Karar sayılı 04.06.2015 tarihli karara istinaden kıdem, ihbar, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, alacaklarına istinaden 11.08.2015 tarihinde ilamlı icra takibine geçtiği, borçlulara icra emrinin gönderildiği, borçlu ... Ltd. Şti 'ne 19.07.2016 ve ... A.Ş 'ye de 19.07.2016 tarihinde tebligat yapıldığı, borçluların ödeme emrine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, borçluların menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulduğu belirlenmiştir. İzmir .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; Takip alacaklısı ...'nun takip borçlusu ... Endüstri A.Ş aleyhine İzmir ... İş Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı 30.04.2015 tarihli karara istinaden kıdem, ihbar, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, alacaklarına istinaden 15.06.2015 tarihinde ilamlı icra takibine geçtiği, borçlulara icra emrinin gönderildiği, ......
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Adana 4. Tüketici Mahkemesince, "davacı tüketici ilam niteliğinde olan hakem heyeti kararının infazı için icra takip talebiyle başvurması üzerine icra müdürlüğünce ilâmlı icraya ilişkin ödeme emri gönderilmesi gerekirken, ilâmsız takiplerde ödeme emri gönderildiği, bu haliyle ilâmlı icraya ilişkin ödeme emrine davalı bankanın itirazının olamayacağı, bu haliyle icra memurunun işleminin yerinde olmadığı, ne var ki icra memuru işleminin yerinde olup olmadığının denetleme yetkisinin mahkememizde olmayıp icra mahkemelerinde olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Adana 4....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/99 değişik iş sayılı ihtiyati haciz kararı alınarak ilamsız icra takibine girişildiğini, borca ve takibe itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, ihtiyati haciz kararı bulunan ilamsız takiplerde, borçlunun borca itiraz etmesi halinde, itirazın alacaklıya tebliğ edileceğini ve alacaklının bu tebliğden itibaren 7 gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması ve mahkemede itirazın iptali davası açma zorunluluğunun bulunduğunu, söz konusu takip dosyasında itiraz dilekçelerinin alacaklı vekiline 15/10/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak alacaklı vekili tarafından yedi gün içinde itirazın iptali davası açılmadığını, bu nedenle müvekkili yönünden ihtiyati haciz kararının hükümsüz kaldığını, İcra Müdürlüğü'nden ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalması nedeniyle hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek, İcra Müdürlüğü'nün 28/11/2022 tarihli işleminin iptali ile ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibari ile taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı alacak istemine göre başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasına ilişkindir. -------- dosyası getirtilerek dosyamız içine konmuştur. İcra takibi incelendiğinde, ödeme emrinin ---- tarihinde borçlu/davalıya tebliğ edildiği, borçlunun ----- tarihinde takibe dayanak sözleşmedeki imzaya, borca, yetkiye ve faize itiraz ettiği, icra takibine itirazın süresinde olduğu, itirazın borca, faize kısaca esasa ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davanın İ.İ.K. 67/1 maddesindeki 1 yıllık yasal süre içinde açıldığı anlaşılmıştır....
İİK'nın 62. maddesinin 1. fıkrasına göre: takibe (ödeme emrine) itiraz yazılı (dilekçe ile) ya da sözlü olarak icra dairesine bildirilmesi gerekir. İtirazın yazılı yapılması halinde, bu hususta sınırlayıcı bir düzenleme bulunmadığından, belirli sözcüklerin kullanılması zorunlu değildir. Borculunun "borçlu değilim" ,"borcum yoktur", "alacaklının takibe yetkisi yoktur", "itiraz ediyorum", "borçtan sorumlu değilim" ve sair şekilde itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan sözcüklerin kullanılması yeterlidir. Bu konuda, kullanılan sözcüklerin sözlük anlamına bakılmayıp, onu kullanan kişinin gerçek maksat ve isteği göz önünde tutulmalıdır. Borçlunun dilekçesinden genel olanak "itiraz iradesi" çıkarılabiliyorsa bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Bu konuda, kuşkuya düşülmesi halinde, borçlu lehine hareket edilmelidir....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Süresi içinde ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durur (İİK mad. 66). İtiraz ile duran takibe devam edilebilmesi için, alacaklının itirazı ya mahkemede iptal ettirmesi (İİK mad. 67) veya İcra Hakimliği'nde kaldırtması (İİK mad. 68-68 a) gerekir. Somut olayda, ilamsız takibe ilişkin ödeme emri borçluya 06.04.2009 günü tebliğ edilmiş olup, borçlu yedi günlük itiraz süresini geçirdikten sonra 14.04.2009 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiğinden, takip kesinleşmiştir....
Davalı, dava konusu takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Müdürlüğünün bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Somut olayda, icra dairesinin yetkisine de itiraz bulunduğuna göre, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenip, yetkisiz olduğu sonucuna varıldığı takdirde dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi, icra dairesinin yetkili olduğunun kabul edilmesi halinde ise, mahkemenin kendi yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından ödeme emrine itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır.Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. Yargılama usulü bakımından ise itirazın iptali davaları genel hükümlere tabidir (HMK m.67,I). İtirazın geri alınması itirazın iptali davasına özgü davayı sona erdiren bir taraf işlemidir. Ödeme emrine itiraz etmiş olan borçlu veya vekâletnamesinde "kabul" özel yetkisi bulunan vekili itirazdan her zaman vazgeçebilir. İtirazın geri alınması durumunda ortada geçerli bir itirazdan söz edilemez....
Hukuk Dairesinin 2021/916 Esas, 2021/1207 Karar sayılı ilamı) "...İtirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünce usulüne uygun şekilde ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi ve ödeme emrine borçlu tarafından usulüne uygun şekilde yapılmış itirazın bulunması gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takipteki ödeme emrine ilişkin yetkiye itiraz yanında borca da itiraz edilmiş olsa bile yetki itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesince yeniden ödeme emri çıkarılacak olup itiraz üzerine takibin durması için tebliğ edilen yeni ödeme emrine de ayrıca itiraz edilmesi gerekir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. Bu nedenle yeni ödeme emrine itiraz edilmemiş olması halinde takip kesinleşir....