. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmelerine kefil olan davalıların borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibine itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., cevap dilekçesi vermemiştir. Davalı ..., sözleşmeyi yetkilisi olduğu şirket adına imzaladığını, şahsi kefaletinin bulunmadığını, borcun da ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalı ...'nun yetkilisi olduğu şirket adına sözleşmeyi imzaladığı, şahsi kefaletinin bulunmadığı, davalı ... yönünden, taleple bağlılık kuralı gereği davanın kısmen kabulüne, takibin 100.000 TL asıl alacak, 2.900 TL işlemiş faiz, 145 TL BSMV olmak üzere toplam 103.045 TL üzerinden devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bankacı bilirkişi 06/12/2020 tarihli ön rapor ve 25/08/2021 tarihli kök raporunda özetle, davalının 04/09/2012 tarihli sözleşmede usulüne uygun kefaletinin bulunduğunu, dava konusu kredinin 22/07/2014 tarihli sözleşmeye istinaden kullandırıldığını ve davalının bu tarihli kredide kefaletinin bulunmadığını, aksinin düşünülmesi halinde takip talebinde belirtilen miktarlar yönünden davacı alacağının bulunduğunu bildirmiştir. Rapor oluşa ve dosya kapsamına uygun bulunarak hükme esas alınmıştır. DEĞERLENDİRME: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Ankara .. Tüketici Mahkemesi'nin ... karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya Mahkememize gönderilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine 2002/305 esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, müvekkilinin kefalet sorumluluğunun davalı bankanın yazdığı 03.02.2000 tarih, 75 sayılı yazı gereği sona erdiğini, bu nedenle bankaya kefaletten doğan bir borçları bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının daha önce açtığı 2002/161 dava ile 1.000.000.-Euro kefaleti bulunduğunu kabul ettiğini, bu davadan feragat etmesi sonucu kefaletinin kesinleştiğini, artık yeniden aynı konuda dava ikame edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının 2002/161 esas sayılı dava ile kefaletinin 1.000.000.-Euro olduğunun tespitini talep ettiği ve bilahare davadan feragat ettiği böylece kefaletinin kesinleştiği, bu nedenle artık aynı konuda yeniden dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine 2002/305 esas sayılı dosya ile icra takibi yapıldığını, müvekkilinin kefalet sorumluluğunun davalı bankanın yazdığı 03.02.2000 tarih, 75 sayılı yazı gereği sona erdiğini, bu nedenle bankaya kefaletten ... bir borçları bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında, davacının daha önce açtığı 2002/161 dava ile 1.000.000.-Euro kefaleti bulunduğunu kabul ettiğini, bu davadan feragat etmesi sonucu kefaletinin kesinleştiğini, artık yeniden aynı konuda dava ikame edemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının 2002/161 esas sayılı dava ile kefaletinin 1.000.000.-Euro olduğunun tespitini talep ettiği ve bilahare davadan feragat ettiği böylece kefaletinin kesinleştiği, bu nedenle artık aynı konuda yeniden dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
haciz esnasında borca icra kefili olduğu hususu sabit olup davalı alacaklı tarafça takibin devamına yönelik zaman aşımını kesen haciz taleplerinde ve icra takip işlemlerinde bulunulduğu, bu nedenle 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolmamış olduğunun anlaşıldığı, davacının icra kefaletinin yasanın aradığı şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediği, haciz baskısı altına verildiği ve asıl borçluya yapılan takibin sonuçsuz kalmadan kefile başvurulamayacağı yönündeki şikayetlerinin incelenmesinde, icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali isteminin, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptalinin talep edilemeyeceği, ancak, İİK'nın 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletlerin, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olduğu, icra kefaletinin Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığından icra emri gönderilemeyeceği şikayetinin, takip konusu belgenin...
Buna göre ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir. Bu nedenle de icra emri tebliği üzerine İİK'nun 16. maddesine göre şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulması halinde, mahkemece, TBK'nun 581 ve devamı maddeleri kapsamında icra kefalet işleminin İİK'nun 38. maddesi uyarınca ilamlı icra takibine konu edilip edilmeyeceği değerlendirilerek, ilamlı takibe konu edilemeyeceğinin belirlenmesi halinde, kefaletin geçersizliğine değil, sadece bu kefalete dayalı olarak gönderilen icra emrinin ve varsa icra kefili sıfatı ile yapılan işlemlerin iptali ile yetinilmesi gerekir. Bu husustaki şikayet ise süreye tabi değildir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı şirket arasında yapılan kredi sözleşmesini davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, alacağın tahsili için yapılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... şahsi kefaletinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... şahsi kefaletinin bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının 8.328.13.-YTL. asıl alacak için icra takibi yaptığı, bu alacağın 5.126.71.-YTL.sinin davacı vekilinin beyan ettiği gibi .... İcra Müdürlüğü’nün 2005/1142 sayılı dosyasında tahsil edildiği, davacının 3.201.42.-YTL. alacağının kaldığı, HUMK.nun 1/2, 8/1. maddelerine göre davaya bakmaya ... Sulh (Ticaret) Mahkemesi’nin bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava 9.038.14....
Borçlunun şikayeti, icra kefaletinin BK'nun 584. madde kapsamında usule uygun düzenlenmediğine ilişkindir. Şayet icra kefaleti usulüne uygun düzenlenmemiş ise icra mahkemesince istem icra kefaletinin iptali değil, icra emrinin iptali şeklinde sonuçlandırılması gerekir. Somut olayda, şirket yetkilisi şirket adına icra kefaletinde bulunduğundan Borçlar Kanunu'nda 28.03.2013 tarihinde yapılan Değişik 584/2 madde hükmünde belirtildiği gibi, şirket yöneticisinin (temsilci) işletme veya şirketle ilgili olarak vereceği kefaletlerde eşin rızasının aranmayacağı düzenlenmiş olduğundan, bu olayda eşin rızası aranmaz. Mahkemece istemin bu nedenle reddi gerekirken, icra kefalet işleminin iptali gibi kabul edilerek, istemin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddi doğru değil ise de; sonuçta şikayet reddedildiğinden, ret kararı yukarıda açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle doğru olduğundan onanması gerekmiştir....
. - KARAR - Davacı vekili, dava dışı ... ’ya 05.06.2006 tarih ve 250.000 TL limitli genel kredi sözleşmesine istinaden verilen kredi kartından kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının itirazı ile takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı bankadan konut kredisi kullanan ... kefil olduğunu kredi borcunun tamamı ödendiğini, tapudan fek yazısı alındığını, hatta kredi kullandırılan ev satıldığını ve bu şekilde kefaletinin sona erdiğini, hatta bankaya gidip kefaletinin devam edip etmediğini sorduğunu, sorduğunda kendisine kefaletinin bittiğini söylediklerini, 2013 yılında verilen bu kredi ve karta kefil olmadığını, davayı kabul etmediğini, davanın kötü niyetli olarak açıldığını belirterek; davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
nun 38. maddesine göre, icra kefaletleri ilam niteliğinde olup, icra kefiline icra emri gönderilir. Ancak, usulüne uygun olarak verilen icra kefaleti ilam hükmünde sayılır. İcra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi, yargılamayı gerektirmesi nedeniyle genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak icra kefaletinin iptali talep edilemez. Ancak, İİK'nun 38.maddesi uyarınca icra dairesindeki kefaletler, müteselsil kefalet niteliğinde olup, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbidir. İcra kefaletinin, Türk Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmadığı iddiasıyla icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayet, takip konusu belgenin ilam hükmünde belge olmadığına yönelik olup, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tabidir....