Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda işleyecek zamanaşımı süresi 818 sy BK 125 maddesindeki 10 yıllık süre olup, TBK'nın 146 maddesindeki süre ile aynıdır. 818 sayılı yasanın 133. maddesi 6098 sayılı yasanın 154/2.maddesi gereğince alacaklının borçlu aleyhine icra takibine başlaması işleyen zamanaşımını kesen bir nedendir. Davacı tarafça 01/05/2008 tarihinde davalı hakkında icra takibine girişilmekle, bu tarih itibarı ile zamanaşımı süresi kesilmiş ve yeni bir 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. Alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Bu doğrultuda davalının takibe itirazı kanunda tanımı yapılan zamanaşımını kesen işlem niteliğinde olmadığı gibi davacı vekilince her ne kadar İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2008/10405 Esas sayılı takip dosyasında 16/01/2012 tarihinde yenileme talebinde bulunulmuşsa da, icrai işlem yapılması talebini içermeyen bu talep de zamanaşımını kesen işlemlerden değildir....

İcra Müdürlüğü'nün 2013/7070 Esas sayılı dosyasında 31.07.2013 tarihinde başlatılan takipte işleyecek faiz alacağını sehven talep etmediğini belirterek, şikayete konu takip dosyasında, .... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7070 Esas sayılı dosyasında işleyecek faiz alacağı için müstakil takip yapıldığı anlaşılmıştır. Takip sonrası işleyecek faiz alacağına ilişkin ayrı müstakil bir takip yapılması mümkün değildir. Şikayete konu takip dosyasından önce asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı için başlatılan ... 7. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7070 Esas sayılı takip dosyasında borçlu hakkında ... Belediyesi Encümen Kararına dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip yapılmıştır. Borçlunun takibe itirazı üzerine ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/596 Esas-2015/615 Karar sayılı kararı ile itirazın kısmen iptali ile takibin devamına karar verilmiş olup, bu takip dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmıştır....

    (HMK 115/2) Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; Uyuşmazlığın, davalı tarafa ait olduğu iddia edilen araçların otoyoldan cezalı geçtiği, geçişler sonrası otoyol geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı cezai şart alacağının ödenmemesine dayalı yapılan icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durması ve mahkememize açılan itirazın iptali talebinden kaynaklandığı, davaya konu icra takibinde ödeme emrinin davalıya 12/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan tarafça 7 günlük itiraz süresinden sonra 19/10/2020 tarihinde ödeme emrine itiraz edildiği ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinin anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK'nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır....

      Mahkemece, zamanaşımı itirazı süresinde yapılmadığı gerekçesiyle zamanaşımı itirazı reddedilmiş ise de zamanaşımı itirazının 6100 sayılı HMK'nun 114 ve 116.maddeleri kapsamında değerlendirilerek takip konusu alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunulmuş,davalı tarafça faize itiraz edilmiş, mahkemece davanın kabulüne, itirazın iptaline ve dolayısıyla işlemiş faize yapılan itirazın tümünün iptaline karar verilmiş ise de, işlemiş faiz talebi üzerinde durulmamış, hesabın denetlendiğine dair hükümde bir gerekçe yazılmamıştır. Zira davada dayanılan kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin 450 TL olduğu yazılmış ise de ödeme zamanı gösterilmemiştir....

        Davalı vekilinin icra takibine itiraz eden davacıların hukuki yararının bulunmadığına ilişkin istinaf talebi açısından ise; yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar,itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali  davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

        ödemesinin yapılarak aylık aidat adı altında üyelerden tahsil edildiğini, davalı borçlu adına da --- --- tahakkuk ettirilen emlak vergi ödemeleri müvekkil tarafından yapıldığını, davalı borçlu ise ---- aylık aidat olarak tahsil edilmesine karar verilen ve ---ödenen ----- müvekkile ödememiş ve bu sebeple hakkında icra takibine geçildiğini, ancak davalı borçlu tarafından ---- tarihinde icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini, davalı borçlunun icra dosyasına sunmuş olduğu borca itiraz dilekçesi tarafımıza tebliğ edilmemiş ve söz konusu itiraz haricen öğrenildiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava açılmadan çözülebilmesi için son olarak --- tarihinde dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş ise de taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanmadığından---- tarihinde arabuluculuk son tutanağı düzenlendiğini, davalı borçlu tarafından kendisine tahsis edilen dairenin emlak vergilerini ödememesi ve bu kapsamda başlatılan icra takibine itiraz edilerek borcun inkar edilmesi...

          Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkemece, davalının icra takibine 06.05.2011 tarihinde itiraz ettiği ve davacının bir yıllık zamanaşımı süresini geçirdikten sonra 23.05.2012 tarihinde itirazın iptali davası açtığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; İİK'nun 67/1 maddesinde "takip talebine itiraz edilen alacaklının, itirazın tebliğ tarihinden itibaren (1) Sene içinde genel Hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini talep edebilir." hükmü bulunmaktadır. Oysa davacı alacaklıya itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Diğer yandan İİK'nun 67/1. maddesindeki süre zamanaşımı olmayıp hakdüşürücü niteliktedir ve resen nazara alınması gereken bir süredir. Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine denmişse de kastedilenin hakdüşürücü süre olduğunda duraksama olmamalıdır....

            İcra Müdürlüğünün 2016/5610 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptal edilerek, icra takibinin takip sonrası 45.138,00 TL asıl alacağa 29/03/2016 temerrüt tarihi ila 01/06/2016 ödeme tarihi arasında işlemiş yasal faizi, 45.138,00 TL asıl alacağın icra vekalet ücreti ve icra giderlerinin tahsili için devamına, davacının takip öncesi işlemiş faizin tahsili isteminin reddine, davacının idari para cezası kesinleşmeden icra takibine başlaması nedeniyle icra inkar tazminatı isteğinin, davacının icra takibine başlamasında kötüniyeti tespit edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            İcra Müdürlüğü 2020/... E. sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, borçlu ...'ye ödeme emri 16/03/2004 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlunun ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içerisinde borca itiraz etmediği gibi, aksine 22.04.2004 tarihinde dosyaya sunduğu mal beyanı dilekçesinde borca karşı herhangi bir itirazı olmadığını ve borcu kabul ettiğini beyan ettiğini, söz konusu icra takip dosyasından, alacağın tahsili amacı ile icrayı ilerletici işlemler yapılmış ve her işlem ile 10 yıllık zamanaşımı süresi yeniden başlatıldığını, ancak davalı borçlu, alacağın icra takibinden sonra zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile İcra Ve İflas Kanunu 71/2 maddesi uyarınca 18.08.2022 tarihinde Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/504 E. dosyası ile dava açtığını, Bursa 6....

              SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan bu değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na 5311 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen geçici 7. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken İİK’nın 366/III. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22.09.2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi. KARŞI OY Genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine itirazı icra takibini kendiliğinden durdurur. İtiraz üzerine duran icra takibine itiraz hükümden düşürülmedikçe devam edilemez, borçluya karşı hiçbir icra takip işlemi yapılamaz. Borçlu borcun bir kısmına itiraz etmiş ise (İİK m. 62/4) borçlunun kabul ettiği miktar için takip durmaz....

                UYAP Entegrasyonu