, "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasında, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, -davanın açıldığı tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle- 2. fıkrasında; altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, 3. fıkrasında isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kurala bağlanmıştır....
Bununla birlikte, uygulamada yukarıda sayılan haller dışında uyuşmazlığın esasının karara bağlanmasını engelleyen durumlar (derdestlik, işlemin geri alınması/kaldırılması, sulh vb.) ile karşılaşılabildiğinden, idari yargı yerlerince, "incelenmeksizin ret" ya da "karar verilmesine yer olmadığı" yolunda uyuşmazlığın esasının incelenmediği kararlar da verilmektedir. Uygulamada idari yargı yerlerinin, davanın konusuz kaldığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verdiği durumlardan biri de, aynı işlemin iptali istemiyle birden fazla davanın açıldığı durumlarda; davalardan birinde (ana dava), bu işlemin iptaline karar verilmesi hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir durumda, idari yargı yerleri, işlemin iptali yolundaki hükme atıfta bulunarak, işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığından bahisle, davanın konusuz kaldığını belirterek, diğer davalarda iptal istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermektedirler....
Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, bir başka ifadeyle; idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istendiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ve idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir....
Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, bir başka ifadeyle; idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istendiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ve idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir....
Bu haliyle, iptali istenen, başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin Mardin Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'ne ait olduğu anlaşıldığından, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davaya ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, Mardin Valiliği İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü'nün bulunduğu yer idare mahkemesi olan Mardin İdare Mahkemesinin yetkili olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde Mardin İdare Mahkemesinin yetkili olduğuna, dosyanın Mardin 3. İdare Mahkemesine gönderilmesine, kararın İstanbul 8. İdare Mahkemesi'ne ve taraflara bildirilmesine, 16/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi....
İNCELEME VE GEREKÇE : 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, idari dava daireleri tarafından ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştay İdari ve Vergi Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmış olup, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen bozulması halinde Danıştay dava dairelerine ısrar olanağı tanınmamıştır. Bu itibarla, Dairemizin dava konusu bireysel işlemin ve düzenleyici işlemin iptaline ilişkin 24/10/2019 günlü, E:2016/3654, K:2019/5571 sayılı kararının bozulması sonucunda davanın ehliyet yönünden reddi gerekmektedir. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1....
. … İSTEMİN ÖZETİ : … İli, … İlçesi, … Köyü sınırları içerisinde, 12/01/2017 tarihinde yapılan denetim sonucunda stok sahasından, mevzuat hükümlerine aykırı olarak kum, çakıl ve benzeri malzeme alındığından bahisle davacı şirkete 2872 Sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (I) bendinin 2. paragrafı uyarınca, Zonguldak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 12/05/2017 tarih ve 28166798-858-E:1695 sayılı işlemiyle verilen 34.555.348,51-TL idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır....
Bölük Komutanlığında sözleşmeli subay olarak görev yapmaktayken güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle sözleşmesi yenilenmeyen davacı tarafından, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Onikinci Dairesinin bozma kararına uyularak ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verildiği, anılan kararın uygulanması maksadıyla davalı idare tarafından davacı hakkında yeniden yapılan değerlendirme sonucunda tesis edilen sözleşmesinin yenilenmesinin uygun olmadığına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir....
Uyuşmazlığın, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca davacı şirkete 147.285,00-TL para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Bu durumda, davanın konusunun 147.285,00-TL para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemi olduğu, işlemin iptali yolunda ilk olarak ... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının verildiği tarihte istinaf sınırının 6.000,00 TL ve üzeri olduğu, temyiz sınırının ise 144.000,00 TL olduğu dikkate alındığında, dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi …....
İdari Yargılama Usulünde geçerli olan resen araştırma ve yazılılık ilkeleri gereği dava dilekçelerinin, 2577 sayılı Kanunda belirtilen şekil kurallarına uygun bir biçimde ve yargılamanın gerektirdiği bilgileri içerecek nitelikte düzenlenmesi gerekmektedir. Bunu sağlamak için, dava dilekçelerinde; dava konusu edilen işlemlerin ve dava sebeplerinin, başka bir ifadeyle, idari işlemin içerdiği iddia edilen hukuka aykırılığın dayandığı hukuk kurallarının açık ve net bir biçimde somut olarak belirtilmesi şarttır. Ayrıca birden fazla işlemin davaya konu edilmesi ya da bir işlemin birden fazla madde, fıkra veya bendinin iptalinin istenilmesi halinde söz konusu işlemler ve bu işlemlerin hangi madde veya fıkralarının iptalinin istenildiğinin tek tek sayılmak suretiyle belirtilmesi de yukarıda alıntısı yapılan düzenlemeler ile idari yargılama usulü ilkelerinin bir gereğidir....