanın süre aşımı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/115 Esas sayılı dosya içeriğinde ‘’İhalenin feshi davası’’ olduğu, mahkemenin taleple bağlı olduğu açıkça ortada iken işbu mahkemece ihalenin feshi davalarının kıymet takdirine itiraz olarak değerlendirilip istinaf hakkı tanınmadan 30.03.2022 tarihinde yapılan ihaleye itiraz hakkının verilmemesinin hak kaybına sebebiyet verdiğini, İstanbul Anadolu 19....

KARAR Davacı vekili; çekişme konusu taşınmazın vekil edeni tarafından cebri icra ihalesinden satın alındığını; ancak davalının ihalenin feshi davası açarak ihalenin kesinleşmesini engellediğini; vekil edeninin 26.09.2014 tarihinden, 28.03.2105 tarihine kadar olan dönemdeki zararının tazmini amacıyla davalı aleyhine ilamsız takip yapıldığını, davalının takibe itiraz etmesi sebebiyle takibin durduğunu bildirerek, davalı tarafın takibe yapmış olduğu itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; ecrimisil alacağından kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nin 705.maddesinde “Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır....

    İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/404 Esas sayılı dosyasından ipotekli taşınmazlar için yeniden kıymet takdir işlemi gerçekleştirildiğini ve bu suretle kıymet takdirinin Mahkeme kararı ile kesinleştiğini,ipotekli taşınmazların tamamının satışa esas takdir edilen değerin üzerinde ihale edildiğini, Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, icra dosyasından satışı yapılan taşınmazların satış bedelinin muhammen bedel üzerinde olması durumunda borçlu tarafından ihalenin feshi davası açılmasında hukukî yarar olmadığı kabul edildiğini, böyle durumlarda borçlu açısından herhangi bir zarar oluşmadığını,taşınmazın ihale bedelinin muhammen bedelin üstünde olması hâlinde zarar unsurunun gerçekleşmeyeceğini, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarında ihalenin feshi sebepleri sayıldığını, ihalenin feshi sebepleri mevcut değilse ihalenin feshine karar verilmesi de mümkün olmayacağını, şikâyetçi borçlu tarafça takibe ilişkin takibin iptali yahut icra emrinin iptali gibi şikâyetlerin ikâme edilmiş olması, ihalenin feshi sebebi...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihalenin feshi şikayetini talep eden davacının icra takip dosyasında borçlu sıfatının bulunduğu dolasıyla İİK'nun 134/2. maddesinde belirtilen ihalenin feshini talep edebilecek kişilerden olduğu, davacının vekil ile temsil edilmesi sebebiyle davacı/borçlu asile tebliğ edilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olduğu, borçlu vekiline de satış ilanı tebliğ edildiğinden fesih iddiaları subüt bulmadığı, KDV oranına ilişkin şikayetin satış ilanının tebliğ tarihi olan 24/08/2020 tarihinden itibaren yasal 7 günlük itiraz süresi içinde yapılması gerekmekte iken şikayetin davacı yan tarafından süresi geçtikten sonra ihalenin feshi davası ile birlikte yapıldığı bu nedenle ileri sürülen fesih nedeninin yerinde olmadığı, re'sen incelenen hususlarda ihalenin feshini gerektirir bir nedene rastlanmadığından ihalenin feshi şikayetinin reddine, davacının ihalenin feshi şikayetine konu taşınmazın %10'u oranında 55.350,00 TL para cezası ile cezalandırılmasına...

    İcra Müdürlüğünün 2018/4282 esas sayılı dosyasında borçlu veya gayrimenkul maliki sıfatının bulunmadığını, ayrıca yapılan ihaleyede istirak etmediklerini, sadece kefil olduklarından bilgi amaçlı kendilerine tebligatın gönderildiğini, bu sebeple davacılar T6 T6'ün ihalenin feshi davası açmada hukuki menfaatlerinin bulunmadığını, yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, ayrıca davacılar T1 T6 söz konusu icra dosyasında borçlu sıfatları bulunmamalarına rağmen kredinin kefili olmaları sebebiyle satıştan haberdar olmaları amacıyla satış ilanının tebliğ edildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde bahsetmediği yeni ihalenin feshi sebeplerine kesinlikle muvafakatlarının olmadığını, açık arttırma tutanaklarında tüm ihalelelerin başlangıç ve bitiş saat ve tarihlerinin açıkça yazılmış olduğunu, davacı tarafın usulüne uygun satış ilanı tebliğine rağmen itiraz etmeyerek, ihalenin feshini beklediğini ve itiraz ettiğini, bu itirazın kabulünün yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de mümkün...

    Başvuru; İİK’nın 134.maddesi kapsamında ihalenin feshi isteğine ilişkindir. İİK'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında; 1- İhaleye fesat karıştırılması, 2- Arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, 3- İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, 4- Alıcının taşınmazın önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması, şeklinde sıralanabilir. İİK'nın 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında satış ilanının bir örneği borçluya (varsa vekiline) tebliğ edilmelidir....

    Her ne kadar mahkemece verilen borca itirazın reddine dair karar istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmış ve dosya tekrardan mahkemesine gönderilmiş ise de bu karar tarihi 24/09/2020 olup, ihale tarihi ise 11/08/2020 olduğundan ihale tarihi itibariyle ihalenin yapılmasına engel bir durum bulunmadığı da sabittir. Bu haliyle ileri sürülen bu husus ihalenin feshi sebebi olamaz. Resen gözetilecek hususlarda da bir ihalenin feshi sebebi bulunmadığından, ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi gereklidir. Mahkemece aynı yöndeki gerekçeler ile talebin reddedilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan, istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.(emsal karar; Yargıtay 12....

    UYAP Entegrasyonu