Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı en geç satış ilanının tebliğinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içerisinde kıymet taktirine itiraz etmediğine göre, gelinen aşamada kıymet taktirine yönelik itirazlar ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez.Davacı vekili, borçlu ve taşınmaz malikine yapılan tebligatların usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de bu hususta şikayet hakkının ilgililere ait olduğu,davacı tarafından bu hususun ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, KDV oranının %1 olarak ilanların hazırlandığı buna ilişkin şikayetin satış ilanının tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekirken ihaleden sonra bunun ileri sürülmesinin hukuken yerinde olmadığı,takibe ilişkin iddiaların ihalenin feshi nedeni olarak bu aşamada ileri sürülemeyeceği, davacının dava dilekçesinde belirttiği ihaleye fesat karıştırıldığı hususuna ilişkin soyut beyanlarının ihalenin feshi nedeni olmayacağı anlaşıldığından ihalenin feshine yönelik şikayetin reddine, İİK nun 134/2 maddesi gereğince feshi istenilen ihale bedelinin...

Maddesinde ihalenin feshi nedenlerinin teker teker belirtilerek gösterilmediği, sadece (ihalenin Borçlar Kanunun 226....

Davalı T2 Vahdet Arslan vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı takip borçlusunun açmış olduğu ihalenin feshi davasının mesnetten yoksun olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, zira o tarihte kısıtlı olmayan borçlu davacıya kambiyo senetlerine mahsus ödeme emrinin 23.05.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, ödeme emrine itirazın süresinin 5 gün olduğunu, sonra kısıtlama kararı verilen borçlu T6'ın takip ve ödeme emrine bu güne kadar itiraz etmediklerini, borçlu vasisi vekili Av.T7'ın 2018 yılı mart ayında dosyaya vekaletname ibraz ettiğini, icra dosyasının fotokopisini aldığını, bu davayı ise 09.08.2018 tarihinde icra dosyası içeriğini öğrendikten 5 ay sonra açtığını, ihalenin feshi davası açma süresinin her halükarda vasi vekilinin öğrenme tarihi olan icra dosyasına vekalet ibrazından itibaren 7 gün olduğunu, ihalenin feshi davasının ihale tarihinden itibaren ihalenin öğrenilmesinden itibaren 7 gün olduğunu, bu nedenle davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü sürelerin...

Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın satış bedeli muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı, dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmış olsa da satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin de usulsüz olduğu ve borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir. O halde mahkemece, fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazları konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, taşınmazın (icra müdürlüğünce, kıymet takdir tespitinin yaptırıldığı 29.11.2013 tarihindeki) tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    ya ödeme emri ve kıymet takdir raporları tebliğ edilmeden, kıymet takdir raporu kesinleştirilmeden yapılan ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurmuştur. Mahkemece, alacaklı tarafından borçlu ... hakkından takibe geçildiği ancak; ödeme emri tebliğ edilmeyip, herhangi bir takip işlemi de yapılmadığından bu borçlu hakkındaki takibin zamanaşımı nedeniyle düştüğü, dolayısıyla bu borçluya haciz ve satış işlemlerine ilişkin tebligat çıkarılmamasının ihalenin feshi nedeni sayılamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; alacaklının 17.07.2012 tarihinde şikayetçi ve ... hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçtiği, borçlu ...'ya ödeme emrinin tebliğ edilmediği ve bu borçlu hakkında herhangi bir takip işlemi de yapılmadığı anlaşılmıştır. Şikayete konu olan 27.03.2015 tarihli ihalelerin ise ... adına ihaleye katılan vekilleri ... ve ...'ya ihale edildiği ihale tutanağı ile sabittir....

      ihalenin feshi davasına konu kesinleşme şerhinin tebliğ edilmesi gerektiğine dair yasal düzenleme bulunmadığından bu yöndeki iddialarında yerinde görülmediği, belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....

      Buna göre, para cezasının oranına ilişkin yeni düzenleme görülmekte olan ihalenin feshi talepleri hakkında da uygulanabilecektir. 7343 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile İİK'nın 134. maddesine eklenen 5. fıkrada "İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Ancak ihalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebilir. İcra mahkemesi; 1. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri ile pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler dışında kalan kişilerce talep edilmesi nedeniyle, 2. Satış isteyen alacaklı, borçlu, mahcuzun resmî sicilinde kayıtlı olan ilgililer ve sınırlı ayni hak sahipleri dışında kalan kişiler bakımından feragat nedeniyle, 3....

      Ancak, davacı dava dilekçesinde sair ihalenin feshi sebepleri yanında İİK 106- 110 maddeleri gereğince süresince satış istenmediğinden bahisle ihalenin feshini talep ettiği, söz konusu iddianın zarar unsurunun istisnalarından olduğu göz önüne alındığında mahkemece incelenmesi gerektiği, ilk derece mahkemesince İİK 106- 110 maddeleri gereğince yapılan incelemede isabetsizlik bulunmadığı, davalı tarafından 28/09/2021 tarihinde haciz talep edildiği, haciz talebinin kabul edilerek 02/10/2021 tarihinde satış avansının yatırıldığı, haciz tarihi itibariyle usulüne uygun olarak 6 aylık süre içerisinde satış talep edildiğinden, davacının bu yöndeki istinaf isteminin isabetli olmadığı, her ne kadar davacı tarafından kıymet takdirine itiraz davası açılmış ve kıymet takdirine itiraz üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararlar kesin ise de, daha önce kıymet takdirine itiraz edilmiş olması nedeniyle mahkemece kıymet takdirine yönelik karar kesin olmakla birlikte ihalenin feshi davasında incelenebileceğinden...

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/434 KARAR NO : 2022/248 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TATVAN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/02/2019 NUMARASI : 2018/54 ESAS, 2019/4 KARAR DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : Taraflar arasında ihalenin feshi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı....

      Dolayısıyla zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin usulüne uygun süresinde yaptığı kıymet takdirine itiraz da bulunmadığından, İİK' nun 134/8. maddesi kapsamında ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır.Bu durumda, mahkemece, ihalenin feshi isteminin, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince zarar unsurunun bulunmaması nedeniyle esasa girilmeden reddine karar verilmesi ve para cezasına hükmedilmemesi gerekirken, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: İhale alıcısı ve alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu