Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; İİK'nun 72/son maddesi gereği menfi tespit davası bakımından İcra takibinin yapıldığı yer mahkemesi veya davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, gerek icra takibinin yapıldığı yerin, gerekse davalının ikametgahının Beyoğlu olup, mahkemenin iş bu dava bakımından yetkisiz olduğu, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesinin görev ve yetkisi kapsamında kaldığı gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliği ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Görev ve yetkiye itiraz halinde mahkemenin öncelikle görev itirazını değerlendirmesi gerekir. Menfi tespit davasına konu olan icra takibinin değeri 10.525 TL'dir. Dava, icra takibinden dolayı menfi tespit ve icra takibinin iptali istemine ilişkin olduğundan, dava tarihi itibarıyla görev Asliye Hukuk Mahkemesi'ne aittir. Mahkemece görev hususu gözetilmeden yetki yönünden karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir....

    Kat Mülkiyeti Yasası'nın 33. maddesine göre borç ve yükümlerini yerine getirmeyenler hakkındaki icra takibinin anataşınmazın bulunduğu yer icra dairesine yapılması ve bu takibe yapılan itirazın iptali davasının da aynı yer Sulh Hukuk Mahkemesine açılması gerekir. Somut olayda ortak gider alacağının tahsili ile ilgili icra takibinin anataşınmazın bulunduğu yerin (Burhaniye) İcra Dairesine yapıldığı, bu takibe itirazın iptali davasının da aynı yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış olduğu gözetilerek davaya bakılıp, toplanacak kanıtlarla oluşacak sonuç doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken yerinde görülmeyen gerekçe ile Burhaniye İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliği yolunda karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2011/7177 sayılı takip dosyasında icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile brüt 2.554,80 TL. üzerinden icra takibinin devamına, icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermiştir. Davacı, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiş, icra takibinde 4 hafta boşta geçen süreye ilişkin takip yapılmış, karara dayanak olan bilirkişi raporu ile davalı işveren tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna sunulan davacıya ait dönem bordroları üzerinden hesaplama yapılmıştır. Ücretin davalı işveren tarafından bilindiği yani icraya konu miktarın "belirlenebilir" olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda icra inkar tazminatı talebinin reddi hatalı olup bozma nedenidir. Nevarki bu yanlışlığın giderilmesi yargılamayı gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı düzeltilerek onamalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Mahkemece davanın kısmen kabul,kısmen reddine yönelik olarak verilen 24/02/2012 tarihli ilk hüküm davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2013/2403 E- 2013/6697 K. sayılı 15/04/2013 tarihli kararı ile, kısa karar ve gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davaları, dayanağı olan takiple sıkı sıkıya bağlıdır. Somut olayda icra takibinin iptaline yönelik bir kararın mevcut olmadığı, icra takibinin ayakta olduğu anlaşılmaktadır....

          Eldeki davada davacı(borçlu) icra takibinin kesinleştiğini, kesinleştiğinden sonra borcu ödediğini ancak kötüniyetli olarak icra takibine devam edildiğini ve malları üzerine haciz konulduğunu bu nedenle icra takibinin iptali ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İcra takibi başladıktan sonra, takibi sona erdirmek isteyen borçlu icra dairesinin banka hesabına ödeme yapmalıdır. Fakat borçlu icra takibi kesinleştikten sonra ödeme yaparsa alacaklının takibi geri alması, takipten vazgeçmesi gerekir. Buna rağmen alacaklı icra takibine “kötü niyetli” olarak devam etmek isterse diye borçluyu korumak amacıyla “icra takibinin iptali” yolu düzenlenmiştir. Borçlu icra mahkemesinden “itfa” nedeniyle takibin iptalini isteyebilir. Borçlu, takibin ertelenmesini veya zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını da isteyebilir. Olayımızda borçlu borcun itfa sebebiyle takipten sonra sona erdiğini bildirmiş buna ilişkin alacağın ödendiğine dair imzalı belge sunmuştur....

