Eldeki davada davacı taraf hem yolsuz tescil nedeni ile (tapu idaresi tarafından tapu sicil tüzüğü uyarınca yapılan düzeltmenin mülkiyet nakline neden olduğu iddiasına dayalı olarak) tapu kaydının iptali ile tescili talebinde bulunmuş hem de müvekkillerinin murislerinin kadastro tespit tutanağında belirtildiği üzere Yusuf oğlu Hüseyin Şen olmayıp Hasan oğlu Hüseyin Şen olduğunu iddia ederek baba adının yanlış yazıldığını iddia ederek tapu kaydında düzeltim talebinde bulunmuştur. Her ne kadar tapu kaydında düzeltim davası çekişmesiz yargı işi olup sulh hukuk mahkemesinin görevine girse de yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil talebi de olduğundan ve mülkiyet durumunun ihtilafı söz konusu olduğundan anılan bu davada görevli mahkeme yazılı olduğu gerekçe ile asliye hukuk mahkemesidir....
Öte yandan dava konusu eski 358 sayılı yeni 105 ada 4 sayılı parsele ait tapu kaydının beyanlar hanesinde; "Taşınmazda hisse hatası vardır. ... hissesi 1/576, ... hissesi 1/576 ve ... hissesi 26/576 olacak" şeklinde şerh bulunduğu anlaşılmakla; anılan taşınmazın tapu kaydında bulunan şerhin mümkünse öncelikle idari işlem yoluyla düzeltilmesi, mümkün değilse tapu kaydında düzeltim davası açılmak üzere ilgili tarafa süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken anılan husular üzerinde durulmaksızın eksik araştırma ve incelemeye dayalı hüküm kurulması da isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
a 6292 sayılı kanun uyarınca satılarak tapu kaydında gösterilen payları nispetinde bu kişiler adına kayden intikal ettirilmiştir. Davacı ... ve ..., taşınmazın 16.600,00 m2 kısmının kendi fiili kullanımlarında olup, satış işleminin hukuken geçersiz olduğunu ve taşınmazı tasarrufunda bulunduran kişileri yansıtmadığını ileri sürerek iddialarına konu kısmın tapu kaydının iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Eldeki dava; 6292 sayılı Kanun gereği davalı tarafa yapılan satış işleminin ve bunun sonucu oluşan tapu kaydının yolsuz şekilde oluştuğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları ve bir fen bilirkişisi huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20/C ve 21. maddesi hükmü uyarınca öncelikle dava konusu taşınmaza dayanak oluşturan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası, haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı; uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaretlettirilmeli ve buna göre tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli ve bundan sonra, taşınmazın tapu kaydı kapsamında kalan bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmeli, tapu kaydı...
Ne var ki, ... taşınmaz yargılama sırasında 186 ada 2 parsel numarasıyla ... adına tescil edildiğinden dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğine dönüşmüş olup, mahkemece kabul kararı verilen bölüm hakkında öncelikle ... adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmesi gerekirken, doğrudan tescil hükmü kurulmuş olması isabetsiz ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1 numaralı bendinde yer alan "3.062,56 metrekarelik" sözlerinden sonra gelmek üzere "186 ada 2 parsel sayılı taşınmaz içinde yer alan taşınmaz bölümünün ... adına olan tapu kaydının iptaliyle" sözlerinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Köyü Hane no:71'deki nüfus kaydının tüm geldi ve gitti haneleri ile ve 07.07.2006 tarihindeki idari düzeltmeye esas doğum tutanağının ilgili merciilerinden getirtilerek evrak arasına eklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
İşin esasına gelince, yukarıda da tespit edildiği üzere, icra müdürlüğünce usule uygun olarak yapılan ve kesinleşen ihale sonrası, üçüncü kişi tarafından inançlı işleme dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulü nedeniyle taşınmazın alacaklı-ihale alıcısı adına olan tapu kaydının iptali ile üçüncü kişi adına tesciline karar verilmiş olması sebebiyle, taşınmazın cebri icra işlemlerinden kaynaklı bir usulsüzlüğe dayalı olarak elden çıkmaması göz önüne alındığında, cebri icra işlemlerine bağlı yapılan ödemelerin iadesi mümkün değildir. Mahkemece de bu gerekçeyle şikayetin reddine karar verildiğinden, istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
Tapu Sicil Tüzüğü' nün 85.maddesinde belgelere aykırı tescil ve yazının düzeltilmesi için ilgililerin yazılı olurlarının alınması gerektiğine değinildikten sonra belgeye aykırı yazının veya tescilin düzeltilmesini, ilgililerden birisinin yazılı olurunun bulunmaması halinde tapu sicil müdürünün, defterdarlık ve mal müdürlüğünden düzeltmek için dava açılmasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Asıl kayıt maliklerinin Tapu Sicil Tüzüğünün 85.maddesi uyarınca işlem yapılmasını sağlamaları mümkün olduğu gibi doğrudan dava açmak suretiyle tapu kaydının düzeltilmesini istemelerine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Tapu kaydında düzeltim davalarında idari başvurunun da yapılmamış olması davanın esastan incelenmesine de engel teşkil etmez. Davaya bakmakla görevli mahkeme HMK'nın 2/1.maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olmasına rağmen davanın Sulh Hukuk Mahkemesi' nde incelenerek sonuçlandırılması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 28.03.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı adına kayıtlı 449 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının inançlı işlem nedeniyle iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davayı kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; dava konusu 449 parsel sayılı taşınmaz ... ilçesinin ... köyünde olup ... Tapu Sicil Müdürlüğünde kayıtlıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2013 NUMARASI : 2011/601-2013/551 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kadastral 191 parsel sayılı taşınmazın sınırları içinde kalan bir kısım yerin imar uygulaması ile davalıya ait imar parseli içinde bırakıldığını, oluşan tapu kaydının gerçek mülkiyet durumunu yansıtmadığını, yanlışlığın düzeltilmesi için Belediyeye yaptığı başvurunun kabul edildiğini ileri sürüp, 7286 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 30 m²'lik kısmının 7286 ada 2 parsele katılmak suretiyle tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Davalı, parselin oluşumuna dayanak idari işlemin ayakta olduğunu, davacı aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi davasının kabul edilerek kesinleştiğini bildirip, davanın reddini savunmuştur....