Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylelikle Turgutalp Beldesi Kepekli Mevkiinde bulunan 3076 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ihalenin feshi davası kesinleşmiştir. Somut olayımızda, dava dilekçesinde, 19.04.2012 tarihinde yapılan 2. artırmada alacaklıya ihale olunan taşınmaza yönelik olarak ihalenin feshinin talep edildiğinin belirtilmesine ve dava dışı olan ve Kepekli Mevkiinde bulunan 3076 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ayrı bir ihalenin feshi davasının görülüp kesinleşmesine rağmen, mahkemece yanılgılı biçimde, ihalenin feshi isteminin Kepekli Mevkii 3076 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu değerlendirmesi yapılmış ve “İcra Müdürlüğünce aynı dosya üzerinden biri Turgutalp Balpınar Mevkii 1241 parsel sayılı taşınmaz, diğeri Turgulap Kepekli Mevkii 3076 Parsel sayılı taşınmaz için ihale kararı alındığı, ihalenin aynı tarihe kararlaştırıldığı, şikayetçi vekilinin Turgutalp Kepekli Mevkii Fatih Mahallesi Bayrak Sokak No:9 da bulunan taşınmaz için ihalenin feshini talep ettiği, istem konusu yapılan taşınmazın 1....

    İhalenin feshi istemi, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekir. Somut olayda ihaleye konu taşınmaz yönünden takip alacaklısının kabul beyanı bulunmadığından tüm ilgililerin davayı kabulü koşulu gerçekleşmemiş olup, mahkemece ihalenin feshi isteğine ilişkin sebepler incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taşınmazın niteliği ve değeri gözönüne alındığında satış ilanının Türkiye'nin her yerinde yayınlanan bir gazetede yapılmış olması nedeniyle belediye ilanındaki taşınmaz özelliklerinin eksik gösterildiği gerekçesiyle sırf bu nedenle ihalenin feshi doğru değildir. O halde mahkemece, ihalede feshi gerektiren başka bir husus bulunmadığından ihalenin feshi talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        edilmediğini, davalı hem alacaklı, hem de ihale alıcısı olduğundan iyi niyetli 3.şahıs konumunda görülmeyeceğinden alacağı tahsil etmesine rağmen ihaleye girerek şahıs konumunda görülmeyeceğinden, alacağı tahsil etmesine rağmen, ihaleye girerek taşınmazı alması hukuka uygun sayılmayacağından ihalenin iptali gerektiğini, taşınmazın satıldığı esas icra dosyasında takibin iptali zımmında Ankara'da davalar açıldığı, davalı bankanın taraf olmasına ve iş bu davaların sonucu beklenmeden alacağına mahsuben katıldığı iş bu ihalenin feshi gerektiğini, davalı banka tarafından alacağa mahsuben girilen bedelin ipotek borcunu karşılamamasının bir başka fesih nedeni olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile satışın, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

        İhalenin feshi şikayet yolu ile istendiğinden ve şikayet bir dava olmadığından, ihalenin feshinde davadaki anlamda davacı ve davalı taraf yoktur. İhale ile ilgili olanların tümüne İlgililer denir. İhalenin feshi talebinde borçlu, alacaklı ve alıcının karşı taraf olarak gösterilmesi gerekir. İhalenin feshi davasında ilgililerin karşı taraf olarak gösterilmemesi veya yanlış gösterilmesi ihalenin feshi talebinin reddini gerektirmez. İcra Mahkemesi ilgililerin şikayet olunan taraf olarak gösterilmemesi halinde onları duruşmaya davet ederek onlara savunma ve görüşlerini bildirme imkan verir, İhalenin feshi talebinde karşı taraf olarak gösterilmemiş ilgililerde ihalenin feshi talebi hakkındaki icra mahkemesi kararına karşı hukuki yararları bulunma kaydı ile kanun yoluna başvurabilirler. Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre alacaklı, borçlu ve ihale alıcısı şikayet olunan taraf olarak kabul edilir....

          ihalenin feshi davasını bekletici sorun yapamayacağını, ihalenin kaldırılması ile birlikte ihale ile gerçekleşmiş olan mülkiyet kazanımının geriye etkili olarak ortadan kalkacağını ve taşınmazın mülkiyetinin tekrar borçluya geçeceğini, ancak yerel mahkemenin bu karara itibar etmeyerek başvurunun yasal sürede yapılmadığından bahisle davayı reddettiğini, yerel mahkemenin yanılgıya düştüğünü, yerel mahkemenin son derece yanlış bir değerlendirme yaparak davanın reddine karar verdiğini, bu kararın yasaya ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür bir iddia ile davacının ihalenin usulsüzlüğünden bahisle İcra İflas Kanununun 134. maddesi hükmüne göre, ihalenin feshi isteyebileceği gibi ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmasına da yasal bir engel mevcut değildir. İhalenin usulsüzlüğünden bahisle İcra İflas Kanununun 134.maddesi hükmüne göre açılacak ihalenin feshi, daha çok icra hukuku prensipleri ve şikayet prosedürü içinde şekle dayalı, inceleme ve araştırma alanı daha kısıtlı ve ihalenin şeklen denetimi biçiminde gerçekleşmekte iken; yolsuz tescile dayalı iptal ve tescil davasında izlenecek yol bu kadar sınırlı olmayacak; takibe esas teşkil eden borç ilişkisinin doğru olup olmadığı, buna dayalı takibin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, davalının değinilen aşamalarda usul ve yasaya aykırı bir davranışının bulunup bulunmadığının araştırılmasında zorunluluk vardır....

            Davalı vekili istinafa karşı cevap dilekçesinde özetle; ileri sürülen hususların ihalenin feshi sebebi olmadığını, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ihalenin feshi şartlarının bulunup bulunmadığı hususunda toplanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, İİK'nın 134/2 maddesi gereğince ihalenin feshi davasının yurt içinde bir adres gösterilmek suretiyle açılması gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre bu şart üçüncü kişilerin ihalenin feshini talep etmeleri halinde aranmalı ise de, borçlunun açtığı ihalenin feshi davalarında vekil ile temsil edilmekte olsa dahi borçlunun yurt dışında ikamet ettiği belirtilerek takip dosyasındaki yurt içi adresinin kabul edilmemesi halinde bu şartın borçlu davacı için de aranması gerektiği kabul edilmektedir.(emsal karar;. Yargıtay 12....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu, 16.07.2013 tarihinde icra mahkemesine başvurusunda, ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürdüğü sair iddiaların yanı sıra, satış ilanının kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek 21.05.2013 tarihinde yapılan ihalenin feshini talep etmiş, mahkemece, ihalenin feshi isteminin reddine ve davacının ihale bedelinin % 10' u oranında para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir....

              Somut olayda, şikayetçi muris tarafından açılmış ihalenin feshi davasının murisin ölümünden önce reddedildiği, Dairemizce mahkeme kararının sadece para cezası yönünden bozulduğu, bu aşamada ihalenin feshi davasının sonuçlarının, mirasçıların mirası reddettikleri de dikkate alındığında muris açısından sonuç doğuracağı anlaşılmakla, mirasçıların ihalenin feshi davasını sürdürme iradelerinin bulunduğundan bahsedilemez ve mirasçılar aleyhine para cezasına hükmedilemez. O halde, mahkemece yazılı şekilde para cezası verilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçi muris ... mirasçılarının temyiz itirazlarının kabulü ile ....

                UYAP Entegrasyonu