Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, istihkak iddiası olmaksızın icra memurunun kendiliğinden İcra ve İflas Kanunu’nun 99. maddesi gereğince haciz yapmasının yasaya aykırı olduğu, olmayan istihkak iddiasının reddi istemiyle açılan eldeki davanın “çoğun içinde az da vardır” prensibi gereği aynı zamanda icra memurunun yasaya aykırı olarak İcra ve İflas Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca haciz yapılmasına dair işlemini şikayeti de barındırdığı gerekçesiyle eldeki davanın icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet olarak kabulü ile Denizli 5....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini bildiren Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesinin birinci fıkrasında; "Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir" hükmü öngörülmüştür....

      Somut olayda, icra memurunun gösterilen adreste haciz işlemini gerçekleştirdiği, adreste hazır bulunan kişinin; bu adresten borçlu şirketin daha evvel ayrıldığını, işyerini kendilerinin kiraladıklarını, farklı bir şirket olduklarını ve adreste bulunan malların kendilerine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunduğu, alacaklı vekilinin haciz mahallinde kapalı yerlerin açılarak evrak araştırması yapılmasını talep ettiği ancak icra memurunun gerekçe göstermeden talebin reddine karar verdiği görülmektedir. İİK’nin 80. maddesi borçluyu hedef almakta olup, yapılan işlemler borçlu hakkında gerçekleştirilmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi eğer 3. kişi haciz yapılan yerin borçluya ait olmadığı iddiasında ise icra müdürü tarafından iddialar zapta geçirilerek, İİK'nin 96. ve bunu izleyen maddelerdeki prosedür uygulanmalıdır. İcra müdürünce İİK’nin 96. ve 99. maddelerine göre işlem yapılıp yapılmayacağı hususu ancak evrak araştırması sonucunda netleşmektedir....

        İcra Dairesinin 2022/8042 Esas sayılı icra dosyasındaki borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, 15.09.2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne" dair karar verildiği görülmüştür....

        Mahkeme kararının gerekçesinde zararın icra görevlilerinin kusurlu eylemi sonucu meydana geldiği kabul edilerek davalı ...'nın zarardan sorumlu olduğu belirtilmiş, ayrıca davanın görevli icra müdürüne ihbar edildiği görülmüştür. İcra müdürü haciz işlemi sırasında teknik bilgiye dayalı dorsenin çekiciden çıkarılması işleminde meydana gelen zarar nedeniyle kusurlu olduğu kabul edilemez, haciz işlemini yerine getirmekle yükümlüdür. Davalı Bakanlık ise, haciz işlemi sırasında meydana gelen zararlardan kusursuz sorumluluk ilkesi çerçevesinde sorumludur. Şu durumda, mahkemenin icra görevlilerinin kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmesi doğru değil ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın bu nedenle onanması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA 17/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin 30/07/2020 tarihinde tamamlandığı anlaşılmıştır. ------. İcra Müdürlüğünün-----Esas sayılı icra takip dosyası ile------. İcra Müdürlüğünün ------Esas sayılı icra takip dosyalarının açılış tarihinin tasfiyenin tamamlanmasından önceye ilişkin olduğu, bu durumda davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle): 1-Davanın KABULÜ ile, TTK'nın 547. maddesi uyarınca-----Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ------ sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde -----Şirketi'nin ticaret sicil kaydının, ----- İcra Müdürlüğünün ----- Esas sayılı icra takip dosyası ile ------....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra dosyasının aslının incelenmeksizin dava hakkında karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyanın aslının getirtilmesi taleplerinin kabul edilmediğini ve eksik incelemeye dayalı hukuka aykırı karar verildiğini, uyabın aktif kullanılmadığı eski icra dosyalarında kambiyo dosyalarında zamanaşımını kesmek için usulen haciz talebinde bulunmak ve icra müdür yardımcısından karar almanın yeterli olduğunu, karar sonrası icra memurunun sorgu yapıp yapmadığının veya haciz koyup koymadığının bir önemi bulunmadığını, zira alacaklının üzerine düşeni yaptığını, gerisinin icra memurunun işlemi olduğunu, mahkemece bu hususun göz ardı edilerek sadece uyap kayıtlarına göre karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle tehiri icra taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; İstanbul 11....

            Davacı ... itiraz dilekçesini icra müdürlüğüne ibraz etmiş, belediyenin evrak teslim (zimmet) defterine 4.12.2013 tarihinde icra memurunun imzasını almıştır. İcra müdürlüğünce daha sonra 11.12. 2013 tarihinde itiraz dilekçesi üzerine havale tarihi konulmak suretiyle itirazın süresinde olmadığı kabul edilmiş bunun üzerine yapılan şikayet sonucu İcra Mahkemesince şikayetin süresinde olduğunun kabul edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince özetle; icra dairelerince yapılan işlemler bakımından daire kayıtlarının esas alınması gerektiği, zimmet defterine itibar edilemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuş, aynı gerekçeyle direnme üzerine HGK'nun çoğunluğu tarafından daire görüşü gibi bozma kararı verilmiştir. Bu kararın düzeltilmesinin istenmesi nedeniyle uyuşmazlık tekrar HGK önüne gelmiştir. Bilindiği üzere iş sahipleri ilgili kurumlara yapmış oldukları başvuruların ispatı açısından başvuru karşılığı belge almak isterler....

              CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle alacağın zamanaşımına uğradığını, tasfiye açılışının 22.05.2012 olduğunu, iki ve beş yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davanın süresinde açılmadığını, tasfiye memurunun 25.05.2012 tarihinden itibaren ... ... Gazetesinde alacaklıların başvurması için usulüne uygun ilanları yaptığını, davalının herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, kaldı ki davacının ilk takibini Ankara 13 İcra Müdürlüğünün 2011/3266 Esas sayılı dosyasında takibe koyduğunu, bu dosyayı takipsiz bıraktığını, yenileme üzerine Ankara 13 İcra Müdürlüğünün 2013/5280 Esas sayısını alan dosyanın ise kendilerine tebliğ edilmediğini, tasfiye memurunun davacı alacağı yönünden kusurlu davranışı olmadığını, tasfiye sürecinin usulüne uygun olarak sonuçlandırıldığını, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle alacağın zamanaşımına uğradığını, tasfiye açılışının 22.05.2012 olduğunu, iki ve beş yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davanın süresinde açılmadığını, tasfiye memurunun 25.05.2012 tarihinden itibaren Ticaret Sicil Gazetesinde alacaklıların başvurması için usulüne uygun ilanları yaptığını, davalının herhangi bir başvurusunun bulunmadığını, kaldı ki davacının ilk takibini Ankara 13 İcra Müdürlüğünün 2011/3266 Esas sayılı dosyasında takibe koyduğunu, bu dosyayı takipsiz bıraktığını, yenileme üzerine Ankara 13 İcra Müdürlüğünün 2013/5280 Esas sayısını alan dosyanın ise kendilerine tebliğ edilmediğini, tasfiye memurunun davacı alacağı yönünden kusurlu davranışı olmadığını, tasfiye sürecinin usulüne uygun olarak sonuçlandırıldığını, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                UYAP Entegrasyonu