Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekilince süresi içerisinde yetki ve görev itirazında bulunularak, --- Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürülmüştür. İtirazın iptali davalarına ilişkin İİK'da menfi tespit davaları gibi özel yetki düzenlemesi mevcut değildir. Takibin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılması kanunen mümkün değildir. Nitekim benzer nitelikte ----- Sayılı ilamında: "Mahkemelerin yetkileri ancak kanunla düzenlenebilir ve itirazın iptali davası için de kanunla bir özel hüküm getirilmemiştir. Dolayısıyla icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değilse, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılması kanunen mümkün değildir....

    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davanın dayanağı olan icra takip dosyasının merciinden getirtilip icra takibinin başlatıldığı tarihin net biçimde saptanması; davacı tarafça davalıya verilen tarihsiz ibranamenin imzalandığı tarihin araştırılıp tespit edilmesi; daha sonra, KTK'nun 111/2. maddesi gereği, davacı tarafça imzalı tarihsiz ibranamenin iptali şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği ve icra takibinin 2 yıllık hak düşürücü sürede başlatılıp başlatılmadığının hükümde tartışılması suretiyle davalının hukuki durumunun takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibine konu mahkeme kararlarının likit bir alacağı içermediğini, şikayete konu ilamlı icra takibinin ilam faiz alacağı yönünden iptali gerektiğini, ortada kdv yönünden idareye icra takibi yapılacak borç bulunmadığını, asıl alacağa bağlı var olduğu iddia edilen tecil faizinin alacaklı tarafından hangi tarihler aralığında hesaplandığına, faizin başlangıç ve bitiş tarihlerine, gümrük vergileri ve Kdv'nin alacaklı tarafından ne zaman tahsil edildiğine dair takip talebi ve icra emrinde açıklayıcı bir bilgi ve ifade bulunmaması nedeniyle de takibin iptali gerektiğini, ilam faiz alacağının hesaplanmasında hata yapıldığını, alacaklı vekilinin fazladan faiz talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenlerle icra emrinin ve icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, itirazın iptali davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, icra takibinin sebebinin gösterilmemesinin tamamen uygulanan programdan kaynaklandığını, davalının icra takibine konu olayı bildiğini ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, davalının ödeme emrine karşı şikayet yoluna başvurabileceğini, vekalet ücretinin de yanlış tespit edildiğini ileri sürerek kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece tarafların delilleri toplanmadan davanın reddine karar verildiği, davacının davaya dayanak olarak ileri sürdüğü icra takibinin ilamsız icra takibi olduğu, davacı alacaklının ilamsız icra takibinde davalının borçlu olduğu miktarı gösterdiği, davalının Çorum 3....

      İcra Hukuk Mahkemesi' nde açtığı davanın çek iptali davasına taraf olmayan müvekkili bakımından çekle ilgili olarak takip yapılmasına engel olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, davacının bu kez de işbu menfi tespit davasını açtığını, ancak her ne kadar dava dilekçesinde menfi tespit olarak nitelendirilmişse de, dava dilekçesinde talep edilenin takibin iptali olduğunu, bu talebin icra mahkemelerinde görülebileceğini ve zaten davacının bu yönde açtığı ve reddedilmiş bir davanın olduğunu, davacının dilekçesinde borcu olmadığına ya da ödediğine dair hiçbir beyanının da olmadığını, ciro silsilesine göre davacının borçlu olduğunu, davacının müvekkili davalının kötü niyetini ya da çeki iktisabında ağır kusurlu olduğu ispatlamadıkça müvekkilinin yetkili hamil olduğunu belirterek, davanın reddi ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı itirazın iptali davasında, davalının süresinde yetki itirazında bulunması üzerine bu mahkemece yetkisizlik kararı verilerek ve temyiz edilmeksizin kesinleşerek Fatih Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Fatih Asliye Hukuk Mahkemesi’nce de icra takibinin yapıldığı yerin ... olduğu itirazın iptali davasının da ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı nedeniyle yetkisizlik kararı verilmiştir.İtirazın iptali davasının açılması için her şeyden önce,davanın açıldığı yerde yani mahkemenin bulunduğu yerde usulüne uygun icra takibinin yapılmış olması gerekir.Fatih icra dairelerinde davalı aleyhinde yapılmış icra takibinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

          tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ve icra inkar tazminatının davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

          Şayet icra takibi yetkili icra dairesinde yapılmamış ve icra dairesinin yetkisine usulüne uygun olarak itiraz edilmiş ise, itirazın iptali davasının bu davaya özgü ve özel dava şartı yokluğu (icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmamış olması) nedeniyle davanın usulden reddine karar verilir. 2004 sayılı İİK'nın 50/1. maddesine göre "para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur." 6100 sayılı HMK'nın 447/2 maddesi uyarınca mevzuatta yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK'a yapılan yollamalar 6100 sayılı HMK'nın bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’daki yetki kuralları ilâmsız icra takiplerinde kıyasen uygulanır....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/395 Esas KARAR NO : 2023/543 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/06/2023 KARAR TARİHİ : 21/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının takip dayanağı sözleşmede kefil olduğu gerekçesiyle icra takibini asıl borçluyla birlikte davacıya da yönelttiğini, icra takibine konu sözleşme incelendiğinde kefaletin geçerlilik şartlarına uyulmadığının görüldüğünü, şikayet yoluna giderilerek İstanbul ... İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasından icra takibinin iptali istendiğini, yerel mahkemenin yapmış olduğu inceleme sonucunda şikayetin kabulüne karar verdiğini ve icra takibinin davacı yönünden iptaline karar verildiğini, karar sonrası davalının istinaf talebinin de istinaf mahkemesince reddedildiğini, davalının İstanbul ......

              Mahkemece, bononun vadesinin 15.11.2005 olmasına rağmen icra takibinin üç yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 02.11.2009 tarihinde yapıldığı, yapılan itiraz üzerine icra takibinin durması nedeniyle itirazın iptali davasının 20.10.2010 tarihinde açıldığı, bu nedenle takip tarihi itibariyle bononun zamanaşımına uğradığı, bonodan dolayı 3 yıl içinde takip yapılması gerektiği, borçlu (davalının) ödeme emrine itirazında zamanaşımına def’ini ileri sürmese dahi itirazın iptali davasında bu def’iyi ileri sürebileceği, geçerli bir genel haciz yoluyla takip yapılmasının itirazın iptali davasının koşullarından olduğu, itirazın iptali davası sebepsiz zenginleşme davası olarak nitelendirilse dahi bononun vadesini takip eden 3 yıldan sonraki bir yılda açılmadığı, davalının süresinde davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu