Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-KARAR- Davacı vekili, davalılardan ....Ltd.Şti.ne diğer davalıların kefaleti ile kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 18.8.1998 tarihli ihtarname ile kat edilerek alacağın tahsili için 1998/6498 Esas sayılı icra takibi yapıldığını, davalıların icra takibine itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar savunmalarında, bankanın kredi hesabını usule aykırı kat ettiğini, alacağın teminat altında olduğunu beyan ederek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davalıların icra takibine kısmen itiraz ettikleri, benimsenen bilirkişi raporuna göre de davalılar ....Şti. ile...Ltd.Şti. hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı banka tarafından 11.11.1998 tarihinde başlatılan icra takibinde borçlulara gönderilen ödeme emirleri tebliğ olunmadan iade edilmiştir....

    KARAR Davacı, avukat olduğunu, davalının vekili olarak dava dışı Mutlu Kurt isimli şahıstan olan alacağını tahsil etmek amacıyla ... 5.İcra Müdürlüğünün 2010/15487 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalının kendisini haksız olarak azlettiğini, ödenmeyen vekalet ücretinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davacıyı haklı olarak azlettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

      - KARAR - Davacı, davalı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen kredi sözleşmesine vefat eden babası olan ...’ın kefil olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı bankanın borçlu ve kefiller hakkında icra takibine geçtiğini, babasından miras kalan taşınmazların icra marifeti ile satıldığını, davalı bankanın kredi kullandırırken hayat sigortası yaptırmayarak buna sebebiyet verdiğini,kredi borcunun ödenmesini de bildirmediğini belirterek kefillerin ve mirasçıların kredi sözleşmesi uyarınca davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ve annesi hakkında başlatılan icra takibine davacının itiraz ettiğini, itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece davacının itirazının iptaline karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, aynı icra takibine ilişkin menfi tespit davası açılmasının kesin hüküm nedeniyle mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan delillere göre davanın kısmen kabulüne, davalının Tarsus İcra Müdürlüğünün 2003/3837 sayılı dosyasında faiz tutarına itirazın 12.549.968.793.TL vade farkı tutarının takip tarihinden itibaren asıl alacağa %8 aylık faiz uygulanarak takibin devamına, hükmolunan tutarın %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Adana İcra Müdürlüğünde girişilen icra takibine hem yetki hem de esas yönünden itiraz edilmesi üzerine, Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesine itirazın iptali davası açılmış, yargılama sırasında icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz kabul edilerek icra dosyasının Tarsus İcra Müdürlüğüne gönderilmesi sağlanmış ve Tarsus İcra Müdürlüğünce borçluya yeniden ödeme emri çıkartılmıştır....

          - KARAR - Davacılar vekili, davacıların davalı şirket ortağı iken hisselerini davalı ...’a devrettiklerini, davalı ...’un şirket borçlarını ödemeyi üstlendiğini, ancak ödeme yapmadığını, davalılar tarafından bankalara olan kredi borçları ödenmeyince, kendilerinin kefil olmaları nedeniyle icra takibi başlatılmadan ödemede bulunduklarını, ödedikleri bedelleri rücu etmek amacıyla davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların haksız olarak icra takibine itiraz ettiklerini,davalılar hakkında aynı alacağa ilişkin daha önce başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini ve itirazın iptali davası açıldığını, davalıların bu güne kadar ödeme yapmadıklarını ve itirazlarına bir ödeme belgesi de eklemediklerini belirterek davalıların haksız itirazlarının iptali ile, %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava olunmuştur....

            Mahkemece icra dosyası istenilmiş, sonrasında bilirkişi raporu alındıktan sonra bilirkişi rapor içeriğindeki tespit dikkate alınarak 15.10.1019 tarihli duruşma ara kararı ile de icra dairesine müzekkere yazılarak davalı borçlular tarafından takibe yöneltilen bir itiraz olup olmadığı sorulmuş, icra müdürlüğünce verilen cevapta itirazın bulunmadığı bildirilmiştir. Bunun üzerine mahkemece icra takibine borçlularca yöneltilen bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak uyaptan yapılan incelemede, davalı borçlulara 11.04.2018 tarihinde ödeme emri tebligatı yapıldığı, davalı borçlular vekili Av. ... tarafından uyap kanalı ile gönderilen 13.04.2018 tarihli dilekçe ile takibe süresinde itiraz edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre davalılarca icra takibine itiraz edildiği, yasal sürede itiraz üzerine başkaca bir işleme gerek kalmaksızın takibin kendiliğinden duracağı gözetildiğinde davacı vekilinin istinafı yerinde görülmüştür....

              Somut olayda; davalı borçlunun, davacı banka ile imzaladığı kredi kartı ve kredi sözleşmesine istinaden ödemelerini zamanında yapmaması üzerine davacı tarafından icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davalının duruşma esnasındaki beyanında icra takibine konu edilen sözleşmeleri imzaladığını, ödemelerini aksatması üzerine hakkında icra takibi başlatıldığını, davacı banka ile yapmış olduğu görüşmede borcun yapılandırılmasını talep ettiğini, ancak borcun yapılandırılmadığını, icra takibine konu edilen borcu kabul ettiğini beyan ettiği, davalının icra takibine konu edilen borçların yapılandırılması hususunda davacı bankanın herhangi bir zorunluluğunun bulunmadığı, davalı borçlunun gerek icra takibine yaptığı itirazında gerekse duruşma esnasındaki beyanında borcun varlığını kabul ettiği, davalının bu beyanlarına göre icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla davalının itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine itirazın kaldırılması İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklılar tarafından kira parasının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve icra inkar tazminatı isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 8.700 TL kira alacağı ve işlemiş faizi yönünden itirazın kaldırılmasına, bakiye alacak yönünden itirazın kaldırılması isteminin reddine, davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi üzerine, karar davacı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2014 / 313 sayılı dosyasında 09.01.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile aylık 1.736.03 TL'den Temmuz 2013 – Ocak 2014 arası aylar kirasının tahsilini talep etmiş, Örnek 7 ödeme emrinin 10.01.2014 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine de, davalı borçlu, 14.01.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile, icra takibinin haksız ve dayanaksız yapıldığını, ödeme emri ile istenilen borca, işlemiş faize ve takibin fer'ilerine itiraz ettiğini belirterek icra takibini durdurmuştur. İtiraz üzerine davacı alacaklı tarafından itirazın kaldırılmasına yönelik 23.01.2014 tarihinde işbu dava açılmış ise de, bu kez davalı borçlu vekili 10.02.2014 tarihli dilekçesi ile icra müdürlüğüne başvurarak ödeme emrine zühulen itiraz edildiğini, itirazlarını geri aldıklarını beyan etmiştir....

                  Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu