İcra Müdürlüğünde 2013/2333 sayılı dosyası ile devam etmiştir. Davalı bu takip dosyasında da borca itiraz etmiştir. Anılan davada davacının 23.06.2011 ödeme tarihi ile başlayan zamanaşımı davacının dava öncesi ... 3.İcra Müdürlüğünde düzenlenen 30.10.2012 tarihli icra takibi ile kesilmiş olup dava 22.07.2013 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmış olmakla dava zamanaşımına uğramamıştır.Bu halde mahkemece davanın esasına girilerek verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı trafik sigorta şirketi, kazada vefat eden şahsın yakınlarının vekili Av. ...'e 23.06.2011 tarihinde 80.000,00 TL ödeme yapmıştır. Yapılan ödemenin davalı sigortalıdan tahsili için 30.10.2012 tarihinde ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/23494 sayılı dosyası ile yapılan takip yetki itirazı nedeniyle ... İcra Müdürlüğünde 2013/2333 sayılı dosyası ile devam etmiştir. Davalı bu takip dosyasında da borca itiraz etmiştir....
takip talebinde davalı kefilin sorumluluğunun 421.815.80 Euro asıl alacak, 98.423.68 Euro işlemiş faiz ve 4.921.18 Euro BSMV olmak üzere toplam 525.160.66 Euro olduğu belirtilmiş, davalının icra takibine itirazı üzerine açılan iş bu itirazın iptali davasında alınan bilirkişi kurulu raporunda, talep dikkate alınarak takip tarihi itibariyle davalı kefilin toplam 525.160.66 Euro borçlu olduğu saptanmıştır....
Esas sayılı takip dosyasında ihlalli geçişten kaynaklanan 341,00-TL asıl alacak, 31,64-TL faiz, 5,69-TL KDV olmak üzere toplam 378,33-TL üzerinden takip yapıldığı, borçlunun 31/01/2020 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen araçların otoyoldan cezalı geçtiği, geçişler sonrası otoyol geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı cezai şart alacağının ödenmemesine dayalı yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Hak düşürücü süre yönünden; İcra İflas Kanunu'nun 67. maddesi ile ''Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.'' hükmü düzenlenmiştir. Bilindiği üzere hak düşürücü süre olumsuz dava şartlarından olup, kamu düzeni ile ilgilidir....
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. 1-Davacı vekilinin asıl davaya yönelik temyiz istemi, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına, 2-Davacı vekilinin birleşen 2009/507 esas sayılı dosyası dosyasına yönelik temyiz istemine gelince, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararının gerekçesinin 23. maddesinde de ifade edildiği üzere, birleşen dosyada sorun davalı ...’nin icra takip dosyasına sunmuş olduğu 22.01.2009 tarihli dilekçenin değerlendirilmesi aşamasında ortaya çıkmaktadır. Nitekim, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlayan ve takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek konu, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında takip tarihi itibari ile haklı olup olmadığının belirlenmesidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/01/2020 NUMARASI : 2019/1090 ESAS-2020/25 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Takip Sonrası Zamanaşımı İtirazı) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı şirket yetkilisi tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine Ankara 24 İcra Müdürlüğünün 2002/7327 Esas sayılı dosyasında kambiyo senedine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, safahatta sözkonusu dosyanın bir kaç kez yenilenerek en son 2018/7721 Esas numarasını aldığını, ancak 09/10/2006 tarihinden itibaren dosyayı ilerletecek herhangi bir taraf işlemi yapılmamış olduğunu, 31/05/2011 tarihinde dosyanın yenilenmesinin talep edildiğini, bu haliyle kambiyo takibindeki 3 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, 31/05/2011 tarihinde dosyanın yenilenerek 2011/6922 Esasını almış olduğunu, yenileme emrinin...
Davaya konu icra takibinde asıl alacak miktarı haricen ödenmek suretiyle takibe konu borç davalı tarafça kabul edilmiş olup, takibin fer'ileri yönünden itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı mevcuttur. ----- kararında; "Davaya konu icra takibine davalı/borçlu tarafından itiraz edilerek icra takibinin durması sağlanmış olduğundan ve mahkemece itirazın iptali yönünde bir karar verilmediği sürece icra müdürlüğünce bu dosya üzerinde alacaklı istemi yönünden bir işlem yapılamayacağından, icra takip tarihinden itibaren işleyecek faiz ve icra giderleri hakkında sonuç doğuracak şekilde itiraz konusunda yerel mahkemenin bir karar vermesi gereklidir. Bu nedenle de alacaklının, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir." şeklinde hüküm kurulmuştur. Açıklanan nedenlerle takibe sebebiyet veren davalının borcun fer'ileri yönünden yaptığı itiraz haksız olup, itirazın iptali ile takibin fer'ileri yönünden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/5029 esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davacının kötü niyetli ve haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, bu nedenle bakiye kısım 1.895,61 TL'nin faizi ile birlikte tahsilini, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır....
Bu bakımdan borçlu, takip hukukuna özgü bir dava olan itirazın kaldırılmasından farklı olarak itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu, cevap layihasında, bütün savunma sebeplerini bildirebilir. Somut olayda, davalı itirazın iptali davasına karşıverdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmamış, rücu koşulları oluşmadığını savunmuş, mahkemece icra takibinde davalı vekilinin zamanaşımı definde bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Bilindiği gibi zamanaşımının dolduğu savunması bir def’i niteliğindedir. Bu bakımdan zamanaşımı, alacaklının borçluya karşı dava açma veya icra takibinde bulunma hakkını ortadan kaldırmamakla birlikte, açılan davada veya başlatılan takipte borçlunun zamanaşımı def’ini ileri sürmesiyle, alacaklının ifa talebinin reddine neden olmaktadır....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin devamını sağlayacak her takip işlemi ile zamanaşımı süresinin kesileceğini, bu nedenle yapılan takip işlemleri ile zamanaşımı süresinin kesildiğini, ayrıca 2012 yılında yürürlüğe giren TTK ile zamanaşımı süresinin üç yıla çıktığını, bu değişiklik sonrası yapılan tüm işlemler için üç yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararında; çekin ibraz tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK gereği zamanaşımı süresinin altı ay olduğu 2016- 2019 arasında takip dosyasında zamanaşımını keser nitelikte işlem yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....
Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerektiğinden takibe konu fatura bedelleri olan asıl alacak üzerinden takibine devamına karar vermek gerekmiştir. İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir....