Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İİK'nun 45. maddesi uyarınca borç rehinle temin edilmiş ise, önce rehine başvurma zorunluluğu bulunduğunu, ancak maddenin 3. fıkrası ile İİK'nun 167. maddesinin saklı tutulduğunu ve istisnaya yer verildiğini, yani alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi alacaklının doğrudan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna da başvurabileceğini, ipoteğin paraya çevrilmesi ve kambiyo senetlerine özgü takip yolundan herhangi birine alacaklının dilediği zaman başvurabileceğini, bu durumun iki takipten birinin iptali sonucunu doğurmayacağı gibi yasal düzenlemenin de bilakis takibin iptaline engel teşkil edeceğini, bu hukuki düzenlemelerden, yasa maddelerinden alacaklıya seçimlik bir hak tanınmış da alacaklı birini seçince diğerinden feragat etmiş gibi bir anlam çıkarılamayacağını, dava konusu takiplerin İİK. 45 ve İİK. 167. maddelerine yani yasaya uygun olarak açıldığını, takibin iptalini gerektirir hiçbir yasal düzenleme bulunmadığını belirterek...

İcra ve iflas hukuku, icra ve iflas takiplerinin usul hukuku niteliğindedir. Bu hukuk dalının amacı, bir yandan takip alacaklısının alacağına kavuşması için borçlu veya üçüncü kişilerin çıkarabilecekleri zorlukları ortadan kaldırmak, diğer yandan kötüniyetli takiplere karşı takip borçlusunun kendisini korumasını sağlayacak hukuki çareler bulmak, bu arada takipten etkilenen üçüncü kişilerin menfaatlerini korumak, takip işlemlerinin yapılması sırasında insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemektir. İcra iflas hukukunun en önemli kaynağı İcra Ve İflas Kanunu olup, bu Kanun, icra ve iflas takibinden, tahsile kadar uygulanması gereken usul hükümlerini düzenlemektedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İcra ve İflas Kanunu'nda bir hüküm olmayan hallerde, ancak İcra Ve İflas Kanunu'nda açıkça gönderme olması (İİK 50, 68/a-4 gibi) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması hallerinde uygulanabilir....

    Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, imzaya itiraz, İcra ve İflas Kanunun 170.maddesinde açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, aynı takipler yönünden yazının sahteliği iddiası konusunda aynı kanunda özel bir hüküm mevcut değildir. İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakerneleri Kanununa göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre imzaya itiraz İcra ve İflas Kanununda özelolarak düzenlendiğine göre anılan itiraz hakkında bu kanunun 170.maddesinin uygulanması zorunlu olduğundan, imzanın inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında genel nitelikte olan 6100 Sayılı HMK. nun 209.maddesinin uygulama yeri yoktur....

      Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 03.04.2018 tarihli, 538 nolu kararı ile, 28.02.2018 tarihli ve 7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 46. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanuna eklenen geçici 14. madde uyarınca, “1)İflas yoluyla adi takipten doğan ;a) İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 156.Madde),b)İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 156. madde),2) Kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipten doğan; a)İflas davası (İcra ve İflas Kanunu 173. madde), b) İtirazın kaldırılması ve İflas davası ( İcra ve İflas Kanunu 174.Madde)3) Doğrudan doğruya; a) Alacaklı tarafından talep edilen iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 177.Madde)b)Borçlu tarafından talep edilen İflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 178. madde),c)Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin iflas davaları ( İcra ve İflas Kanunu 179....

        İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 63. maddesi gereğince borçlu, yargılama sonuçlanıncaya kadar, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılan itiraz sebeplerini ileri sürebilir. Bu bağlamda senette tahrifat yapıldığına ilişkin iddia da senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasındadır(Prof.Dr. Baki Kuru, İcra ve iflas Hukuku I-Cilt, 1988, sayfa 242 ve devamı). O halde mahkemece borçlunun tahrifat iddiası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra Müdürlüğü'nün 2016/3785 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı tarafından aynı asıl alacak miktarı için bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine ...yolu ile ... icra takibi başlatıldığı ve şikayetçi borçluların borçlu sıfatı ile takibin tarafı olduğu, takip talebinde ve ödeme emrinde; “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” kaydına yer verildiği görülmüş olup takip talebinde yazılı ibareler ve alacaklı vekilinin beyanı ile her üç takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz....

            İcra Müdürlüğü'nün 2015/14202 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı tarafından aynı asıl alacak miktarı için bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı ve şikayetçi borçluların borçlu sıfatı ile takibin tarafı olduğu, takip talebinde ve ödeme emrinde; “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” kaydına yer verildiği görülmüş olup takip talebinde yazılı ibareler ve alacaklı vekilinin beyanı ile her iki takip dosyasına konu borcun aynı borç olduğu konusunda ihtilaf yoktur. Her ne kadar yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğinden alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamaz....

              İcra Dairesi’nin eski esası 2006/12237, yeni esası 2013/10254 olan takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, ancak müvekkilinin senette ciranta olduğunu, senette müracaat borçlularına gidilebilmesi için protesto keşide edilmesi gerektiğini, oysaki müvekkiline bu yönde bir protesto keşide edilmediğini, ayrıca senedin zamanaşımına da uğradığını ileri sürerek müvekkilinin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine, müvekkili lehine % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

                Anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilecektir. Bununla birlikte somut olayda öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip tercih edildiğinden, alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak artık ikambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacaktır. Davacı borçlu T2 hakkında takibin iptaline karar verilmesi isabetlidir. Davacı borçlular T1 ve T3 rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibin tarafı olmadığından bu borçlular hakkın mükerrer takipten söz edilemez. Davacıların istinafı yerinde değildir....

                Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki iflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156)) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların borçları nedeniyle müvekkiline verdiği bononun ödenmemesi nedeniyle ... 10....

                  UYAP Entegrasyonu