            da açıldığını, bu sebeple icra takibine yetki itirazında bulunduklarını, bunun üzerine davacının yetkili icra dairesi olan Karamürsel'de geçerli yeni bir icra takibi yapmadan Karamürsel'de itirazın iptali davasının açılması nedeniyle ortada geçerli ve yetkili bir icra dairesinde yapılmış bir icra takibi olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece itirazın iptali davalarında yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı mahkeme olduğu, davalı tarafından süresinde yetki itirazında bulunulması nedeniyle davanın konusu bakımından yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı tarafından ... icra dairesinde davalı aleyhine icra takibi yapılmış olup, davalı icra takibine konu borca ve süresi içinde yetkiye ilişkin itirazda bulunmakla icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir....

              Hakkında icra takibi (ödeme emri) kesinleşen borçlu, artık cebri icradan kurtuluş çaresi kalmadığını anlayarak, alacaklıya borcunu ödemiş olabilir.Bu halde, alacaklının normal olarak icra takibini geri alması, yani icra takibinden vazgeçmesi veya hiç olmazsa icra takibine devam etmemesi gerekir. Fakat alacaklı, buna (borcun ödenmiş olmasına) rağmen, icra takibine devam etmek isterse, böyle kötü niyetli alacaklılara karşı borçluyu korumak için, icra takibinin iptali yolu kabul edilmiştir....Takibin iptali talebi dava da değildir....İcra takibinin iptali, borçlu tarafından, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinden istenir....

                Hakkında icra takibi (ödeme emri) kesinleşen borçlu, artık cebri icradan kurtuluş çaresi kalmadığını anlayarak, alacaklıya borcunu ödemiş olabilir.Bu halde, alacaklının normal olarak icra takibini geri alması, yani icra takibinden vazgeçmesi veya hiç olmazsa icra takibine devam etmemesi gerekir. Fakat alacaklı, buna (borcun ödenmiş olmasına) rağmen, icra takibine devam etmek isterse, böyle kötü niyetli alacaklılara karşı borçluyu korumak için, icra takibinin iptali yolu kabul edilmiştir....Takibin iptali talebi dava da değildir....İcra takibinin iptali, borçlu tarafından, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinden istenir....

                  Mahkemece, davalının belgenin alacak kısmının sonradan doldurulduğunu ve davacı tarafa borcunu ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında 10.195,20 TL asıl alacağa itirazının iptaline, % 40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, aynı mahkemenin 2010/548 Esas, 2011/351 Karar sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasının konusu olan Bursa 10. İcra Müdürlüğü'nün 2010/14067 sayılı icra takip dosyasında da işbu davanın konusu olan icra takibinin dayanağı 03.05.2010 tarihli 10.195,20 TL bedelli devir teslim tutanağına dayanarak alacak talebinde bulunmuş olup, mahkemece her iki davanın da kabulüne, icra takiplerinin devamına karar verilmiştir. Takiplerin dayanağı olan belgeler fotokopi olup davalıların adı dışındaki kısımların tamamen aynı olduğu görülmüştür....

                    İtirazın iptali davasının açılabilmesi için geçerli bir ilamsız icra takibinin yapılmış olması gerekir. Geçerli bir icra takibinden söz edebilmek için yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunması gerekir. Şüphesiz kamu düzenine ilişkin bulunmayan hallerde icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu re'sen incelenemez. Somut olayda alacaklı- davacı tarafından girişilen icra takibine davalı - borçlu hem icra dairesinin yetkisine hem de borca süresinde itiraz etmiş, yapılan bu itiraz neticesinde icra takibi durmuştur. Açılan itirazın iptali davasında öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Çünkü yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının şartlarından biridir. İcra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı taktirde dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi gerekir. Dosya kapsamında önce ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında icra takibine başlanmış, takibe itiraz edilmesi üzerine ......

                      UYAP Entegrasyonu