WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe ancak yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Somut olayda borçlu, İİK'nun 33. maddesi kapsamında icra emrinin tebliğinden önceki ve sonraki dönemde borcun itfa edilmiş olduğu iddiasıyla icra emrine itiraz ederek, icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını istemiştir. Bu nedenle borçlu vekilinin ödeme nedeni ile icra takibinin iptali talebini inceleme görevi İİK. 33. maddesi gereğince İcra Mahkemesine aittir....

    tarihinde yetki ve borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, dosyanın davacı tarafça yetki itirazı kabul edilerek ... tarihinde Kayseri ... Müdürlüğü'ne gönderildiği, Kayseri ... Dairesince ... tarihinde yeniden ödeme emri gönderdiği ve davalının ise ... tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği görülmüştür. Somut olayda davalı taraf Ankara ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası kapsamında takibe başlandıktan sonra ve yetkili icra dairesince ödeme emri gönderilmeden önce borcu ödemiştir. Uyuşmazlık ise söz konusu ödeme nedeniyle takip ferilerinden sorumluluğun kime ait olduğu noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67 ve devamı maddelerinde düzenlenen ödeme emrine itirazın iptali davası (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) bir eda davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş (m. 62) olan takip borçlusuna karşı açılır....

      İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez....

      HD 2006/14978 E. 2006/17396 K. sayılı ilamı) tek geçim kaynağı olan emekli maaşının tamamının üzerine haciz konulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle mağduriyetinin söz konusu olduğunu, öncelikle maaşının üzerine konulan icra takibinin kaldırılması gerektiğini, icra takibine, borca, ödeme emrine, ferilerine ve faizine açıkça itiraz ettiğini, tüm bu sebeplerle hacizlerin kaldırılarak icra takibinin durdurulmasını, arz ve izah edilen sebeplerle tespit edilecek diğer sebepler muvacehesinde; Düzce 4. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Dava kira alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne ve itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kiraya veren Sakarya 6. İcra Müdürlüğünün 2013/4570 esas sayılı icra takip dosyasında 13.06.2013 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 12.06.2013 Sakarya 4. Noterliğinin 2007/8717 yevmiye nolu sözleşmesi gereği ödenmeyen 40.000,00 TL tutarındaki toplam alacağının kiracıdan tahsilini talep etmiştir. Ödeme emri tebliği üzerine davalı kiracı şirket temsilcisi süresi içinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde, ödeme emrine konu borç miktarının ödeme emrinde beyan edildiği miktarda olmadığını, borcun dayanaklarının alacaklıdan istenmesini, çıkacak meblağı ödemeyi kabul ettiğini bildirerek takibe itiraz etmiştir. İİK’nun 62/4.maddesine göre; borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır....

        Bilindiği üzere, icra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, yine yetki itirazıyla birlikte borcun esasına itiraz edilmişse alacaklı gerek gördüğü takdirde bu itirazın kaldırılmasını yine icra mahkemesinden isteyebileceği İcra ve İflas Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmü gereğidir. Yetki itirazıyla birlikte borcun esasına itiraz edildiği durumda ise; alacaklı, icra mahkemesine başvurmadan aynı Yasanın 67. maddesi hükmü gereğince itirazın iptâli davasını mahkemede açmışsa, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisi araştırılmalı ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değil ise, borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulmalıdır....

          SIRA CETVELİNE İTİRAZŞİKAYET 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 16 ] 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 268 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....

            İcra Müdürlüğünün 2018/22813 Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu , borçlu tarafından ödeme emrine itiraz edilmediğini, borçlu vekili tarafından da süresinde itiraz edilmediğini, buna rağmen icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, memur kararında -vekâletname olduğu belirtilen- yabancı dilde hiç bir evrakı kabul edilemeyeceğini ve yabancı dilde yazılı hiç bir evraka dayanarak karar veremeyeceğini, itirazda, 'Posta masrafının yatırıldığı', yazmasına rağmen masrafın yatırılmadığını ve taraflarına tebliğ çıkartılamadığını, masrafı yatırılmamış itirazın memur tarafından kabul edilemeyeceğini, dosyaya Bakanlık'tan gelen tebliğ mazbatasında ve buna bağlı yurtdışı tebliğ evraklarında, itirazın vaktinde yapıldığına dair bir kanıt da bulunmadığını ileri sürerek müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

            Her ne kadar Mahkemece şikâyetçi yanca sunulan vekaletname ve harçlandırılma tarihi ve itiraz dilekçesi üzerindeki havale tarihi esas alınarak verilen itiraz dilekçesinin süresinde icra dairesine sunulduğu kabul edilmiş ise de, bu belgeler İcra ve İflas Kanununun 8 inci maddesinde belirtilen usul yerine getirilmediğinden icra tutanağının aksini ispata elverişli değildir. Dolayısıyla ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile de ispat edilemez....

            Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçluya 18/11/2014 tarihinde ödeme emri ve 15/10/2018 tarihinde yenileme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili icra müdürlüğüne 12/11/2018 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, icra müdürlüğünün 20/11/2018 tarihli kararı ile itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş, 10/12/2018 tarihinde yapılan şikayet ile usulsüz yapılan tebligat nedeni ile icra müdürlüğüne yapılan borca itirazın kabulüne karar verilmesi istenilmiş, mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

            UYAP Entegrasyonu