İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; takip dayanağı çekte kendisini şahsen sorumlu kılan imza bulunmadığı halde keşideci ile birlikte şahsı hakkında başlatılan takibin kötüniyetli olduğu ve bu nedenle %20 oranında icra inkar tazminatı talep edilmesine rağmen tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararı bu yönden istinaf ettiği anlaşılmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstem, davacının takibe konu çekte kendisini sorumlu kılan imzanın bulunmadığı itirazına yöneliktir. Bu hale göre borçlunun takip konusu çekte, keşideci ve aval veren sıfatı ile imzasının olmadığına ilişkin itiraz, İİK'nun 169/a maddesinde düzenlenen borca itiraz niteliğindedir. Borca itirazın yasal yaptırımı ise takibin iptali değil, takibin durdurulmasıdır. Borca itirazın kabulü ve alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olması halinde aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir....
Diğer yandan, borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı üzerine açılan davada, mahkemenin de yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, İİK 50. ve 6100 sayılı HMK'nın 117/2. maddesi gereğince, dava şartı niteliğinde bulunan icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu öncelikle incelenmelidir. Somut olayda, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazından sonra açılan işbu itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiştir....
GEREKÇE Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2019 NUMARASI : 2018/931 ESAS - 2019/197 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip alacaklısının müvekkili aleyhine Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2018/14186 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, alacaklının aynı çekle ilgili olarak Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2018/19134 Esas sayılı dosyası ile de icra takibi başlattığını, bu dosyada yetkiye itiraz ettiklerini ve davanın Afyonkarahisar 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/426 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, bu davada icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini belirterek, aynı çeke dayalı olarak ikinci takip başlatılması nedeniyle takibin iptaline, müvekkili lehine tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Biga İcra Müdürlüğünün 2020/20 esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız takipte 7 örnek ödeme emrinin 13/01/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafın 17/01/2020 havale tarihli dilekçesi ile borcunun tahsil usulünün Köy Kanunu'na göre yapılacağını, takibin kaymakamlıkça yapılabileceğini, bu nedenle takibin durdurulması ile dosyanın kaymakamlık makamına gönderilmesini talep ettiğini, borçlunun bu dilekçesiyle borca itiraz etmediğini, itirazına ilişkin veya borcu kabul etmediğine ilişkin herhangi bir beyanın olmadığını, borçlunun beyanının itiraz beyanı olmayıp göreve ilişkin bir itiraz olduğunu bu dilekçe üzerine takibin durdurulmasının mümkün olmadığını, usul ve yasaya aykırı şekilde verilen takibin durdurulması kararı ile talepleri üzerine verilen red kararının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, takibin devamı emri verilmesini, sebebiyet veren davalı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine...
İcra Müdürlüğünün 2014/6767 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, borçlunun süresi içerisinde borca itiraz ettiğini, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, haksız ve mesnetsiz yapılan itirazın iptalinin gerektiğini, davalının 2013 Ekim - 2014 döneminde 29 aylık aidat borcunu, aylık 50 TL'den olmak üzere 1.450,00- TL olarak ödemediğini beyan ederek; davalının... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6767 Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalının alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, mahkemece resen icra dairesinin yetkisizliği gözetemeyeceği için, borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Davalı-borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması bir dava şartı olduğundan mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenir ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu anlaşılırsa, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılmış olması nedeniyle davada dava şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilir....
Davacının kredi alacağının tahsili amacıyla başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde borçlu ve rehin maliki 3.kişiye ödeme emri tebliğ etmiş ve hem borçlu hem de rehinli taşınmazın maliki icra takibine itirazda bulunmuştur. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde borçlu ve rehinli taşınmaz maliki mecburi dava arkadaşı olup, her ikisi de itiraz etmiş bulunduğundan, ikisi hakkında da itirazın kaldırılabilmesi için dava açılması zorunludur. Somut olayda davacı ödeme emrine itiraz eden ipotek maliki davalı ... hakkında itirazın iptali davası açmış ise de yine takibe itiraz eden asıl borçlu...hakkında herhangi bir dava açılmamıştır. Bu durum bir dava şartı olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir....
Bu durumda, her nekadar borçlu itiraz dilekçesinde teminat senedi iddiasını ileri sürmemiş ve imza itirazı ile çelişecek bir itiraz da ileri sürülemez ise de; itiraz dilekçesinde süresi içinde borca da itiraz edilmiş olduğu ve teminat iddiasının da borca itiraz niteliğinde olup, alacaklının senedin teminaten verildiğine ilişkin kabulü karşısında HMK'nun 141/2. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi söz konusu olmayıp, teminat iddiasının sürede olmadığından da bahsedilemez. O halde mahkemece, İİK'nun 169/a-5. maddesi gereğince teminat senedi iddiasının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....
İcra takibine konu yersiz ödemenin borçlusu, takip borçlusunun murisi olup, takip muteriz borçlu hakkında mirasçı sıfatı ile yapılmaktadır. Borçlu ise mirası reddettiğinden murisin borcundan sorumlu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Bir diğer ifade ile borçlu olmadığını ileri sürmektedirler. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında, borçluların mirası reddettikleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, …sıfat itirazı gibi…....