Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Varlığı zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi yoktur.Önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.3.2012 gün ve 2012/17- 25,11/241 sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/1336 E. - 2021/5029 K. sayılı kararı). Somut olayda davadan önce davalı borçlu hakkında icra takibi başlatılmış olup takip eldeki tasarrufun iptali davasının açılmasından sonra kesinleştiğinden takibin kesinleşmesine ilişkin dava şartı yerine getirilmiştir. Bu halde diğer şartları da gerçekleşmiş ise işin esasına girilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

Maddesi gereğince itirazın iptali davalarında yetkili mahkeme takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğu, İtirazın iptali davasının dinlenebilmesinin ön koşulu ise mahkemenin bulunduğu yerdeki icra dairesinde usulüne uygun olarak bir takibin olmasıdır. Somut olayda icra takibi Lüleburgaz İcra Müdürlüğünde yapılmış olup, davalı borçlunun yetki itirazı ve borca itirazı üzerine ilgili İcra Müdürlüğünce yetkisizlik nedeni ile icra takibinin durdurulduğu, bu durdurma kararı üzerine alacaklı tarafça icra takip dosyasının Çorlu İcra Müdürlüğüne gönderilmesi yönünde herhangi bir başvuruda bulunulmadığı ve Çorlu İcra Dairesince herhangi bir icra takibi başlatılmadığı anlaşıldığından İtirazın İptali davasında yetkili olan mahkemenin de icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki mahkeme olduğundan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine," karar verilmiştir....

İcra Müdürlüğü'nün 2010/14064 sayılı icra takip dosyasında da iş bu davanın konusu olan icra takibinin dayanağı 03.05.2010 tarihli 10.195,20 TL bedelli devir teslim tutanağına dayanarak alacak talebinde bulunmuş olup, mahkemece her iki davanın da kabulüne, icra takiplerinin devamına karar verilmiştir. Takiplerin dayanağı olan belgeler fotokopi olup davalıların adı dışındaki kısımların tamamen aynı olduğu görülmüştür. Bu durumda davaya konu icra takibinin dayanağı olan 03.05.2010 tarihli belgenin aslının ibrazı sağlanıp uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,11.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali Dava, icra memurunun işlemini şikayet ve icra takibinin iptali istemlerine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 20.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiştir....

        Bu durumda icra takibine borçlu gösterilen adi ortaklığın İİK'nun 58. maddesi gereğince tüzel kişiliği olmadığından ve ayrı ayrı adi ortakların takip talebi ve ödeme emrinde gösterilmediğinden geçersiz sayılacağı, itirazın iptali davasının ön koşullarından birisi de öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmış olmasıdır. Fakat dava konusu icra takibinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar icra takibinin iptali davası hakkında ...İcra ve ...1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, icra takibinin iptali istemine ilişkindir. ...İcra Mahkemesince, icra emrine yapılan itirazda ödeme, zamanaşımı ya da benzer bir iddianın bulunmadığı, borcun esasına ilişkin borçsuzluğun tespiti niteliğinde itirazda bulunulduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. ...1....

            HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : İCRA TAKİBİNİN İPTALİ Yargıtaya Geliş Tarihi:18.02.2021 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK.' nin 19.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle senedin ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 4.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği halde, mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda ise, itirazın iptali davalarının icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde yapılacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi, itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmeyeceğinden, genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. Somut olayda icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. İcra takibinin yapıldığı yer Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğü, davacı ikametgahının Sultangazi ilçesi, davalı ikametgahının ise Ankara ili olduğu anlaşılmıştır....

                için önkoşul olduğu, 6183 Sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davaları için ibraz edilmesi zorunluluğu bulunmadığı, varlığı zorunlu bulunan icra takibinin, dava tarihinden önce yapılmış olması bir zorunluluk olmadığından icra takibinin dava tarihinden sonra yapılmasının bir önemi olmadığı, önemli olanın yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığı olduğu, (... nun 28.3.2012 gün ve 2012/17-25,11/241 sayılı kararı ve ...18.11.2003 T.5510E-5515 K.sayılı kararlarıda aynı doğrultudadır.) somut olayda, davadan önce borçlu şirket yetkilisi ... hakkında yapılmış bir icra takibi yok ise de yargılama sırasında davacı tarafından bu eksikliğin giderilmesi için borçlu şirket yetkilisi davalı ... hakkında 213 sayılı VUK'nun 10.ve 6183 Sayılı yasanın 35 maddesi gereğince takip başlatıldığı ve adı geçen borçluya 25.11.2009 tarihli ödeme emirlerinin 27.12.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla dava...

                  UYAP Entegrasyonu